Bir şey unutma. PlayStation oyununu unuttun diye 20 defa geri dönemeyiz sonra. | Open Subtitles | لاتترك شيء، لن نتمكن من العودة لجلب البلايستيشن |
Oturma o PlayStation'un başına. Ben, çayın hazır olmak üzere. | Open Subtitles | لا تلعب على البلايستيشن بين الشاي جاهز تقريباً |
Hayvanat bahçesinden gelirdim benim dairemde oturup günlerce durmadan PlayStation oynarken görürdüm onu. | Open Subtitles | لقد عدت من حديقة الحيوان وهو جالس في شقتي مرتدياً سرواله يلعب "البلايستيشن" يوما بعد يوم |
Onun böyle başarılı olacağını bilsem ona kendi play station'umu yapardım. | Open Subtitles | لو كنت اعلم بأنه سيصبح ناجحاً فكنت سأبني له البلايستيشن خاصتي |
Yani play station oynadığı için ona kızardım nasıl bir saçmalıktı bu böyle? | Open Subtitles | إعتدت أن أغضب عليه بسبب لعب البلايستيشن أينوعمن المسخرةهذه ! |
Yani onun PlayStation oynaması benim de hoşuma giderdi ama 5 gün geçtikten sonra artık fazla olmaya başladı. | Open Subtitles | وأنا رجل يستمتع بلعب "البلايستيشن" بسرواله ولكن خمسة أيام انقضت وكأنها يومين طويلة |
- PlayStation'ını çalmadıklarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنهم لم يسرقوا (البلايستيشن) خاصتك. |
Annem, PlayStation'lardan nefret ederdi. Onlardan nefret ederdi. | Open Subtitles | أمي كرهت البلايستيشن كرهته |
Bu eski PlayStation vardı. | Open Subtitles | هذا البلايستيشن القديم |
- PlayStation falan mı yani? | Open Subtitles | (تعني مثلاً غرفة يوجد بها جهاز (البلايستيشن الخاص بك وأشياء من هذا القبيل ؟ |