Çeviride kaybolan başka şeyler de var, insan sezgisi gibi. | TED | هناك أشياء أخرى تفُقد في الترجمة أيضاً، مثل الحدس البشريّ. |
Bizi, insan ahlâkının ve tutumunun, temel dayanaklarını sorgulamaya zorluyor. | Open Subtitles | إنّها تُجبرنا على إعادة فحص أسُس السلوك البشريّ ومبادئه الأخلاقيّة. |
İnsan tarafının seni aramıza katılmayacak kadar değersiz yaptığını düşünüyorsun. | Open Subtitles | إنّكَ تظنّ أنّ نصفكَ البشريّ يجعلكَ غير جدير بالإنضمام إلينا. |
Seni eğitmeye çalışıyorum. Onun insani olmayan mükemmelliğinin yanında hepimiz yetersiz kalıyoruz. | Open Subtitles | أحاول أن أقوم بتعليمك جميعنا يسعى إلى الكمال البشريّ |
İnsanın, soğuk ve sıcak arasında iyi bir denge oluşturduğunu duymuştum. | Open Subtitles | حتى يعرف العنصر البشريّ حاجته توازن دقيق بين الحرارة و البرد |
Baban, insan ırkını yok olmaktan kurtarmanın başka bir yolunu bulmak zorundaydı. | Open Subtitles | كان على والدك العثور على طريقة أخرى لإنقاذ الجنس البشريّ مِن الانقراض |
İnsan vücudu her saniye 25 milyon hücre meydana getirir. | Open Subtitles | الجّسم البشريّ يُنتج أربعًا وعشرين مليون خليّة جديدة كلّ ثانيةٍ. |
İnsan vücudunun bir dizi güçlü ve zayıf noktadan oluştuğunu anlattı. | Open Subtitles | وضَّح أن الجسم البشريّ عبارة عن سلسلة من نقاط القوة والضعف |
İnsan vücudunun bir dizi güçlü ve zayıf noktadan oluştuğunu anlattı. | Open Subtitles | وضَّح أن الجسم البشريّ عبارة عن سلسلة من نقاط القوة والضعف |
Şu andaki düşünce, insan bilincini kopyalamanın iki aşaması olduğu. | Open Subtitles | التوجُّه الحاليّ ينصُّ على أن نسخ الوعي البشريّ يتطلب خطوتين. |
Ama bu gezegende bir tür olarak nasıl var olacağımızı değiştirmesi çabamıza, işgücünün son derece gerçek olan insan maliyeti dahil tüm maliyetlerini dahil etmeli ve dikkate almalıyız. | TED | لكن في مجهودنا في محاولة إعادة تكوين كيفيّة عيش جنسنا على هذا الكوكب علينا إضافة التكاليف و أخذها بعين الاعتبار منها تكلفة العمل التي يقوم بها الكائن البشريّ نفسه. |
Bugün size dünyanın dört bir yanındaki bilimciler tarafından insan zihninin sinirsel portresini çizmek amacıyla yürütülen bir projeden bahsedeceğim. | TED | أرغب اليوم في أن أخبركم عن مشروع يشارك فيه العديد من العلماء من مختلف أنحاء العالم لرسم صورة عصبية للعقل البشريّ. |
Karışım için bu adamın D.N.A'sından almış olsaydık derlemek için aylarımızı harcadığımız insan büyüme maddesine bulaşmış olabilirdi. | Open Subtitles | لا نستطيعُ استخراجَ حمضه النوويّ من أجل الخليط. يمكن أن يلوّث كلّ مادّةِ النموّ البشريّ التي أمضينا أشهراً في جمعها. |
Senin tabirinle çakıl taşlarının hepsi insan kalıntılarıyla aynı katmanda bulunmuşlar. | Open Subtitles | عُثِر عليه في نفس طبقة الرُفـات البشريّ من المُرجح انه تم جره من مكان الجريمة |
Ya bunu yersin, ya da canlı insan etini. | Open Subtitles | أما أن تأكل هذا، أو اللحم البشريّ الحيّ. |
Eğer birer hekim olmak istiyorsanız, şifa dağıtmak istiyorsanız insan vücudundan çıkabilecek her şeyle baş etmeyi öğreneceksiniz. | Open Subtitles | وإذا أردتم أن تصبحوا أطباء ومراعون فيجب أن تتمكنوا من التعامل مع أي شيء يقدمه لكم الجسد البشريّ |
İnsani derin seni duygularıyla etkiliyordu, zayıflatıyordu. | Open Subtitles | جلدكِ البشريّ كان يؤثّرُ بكِ بالمشاعر، و يُضعفكِ. |
İnsani derinde benim yaşadığımdan iki kat daha fazla yaşadın. Bunca zamandır duygularını bastırarak burada kaldın. | Open Subtitles | عشتِ في جلدِكِ البشريّ ضعفي ما عشت، كنتِ هنا تغلين ببطئ بالمشاعرِ الانسانيّة طوال الوقت. |
Ama insani yönü bunu reddetmiyor. | Open Subtitles | فيها يقبلُ نعمتي لكن جانبها البشريّ لا يرفضه. |
İnsanın,soguk ve sıcak arasında iyi bir denge oluşturduğunu duymuştum. | Open Subtitles | حتى يعرف العنصر البشريّ حاجته توازن دقيق بين الحرارة و البرد |
Yaşamasını istiyorsan ölümlüyü alt güverteye koy. | Open Subtitles | وخبئ البشريّ إذا أردته أن يعيش |
İnsanlığın geleceği sadece politikacıların, büyük liderlerin veya büyük şirketlerin ellerinde değildir | TED | إن مستقبل الجنس البشريّ ليس محصوراً بأيدي السياسيين والقادة العظماء والشركات الكبرى، |
İnsan ırkının medeni hâle gelecek kadar ayakta kalabilmesine yardım eden Alfa kurtlarıdır. | Open Subtitles | إنّهم قادة ساعدوا الجنس البشريّ على البقاء بما يكفي ليصبح متحضّرًا |