Her ne kadar eskiden insanların sadakalarına bel bağlasalar da güvercinler 25 yıl boyunca biz olmadan da gayet iyi idare ettiler. | Open Subtitles | بالرغم من أن الحمامات ذات يوم كان يعتمد على مِنْحَ البَشَر إلا إنهم أبلوا بلاءاً حسناً خلال 25 سنة بدوننا. الحمام نجا. |
Güvercinler gibi hamam böcekleri de insanların yokluğunda alışkanlıklarını birazcık değiştirmek zorunda kalacaklardır. | Open Subtitles | مثل الحمامة، إختفاء البَشَر سيجبر الصرصور المتواضع على تغيّير عاداته. فكّر بالصرصور السيّئ، |
İnsanların olmadığı bir dünyada yollar, artık boz ayı için engel olmak yerine onlara eski topraklarına dönmede yardımcı olacaklardır. | Open Subtitles | في حياة ما بعد البَشَر الطرق لم تعد موانع للدبّ وبدلاً من ذلك أصبحت ممرات تقودهم إلى قلب أرضهم السابقة |
Etrafındaki kanyon duvarları kadar sert inşa edilmiş Hover Barajı insanların yaptığı ve halen ayakta kalmış son yapılardan biridir. | Open Subtitles | حوامات السّد بنيت لكي تكون قاسية كحيطان الوادي التى تحيطها إنها أحد آخر المنشآت التى صنعها البَشَر وما زلت صامدة. |
Ve insanların olmadığı ama onların yarattığı ve güvercinlerin zaten adapte olduğu yapay kayalıklara benzer büyük bina ve yapıların olduğu bir devirde güvercinler hayatta kalacaklardır. | Open Subtitles | ورغم عدم وجود البَشَر إلا أنه ما زال هناك مبانٍ ضخمة ومصنوعات يدوية ومنشآت |
Doğru şartlarda ve insanların bakım yapmasıyla taş yapılar binlerce yıl dayanabilirler. | Open Subtitles | في الشروط الصحيحة وبصيانة من البَشَر بنايات الحجارة يمكنها أن تدوم لآلاف السنوات. |
İnsanların zamanındayken, üst düzey demir yapısını korozyon etkilerinden korumak için her yedi yılda bir boyanıyordu. | Open Subtitles | أثناء وجود البَشَر، هيكله العلوي الحديدي كان يدهن مرة كل سبع سنوات لحمايته من التآكل. |
İnsanların yaşadığı merkezlerden uzak duran hayvanlar artık yıkılan duvarların arasını yeni evleri yapmışlardır. | Open Subtitles | الآن 20 سنة في حياة ما بعد البَشَر. |
Araştırmalara göre 18. yüzyıldan önce insanların tahribatına uğramamış okyanuslar, inanılmaz sayıda canlıya ev sahipliği yapıyordu. | Open Subtitles | الأبحاث تطلعنا أنه في القرن الثامن عشر، قبل الخراب الذي سببه البَشَر، المحيطات كانت قادرة على إحتواء كميات هائلة من الحياة. |
Dünya eğer insanların ve çocukların sırf annelerinin ölmüş olmasını istedikleri için kendilerini öldürmelerini gerektirseydi, yeryüzünde insan kalmazdı. | Open Subtitles | إذا العَالَم تحوّل إلى اللون الأُرجوانى, وكان لِزاماً على الأطفال أن يقَتلوا أنفسهم... لأنهم تمنّوا مَوت أُمهاتهم, لَخَلَت الأرض من البَشَر. |