Şimdi sivrisinek biyolojisinin bu projede bize gerçekten yardımı dokunacak iki özelliği var, bunlardan ilki şu, erkekler ısırmaz. | TED | هناك ملمحان في علم الأحياء الخاص بهذه البعوضة يقومان بمساعدتنا حقًا في هذا المشروع، وهما: أولًا، الذكور لا تعض. |
Hiç fark etmez. sivrisinek, aynı sivrisinek ve hastalık, aynı hastalıktır. Siz, risk altındasınız. | TED | هذا لا يهم حقًا. إنها نفس البعوضة وإنه نفس المرض. أنت في خطر. |
Bir başka dişi sivrisinek getirir misin? Sesi A sivrisineğine mi yoksa B'ye mi benziyor? | TED | هل تستطيعين إحضار أنثى أخرى ونرى هل تشبه البعوضة أ أو البعوضة ب؟ |
Bir sivrisineğin bile geçemeyeceği bir hava izlemi sistemi kuruyorlar. | Open Subtitles | انهم يَرْفعونَ شاشةَ جويةَ البعوضة لا تَستطيعُ أَنْ تعْبرَ. |
Şimdi, sıtma hastalığı sivrisinekler yoluyla bulaşır, ve eğer sıtma mikrobu ile enfekte olduysanız kendinizi hasta hissedersiniz, bu da sivrisineklerin sizi ısırmasını kolaylaştırır. | TED | الآن, الملاريا تنتقل عن طريق البعوض, و من الطبيعى إذا كنت مصاباً بالملاريا, و تشعر بالتعب, هذا يجعل من السهل على البعوضة أن تلدغك. |
Tıpkı bir sivri sinek gibiyim. | Open Subtitles | أنا لن أشعر المريض بالآلم أنا مثل البعوضة العملاقة |
Can sıkıcı sivrisineği öldürüyorsun ve huzur geri geliyor. | TED | لقد قضيت على البعوضة المزعجة وعاد الهدوء. |
sivrisinek ve insan bağışıklık sistemleri sürekli olarak bu parazitle savaşıyor. | TED | ولذلك يحاول جسم البعوضة التخلّص من هذا الطفيلي وكذلك يفعل جسم الإنسان |
Nathan Myhrvold: Duyduğunuz bu ses sivrisinek kanat çırpışı. | TED | ناثان: هذا صوت جناح البعوضة الذي تسمعونه. |
Şu küçük memelere baksana. sivrisinek ısırığı gibiler. | Open Subtitles | إنظر لنهديها الصغيرين يشبهان قرصة البعوضة |
Şimdi garip olan şey, bu sivrisinek tarafından bir kez ısırıldığınızda ve bu hastalığa yakalandığınızda, vücudunuz antikorlar geliştirir, böylece, eğer bu cins tarafından tekrar ısırılırsanız, sizi etkilemez. | TED | الشيء الغريب أنه ما إن يتم عضك من قبل البعوضة وتلتقط المرض، يُصَنِّع جسمك أجسامًا مضادة، بحيث لو تم عضك ثانية بنفس السلالة فإنها لا تؤثر عليك. |
sivrisinek yaşadığınız bölgeye girdiğinde, o bölgeye dang hummalı herhangi biri geldiğinde, sivrisinekler onları ısıracak, başka yerleri ısıracak başka yerleri,başka yerleri ve salgın başlayacak. | TED | ما إن تحصل على البعوضة في منطقتك، فإن أي قادم مصاب بحمى الضنك، سيتم عضه من قبل البعوضة، وستنتقل البعوضة وتقوم بالعض من مكان ما إلى مكان آخر، وسيتفشى الوباء. |
Vızıldaması ayrı, ısırması ayrı , kaşındırması ayrı, sivrisinek dünyanın en nefret edilen haşerelerden biridir. | TED | الأزُّ والقرص والحكة البعوضة هي واحد من أكثر الآفات الممقوتة في العالم . |
"sivrisinek öldüreceksen uçaksavar kullanma." | Open Subtitles | لا تستخدم المدفع لقتل البعوضة. |
DNA; benim, bir sivrisineğin, bir mavi balinanın; bir mantarla bir T-rex'le, Elvis ve Kraliçe Victoria'yla paylaştığı ortak noktadır. | Open Subtitles | الحمض النووي هو الشيء المشترك بيني و بين البعوضة و الحوت الأزرق و الفطر و التيرانوصورس ركس و إلفيس و الملكة فيكتوريا |
Hıza sahip, etkililiğe sahip bu yüzden sivrisineğin bağırsağına mantarı koyuyoruz. | Open Subtitles | إنه لديه السرعة و لدية الفعالية, إذا نقوم بإدخال الفطر في بطن البعوضة |
At sineği veya eşek arısını seçebilirsiniz, fakat birçok insan için bu yarışı açık ara farkla sivrisinekler kazanır. | TED | قد تصوت لذبابة الخيل أو للدبور ولكن بالنسبة للعديد من الناس فإن أسوأ المذنبين هي البعوضة . |
Çok ufak. Dişi bir sivrisineğe bağladım ve sinek hedefin kanını emdiğinde patlamak üzere ayarladım. | Open Subtitles | سألصقها في بعوضة، وستنفجر حالما تبدأ البعوضة بإمتصاص دماء الهدف. |
Şu sivrisineği gördün mü? | Open Subtitles | يا رجل هل رأيت هذه البعوضة ؟ |
Oxitec'in dizayn ettiği sinek yabani bir dişiyle çiftleştiğinde yumurtalar gelişmiyor. | TED | صممت (أوكسيتيك) البعوضة بحيث عندما يتزواج الذكر بالأنثى الجامحة لا تنمو البيوض. |
Dolayısıyla bu parazit başedilmesi güç bir yaşam formu tam anlamıyla sivrisineklerin olduğu gibi. | TED | فالطفيلي يمثّل تحديًا علميًّا جسيمًا وكذلك البعوضة الناقلة للمرض |
Babam beni böcek gibi ezecek. Hey, PJ! | Open Subtitles | أوه يارجل أبي سيحطمني مثل البعوضة |