ويكيبيديا

    "البرلمان" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Parlamento
        
    • parlamentoda
        
    • Parlamentonun
        
    • Parlamentoya
        
    • meclis
        
    • parlamentodan
        
    • parlamentoyu
        
    • Parlamentosu
        
    • Parlemento
        
    • mecliste
        
    • meclise
        
    • Parliament
        
    • Meclisi
        
    • meclisten
        
    • Kongre
        
    Sence Parlamento'yu patlatmak bu ülkeyi daha iyi bir yer mi yapacak? Open Subtitles هل تعتقد حقاً أن نسف البرلمان سيعيد هذا البلد إلى مكانته ؟
    Parlamento binasını, içindeki kral ve diğer parlamenterlerle birlikte havaya uçurmaya çalışmış. Open Subtitles حاول أن يفجر البرلمان و الملك و اللوردات و الحكومة كلها بداخله
    - Konuşmak için kimin çağrılacağına Parlamento başkanı karar verir. Open Subtitles رئيس البرلمان هو فقط من يقرر من يمثل امام البرلمان
    Bende bir ilk olarak Ulusal parlamentoda konuşmak için davet edildim. TED لذلك للمرة الأولى ، دعيت للتحدث أمام البرلمان الوطني
    Şu an bunları bizim de görüyor olmamızın tek sebebi Parlamentonun Facebook'u bunları vermek için zorlamış olması. TED والسبب الوحيد في رؤيتنا لهم الآن هو أن البرلمان أجبر الفيسبوك على تسليمهم.
    Zamanın başbakanı Parlamentoya, bütçe konuşması yapmak için gitti ve asla unutmayacağım bazı şeyler söyledi. TED وذهب رئيس الوزراء في ذلك الوقت إلى البرلمان ليلقي خطاباً عن الميزانية، وقال بعض الأشياء التي سوف لن أنساها ابدأ.
    Başbakan'ı arayacağım. Parlamento oturumunda konuşmak için resmi bir talepte bulunacağım. Open Subtitles سأتصل برئيس الوزراء وأقدّم طلباً رسمياً بالتحدث مع البرلمان خلال إنعقاده.
    Parlamento oturumunda konuşma yapmak için resmi bir talepte bulun. Open Subtitles قم بتقديم طلب رسمي للحديث في اثناء انعقاد مجلس البرلمان
    Pek çok vatansever, Parlamento önünde barışçıl bir miting çağrısına uydu. Open Subtitles استجاب العديد من الوطنيّين للنداء من أجل مسيرة سلميّة الى البرلمان
    Şu an, benim Parlamento'daki arkadaşlarım arasında aile hekimleri, işadamları, profesörler, seçkin ekonomistler, tarihçiler, yazarlar, albaydan, alaydaki çavuşa kadar ordu mensupları var. TED في منصبي الجديد، زملائي في البرلمان هم من الأطباء، رجال الأعمال، البروفيسورات الاقتصاديين المميزين، المؤرخين، الكتاب ضباط الجيش من عقيد حتى رقيب أول
    En önemlisi de, Amerikan büyükelçisi yakındı bu sayede Parlamento süratle biraraya geldi ve kanun geri çekildi, yürütmeden kaldrıldı. TED الأهم من ذلك، اشتكت السفارة الأمريكية، لذا انعقد البرلمان سريعاً، وأُلغى القانون، أُبطل.
    Bu doğru değil. Kralın bütün reformları Parlamento aracılığıyla kabul edilmişti. TED الدفاع: غير صحيح. جميع إصلاحات الملك وافق عليها البرلمان.
    Şimdi Londra'ya gidin, Parlamento meydanındaki anıtlarda ve David Lloyd George'un anıtında sadece üç sözcük olduğunu göreceksiniz: David Lloyd George. TED الآن مايوازي هذا في لندن في ساحة البرلمان وسترى أن نصب ديفيد لويد جورج يتضمن ثلاث كلمات: ديفيد لويد جورج.
    Yani parlamentoda, ki halk adına konuşur, bir yasa tasarısı var. Open Subtitles لذا فى البرلمان الذى يتكلم باسم الناس هناك ضريبة تعرف بفعل التعاقب.
    Sir Thomas More? Parlamentonun yasama hakkını inkar etmiyorum. Open Subtitles أنا لا أنكر حق البرلمان فى تشريع القوانين.
    Biz, Parlamentoya doğru yürüyen Zimbabveli kadınları destekliyoruz. TED و نساند النساء من زمبابوي في مسيرتهن نحو البرلمان.
    Teklif şöyle, bu Meclisin oturumlarını meclis'in kendi alacağı karar haricinde... Open Subtitles يعلن هذا البرلمان أنه لا توجد سلطة سوف تحل هذا البرلمان
    Richard Rich'e de ki, parlamentodan, delileri vatan hainliği suçundan idam etmeyi mümkün kılan bir yasa tasarısı geçirsin. Open Subtitles قل لريتشارد ريتش أن يعمم مشروع قانون في البرلمان كي يجعل من القانوني إعدام شخص مجنون بتهمة الخيانة
    parlamentoyu kendi istekleri için bir köprü olarak kullandı. TED الإدعاء: لقد استخدم البرلمان كختم مطاطي لخدمة إرادته الشخصية.
    Ama Alman Parlamentosu'nda iki üyesi olduğunu gerçeğini de biliyorum. Open Subtitles ولكنّني أعلم بحقيقة أنه هنالك عضوين من أعضاء البرلمان الألمانين
    Aslında bizim telefon servisi öyle zahmetliydi ki, 1984'de bir Parlemento üyesi kalktı ve şikayetini bildirdi. TED في الحقيقة، كانت خدمات الهاتف من البؤس بحيث أن عضوا من البرلمان تقدم في عام 1984 واشتكى بخصوص هذا.
    Benim sadece yemek sofrasında bir iskemlem varken onun mecliste var. Open Subtitles ومقعد في البرلمان كما قلت واحد في بلدي مائدة العشاء الخاص.
    Barış içinde meclise yürüyeceğiz ve sonuç alana kadar orada kalacağız. Open Subtitles سنقوم بعمل مسيرة تجاه البرلمان و سنقف هناك أطول فترة ممكنة
    Parliament Meydanına gidip, oradan kızımın oturduğu yere giden otobüse binmeyi düşünüyorum. Open Subtitles لذا كل صباح أجمع أغراضي و أذهب لميدان البرلمان لأستقل الحافلة
    Bak önce askeri inzibat oldum... şimdi Yasama Meclisi Üyesi oldum ve sonrada bir bakan olacağım. Open Subtitles لقد اصبحت عضوا في الجمعية التشريعية ويجب عليّ ان اكون عضوا في البرلمان ووزيراً أيضاً
    Majesteleri meclisten, kendini ısıran beş köpeğin elden çıkarılmasını emretmiş. Open Subtitles لقد أمر الملك البرلمان أن يسلمه الخمسة الخونة الذين خانوه في السنوات الماضية
    Senden o Kongre kasını esnetip bu işin altındakileri bulmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تبيّن عضلات البرلمان و تأتي لنا بحقيقة هذا الأمر.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد