Neyse, elektriksel pire tasması konusunda haklıydın. | Open Subtitles | بالمناسبة ، لقد كُنت مُحقاً بالنسبة لطوق البرغوث الكهربائي |
Yüreğim huzurlu ve dünya da gözüme komik bir pire gibi görünüyor. | Open Subtitles | قبلي مسالم و العالم والعالم يعادل البرغوث بالنسبة لي |
Onun için çok önemli olan ufak değişikliklerle farklı bir yöne bükülen dallarla bir pire yuvasında bir yumurta eksik veya fazla olarak. | Open Subtitles | مع القليل من الإختلافات والتي تعني له الكثير، فرع ينحني في إتجاهات مختلفة، بيضة واحدة أو أكثر أو أقل في عش البرغوث |
Bit pazarında onları eğlenceli kartlara çeviren gay'in birine sattık. | Open Subtitles | بعناهم لرجل شاذ في متجر البرغوث من حولهم لكروت مضحكة؟ |
- Olur. Bit pazarında neredeyse havaya uçuyordum. | Open Subtitles | أنا حصلت على ما يقرب مؤخرتي أظفارا في سوق البرغوث. |
Bir pire hakkında bir şiir hatırlıyorum. Ama aslında bu şiir seks hakkındaydı. | Open Subtitles | أتذكر قصيدة عن البرغوث , ولكنها كانت حقا ًعن الجنس |
pire de cambaz gibi öne ve arkaya gidebilir. | Open Subtitles | بوسع البرغوث أيضاً الذهاب إلى الأمام وإلى الخلف، كالبهلوان تماماً. |
pire şurada, ipin yanında da gidebilir. | Open Subtitles | يستطيع البرغوث أيضاً الانتقال في هذا الاتجاه، على جانب الحبل. |
Bu"eğer"lerle bir pire bir fili taşıyabilir. | Open Subtitles | مع العزيمة البرغوث يمكن أن يحمل فيل |
Küçücük makineler, pire kılından bile küçük. | Open Subtitles | قطع رقيقة أصغر من شعرة البرغوث |
Seni alçak, pis, iğrenç, adi, tuvaletten su içen kokuşmuş pire torbası seni! | Open Subtitles | الأرض تاي، قذرة، فاسدة، غير شريفة، البرغوث رائحة الخمر المرحاض! |
Sonra pire bıyıkla uyanır... | Open Subtitles | ثم إستيقظ البرغوث وعاد إلىجحيمشاربالملاك... |
Will, Barbara ve o canavar, hepsi pire. | Open Subtitles | "ويل" و"باربرا" وذلك الوحش هم هذا البرغوث. |
Uzak dur, pire. Buralarda hoş karşılanmıyorsun. | Open Subtitles | أذهب أيه البرغوث ليس مرحباً بك هنا. |
pire ısırığı bile bundan büyüktür. Ne diye bağırıp duruyorsun? | Open Subtitles | عضة البرغوث أكبر. |
Konuyu değiştirme, seni pire kralı. | Open Subtitles | لا تغير الموضوع ، ياملك البرغوث . |
Bana "Hareketli pire"'yi gösterir misin? | Open Subtitles | هلاّ أريتني "البرغوث اللعوب" ؟ |
Her gün 200 milyon dolarlık Bit pazarına işe gelmek. | Open Subtitles | تأتي للعمل كل يوم في مبنى تكلفته 200 مليون دولار سوق البرغوث |
Bit Çukuru'nda işim var. | Open Subtitles | لقد حصلت على عملي الخاص في أسفل البرغوث. |
Büyük ihtimalle Bit pazarından almıştır. | Open Subtitles | وقال انه ربما اشترته في سوق البرغوث. |
Bit pazarından aldığını söylemiş. | Open Subtitles | والتي اشتراها من محل البرغوث |