donmuş denizin üzerinde durup Antarktika fırtınalarına dayanıyorlar. | Open Subtitles | يقفون على البحر المتجمد ويتحملون كامل قوة عواصف القارة القطبية الجنوبية |
Yazla gelecek erimeyi beklemektense, donmuş denizin üzerinde hızla güneye ilerliyorlar. | Open Subtitles | بدلاً من إنتظار الذوبان الصيفي للجليد ، فإن الوافدون الجدد يذهبون بإستعجال للجنوب فوق البحر المتجمد. |
Erebus Dağı'nın aşağısında üçüncü ekip, dalış ekibi volkanın donmuş denizin altına uzanan aşağı yamaçlarını keşfetmeyi planlıyor. | Open Subtitles | (أسفل تحت قدم جبل (إيربس يُخطط طاقم ثالث وهو فريق الغوص لإستكشاف منحدرات البركان الأدنى التي تمتد تحت البحر المتجمد |
Ve bununla birlikte her yıl, gittikçe azalan deniz buzu gördüm. | TED | كما اني كل سنة، كنت ارى القليل فالقليل من البحر المتجمد. |
Kısa zaman içinde, Avustralya büyüklüğünde deniz buzu Arktik Okyanusu'ndan yok olacak. | Open Subtitles | قريباً، مساحةٌ من البحر المتجمد بحجم أستراليا ستختفي من المحيط القطبي الشمالي |
Donmuş deniz yüzeyi gelgitin oluşturduğu basınç sırtları ve çatlaklarla dolu. | Open Subtitles | سطح البحر المتجمد مُوسّمٌ بنتوءات إجهاد وصدوعٌ تشكلت بفعل عمليات المد والجزر المتغيرة |
Donmuş deniz, ilkbahar güneşi altında hızlı eriyor. | Open Subtitles | يذوب البحر المتجمد سريعاً تحت أشعة شمس الربيع |
Erebus Dağı'nın aşağısında üçüncü ekip, dalış ekibi volkanın donmuş denizin altına uzanan aşağı yamaçlarını keşfetmeyi planlıyor. | Open Subtitles | (أسفل تحت قدم جبل (إيربس يُخطط طاقم ثالث وهو فريق الغوص لإستكشاف منحدرات البركان الأدنى التي تمتد تحت البحر المتجمد |
Güneşin Kuzey Kutbu'ndaki ısıtıcı etkisi artıyor ve deniz buzu ilk zayıflama belirtilerini gösteriyor. | Open Subtitles | أثر دفء الشمس على القطب الشمالي في تصاعد ويُظهر البحر المتجمد أول علامات الوهن |
Ayrıca deniz buzu üstünden geçirip çeşitli yerlerle bağlantı kurdukları bir telefon da vardı. | Open Subtitles | و كان هناك تليفوناً يشغلونه عبر البحر المتجمد و قد ربط العديد من الأماكن المختلفة معاً |
Sağ tarafta daldıkları Donmuş deniz bulunmaktadır. | Open Subtitles | إلى اليمين يقع البحر المتجمد حيث الغوص. |
Bu yüzden David ve halkı çoğu Inuit gibi sürekli Donmuş deniz buzunda seyahat etti. | Open Subtitles | كأغلب شعب (إنويت) لطالما سافر عابراً البحر المتجمد |