ويكيبيديا

    "البراميل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fıçılar
        
    • Varildeki
        
    • varilleri
        
    • fıçı
        
    • fıçıları
        
    • variller
        
    • varillerin
        
    • fıçıların
        
    • varil
        
    • varillerde
        
    • varillerdeki
        
    • fıçıya
        
    • fıçılarla
        
    • Fıçıyı
        
    • varilin
        
    Orada fıçılar var. Bahse girerim ki en az birinde şarap vardır. Open Subtitles هذه البراميل هناك، أرهن إنه على الاقل واحد منها يحتوي على الخمر
    Varildeki kızlardan birinin kaçıp onu kaçıran adamların peşine düştüğüne inanıyorum. Open Subtitles إحدى فتيات البراميل فرّت، وهي تطارد خاطفيها الآن
    Bu adamlar vaftizi bozdular ve su kaynağına varilleri boşalttılar. Open Subtitles قاطع هؤلاء الصبية طقوس التعميد. وسكبوا محتوى البراميل في الينبوع.
    O adamın kasabada fıçı imal etmesine şaşmamalı. Buraya bakan o değildi nasıl olsa. Open Subtitles لا عجب أنّ ذلك الشخص ذهب لصناعة البراميل فلم يكن بارعاً في الزراعة
    Turuncu renkli fıçıları yerleştirdik ve insanlar yerden bitmiş gibi sokağa geldiler. TED لقد وضعنا البراميل برتقالية اللون ثم توافد الناس الى الشارع على الفور
    Evet. Bu variller nereye gitti hiç gördünüz mü? Open Subtitles هل رأيت ما كان يحدث لتلك البراميل المليئة بالمحاليل ؟
    Yolunun sonuna yaklaşıyor, dizilmiş varillerin arasından geçiyor. TED انه يقترب من نهاية السباق، يشق طريقه بين البراميل التي تقام هناك.
    saat 4:30 gibi dışarıda beklersiniz, fıçıların orada... Open Subtitles حوالي الساعة 4: 30 ، وتنتظر بالخارج مع البراميل
    Ve Detroit'in altında tüm bu mega varillerin ortalama maliyeti varil başına 18 dolar eder. TED و جميع تلك البراميل الضخمة تحت مدينة ديترويت تبلغ تكلفتها في المتوسط إلى 18 دولار للبرميل.
    lzgaralar ve fıçılar, yüzen ne varsa hepsini denize atın. Open Subtitles مستر ألان القى بكل العوامات و البراميل أى شىء يطفو
    lzgaralar ve fıçılar, yüzen ne varsa hepsini denize atın. Open Subtitles مستر ألان القى بكل العوامات و البراميل أى شىء يطفو
    Ayrıca Varildeki kızlar davasında büyük gelişme kaydettiğini söyledi. Open Subtitles كما أنّها قالت إنّكِ حللتِ قضيّة فتيات البراميل
    İşte karşınızda. Varildeki kızlar davasını çözen dedektif. Open Subtitles ها هي ذي، المحقّقة التي حلّت قضيّة فتيات البراميل
    - Sen şu varilleri toparlayabilirsin. - Tamam, 85. Open Subtitles رتب أنت هذه البراميل حسناً يا خمسة وثمانين
    O baktan aracını çalıştırsan iyi olur çünkü biz konuşurken düz burun varilleri kamyona yüklüyor. Open Subtitles أشعر بذعر مخيف هنا لأن هذا الرجل مسطح الأنف جاري تحميل بعض البراميل في الشاحنة
    Dün gece, kulübe arkadaşı fıçı üreticisi olan bir adamla arpa suyu içtim. Open Subtitles ليلة أمس احتسيت الشراب مع شخص.. كانت مهنته هو صنع البراميل..
    Oturağa da gerek yok, tek ihiyacınız olan bir kaç fıçı Doğru Kan nasıl olsa bir şey yiyip içmiyorlar. Open Subtitles لن تحتاجي إلى إختراق بنك الدم .. أليس هذا ما تحتاجيه هو مجموعه من البراميل من الدم الحقيقي لإنهم لا يأكلون ولا يشربون
    Tamam, şimdi gir oraya ve fıçıları uçurmak için şimşeklerini kullan. Open Subtitles حسنا، ادخل الآن واستعمل برقك لتفجير تلك البراميل.
    variller açık değildi. Open Subtitles حتى البراميل التى لم تكن مفتُوحة تم تخريبها أيضاً
    O fıçıların içinde binlerce insanı öldürmeye yetecek kadar madde var. Open Subtitles هناك ما يكفي في تلك البراميل لقتل آلاف الناس
    En yukarıda, BP'nin atık petrol sızıntısı: milyarlarca varil fışkıran petrol Meksika körfezinde akıyor. TED في السطر العلوي، هذه بقعة نفط بريتيش بتروليوم: مليارات البراميل من النفط تدفقت في خليج المكسيك.
    O varillerde ne oldugunu biliyorsunuz, degil mi? Open Subtitles أنت تعلم ما يوجد في تلك البراميل, صحيح ؟
    Bu varillerdeki su her bir köye en fazla bir gün dayanır. Open Subtitles المياه التي في هذه البراميل ستدوم للقرية يوما على الأكثر
    Eve döndüğümde o fıçıya el sürmüş olursan asıl ben seni çarpacağım. Open Subtitles ستسكنكَ أنتَ الأشباح ، إذا وجدتُ تلك البراميل ليست سليمة عندما أعود إلى المنزل
    Hanbalık'a doğru gitmeyen bir yolda, o fıçılarla dolu yük arabaları gördüm. Open Subtitles رأيت عربات محملة بتلك البراميل على طريق لا تؤدي إلى "كامبولاك".
    Burada güçlü olanlar Fıçıyı yapanlar. TED وهنا تقبع السلطة التي يمتلكها صانعو البراميل الفاسدة.
    Uçağın gövdesi, aslında birkaç tane varilin perçinlemesinden oluşmuş. Open Subtitles هيكل الطائرة، هو في الحقيقة حفنة من البراميل المستديرة تنصب معاُ

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد