Psikologum bana botoks iğnesi yapıyor kafama, enseme ve karnıma. | Open Subtitles | مستشارة الجمال لدي تعطيني حُقن البوتوكس في وجهي، و عنقي، و خصري |
botoks, botülizm toksininden yapıIan arıtıImış bir serumdur. | Open Subtitles | البوتوكس : هو المصل المنّقى . من توكسين التّسمم الغذائي |
İfadesiz yüzünde o kadar çok botoks var ki fark edemiyorum. | Open Subtitles | وجهك مملؤ بمادة البوتوكس بقدر لا أستطيع تحديده |
Botox'u abartmayın; kimse dürüst olduğunuzu düşünmez. | TED | لا تفرط في البوتوكس; لا أحد يعتقد بأنك صادق. |
yağ aldırma, Botox, belki yüz gerdirme. | Open Subtitles | عملية إمتصاص الشحم البوتوكس ربما ، وإزالة التجعدات |
- Ben de senin aşırı botokstan öleceğini düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك ستموتين بسبب جرعة زائدة من البوتوكس |
Sen burada oturmuş botokslarını ve ailenin süksesini düşünürken o orada oğlunun ölümüne yaraşır şekilde yas tutuyor. | Open Subtitles | لدينا أبي وخرج من هناك حقا الحزن على وفاة ابنه بينما أنت هنا القلق بشأن صورة العائلة وتتصدر قبالة على البوتوكس. |
Tatlım, gitmem gerek. botoks yaptırmam lazım. - O halde haftaya... | Open Subtitles | علي الذهاب يا عزيزتي لدي اجتماع حول البوتوكس لذا |
Azıcık botoks o kırışıklıklar üzerinde harikalar yaratabilir. Tamam. | Open Subtitles | البوتوكس سيقوم بالعجائب مع كل خطوط التجهم هذه |
Ve yüzümdeki komik ifadeyi o botoks iğnesini yaptırmayacağıma göre şapka elimdeki tek çare. | Open Subtitles | لكي تبدو شاباً طالما أرفض حقن البوتوكس خوفاً من فقدان وجهي تعابيره التمتيلية، هذه القبعة كل ما تبقى لي |
Şu botoks yaptirip, kendisini dar kalip bir kot pantolonun içine sokmaya çalişan kadinlar gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أحس أني واحدة من تلك المسنات اللاتي قمن بحقن البوتوكس أحاول حشر نفسي في سروال الجينز |
botoks faturalarını azalttığı kesin. | Open Subtitles | حتماً أفضل من دفع فواتير عمليات البوتوكس |
Küçük dozlarda kullanılınca botoks benzeri topikal bir krem. | Open Subtitles | إنّه مثل البوتوكس ، كريم موضعي فعّال بجرعات صغيرة |
Kaş çatmak alında çizgilere sebep oluyor ve ben botoks için çok gencim. | Open Subtitles | وانا كذلك ، التجهم ، يجعل خطوط الجبين تظهر وانا صغير جدا على البوتوكس |
Bir kez daha düşündüm de, Cleveland botoks hiç de kötü bir fikir değil. | Open Subtitles | على الفكرة الثانية، كليفلاند البوتوكس لا يبدو بهذا السوء. |
Nedenlerinden biri, kocadan çok botoks şekerim. | Open Subtitles | هذا واحد من عشر أسباب لكون البوتوكس أفضل من الزوج. |
Pekala, araştırmamı yaptım ve Cleveland'ta da.... ... Botox yaptırabileceğimiz birkaç yer buldum. | Open Subtitles | حسنا، حسنا، لقد فعلت البحوث بلدي، وهناك عدد من الأماكن التي يمكن أن تحصل لدينا البوتوكس القيام به هنا في كليفلاند. |
Bilinçli olarak kasılamazlar, özellikle Botox'u fazla kaçırdıysanız. | TED | إنها لا يمكن أن تنكمش باستمرار، خاصة إذا أفرطت في استخدام علاج "البوتوكس". |
Aslında, sonunda "dijital Botox etkisi" diye adlandıracağımız bir şey oluşturmuştuk. | TED | لكن كان هناك شيئاً قد واجهنا على نحوٍ ما ، وقد اطلقنا عليه إسم "مؤثرات البوتوكس الرقمية. " |
Karnına Botox mu yaptırdın? | Open Subtitles | هل قمت بحقن البوتوكس في وركك ؟ |
- Ben de senin aşırı botokstan öleceğini düşünürdüm. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك ستموتين بسبب جرعة زائدة من البوتوكس |
Deborah, Julie'nin kozmetik bakım saplantısı var deyince ben de "O zaman botokslarını detokslasın." deyiverdim. | Open Subtitles | لذا قال (ديبورا) أن (جولي) كان لديها إدمان للإجراءات الشكلية فقلت "حسناً، يجب أن تذهب إلى (البوتوكس) للسم" |
Affedersiniz, botokslu Barbie bana cahil mi dedi? | Open Subtitles | المعذرة, أعرف بأن باربي البوتوكس لا تنعتني بالجاهلة |