Bu yüzden çocuklarının yiyeceğini bildiğinden emin olduğu bir şey pişirmek istediği için makarna pişirdi. | TED | لذلك، فإنها طهت المعكرونة بسبب أنها أرادت التأكد أنها طهت شيئاً هي تعلم أن أطفالها سيتناولونه. |
Izgaralara boşaltmak. Ve havayı kirletmediğimizden emin olmak. | Open Subtitles | التخلص من النفايات و التأكد أنها لا تلوث الهواء |
İno'nun, onun beni kesinlikle sevmesini sağladığından emin ol! | Open Subtitles | عليك التأكد أنها يجب أن تحرص على أن تجعله يقع في غرامي |
- Sen nasıl denemediğinden emin olabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنكِ التأكد أنها لم ترد ذلك لم تكوني هناك |
Kendini kaybedeceğini biliyorum, ama bu sırada delice bir şey yapmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها ستتراجع فقط أريد التأكد أنها لن تفعل شيئ مجنون أولا |
Sadece bir tane kaldığında, orada olduğundan emin olmak istiyorsun. | Open Subtitles | إذا لم تكن لديك إلا واحدة يجب عليك التأكد أنها ما زالت موجودة |
Çizgi filmlerdeki gibi serap gibi bir şey olmadığından, emin olmak istedim, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لعلني أردت التأكد أنها ليست سراباً كما نشاهدهم في أفلام الكرتون |
Eğer meclis çeyrek milyar dolar tahsis edecekse, çevre koruma açısından daha etkili bir projeye harcanacağından emin... | Open Subtitles | إن كان الكونغرس سيخصص ربع مليار دولار.. نود التأكد أنها ستذهب تجاه.. لقانون يكون أكثر حماية لـ.. |
İçeri neyin girdiğini, dışarı neyin çıktığını bilmek istiyorsunuz, ve bunların da üzerine düşük zenginleştirilmiş uranyum ürettiğinden emin olmalısınız. | Open Subtitles | لابد أن تري ما يدخل وما ويخرج والأهم من ذلك التأكد أنها تنتج يورانيوم منخفض التخصيب |
Tek bildiğim kızımı görmeme onun iyi olduğundan emin olmaya ihtiyaç duyduğum. | Open Subtitles | كل ما أعلمه أنّي بحاجة لرؤية ابنتي أريد التأكد أنها بخير |
Belki de işe yarayacağından emin olmak istedi. | Open Subtitles | ربما كان يريد التأكد أنها ستعمل |
Sadece seni kullanmadığından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | إنظر انا أحب "سارة" موافق ؟ إنه فقط أنا أريد التأكد أنها ليست من تتعامل معك |
Şaka yaptığını anladığına emin ol. | Open Subtitles | يجب التأكد أنها تعرف إنها مزحة |
- İlişkinin süreceğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أنها ليست نزوة وتعدّي. |
WhiteRose'la olan toplantıdan önce hepsinin Steel Mountain konumlarında güncellendiğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردت التأكد أنها كانت محدّثة في مواقع (ستيل ماونتن) قبل مقابلة (وايت روز) |
Onun sana ve ailemize sadık olup olmadığından emin olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | احتجت التأكد أنها وفية لك ولعائلتنا |
Ben sadece güvende olduğuna emin olmak istedim. | Open Subtitles | أردتُ فقط التأكد أنها في أمان. |
İyi olup olmadığından emin olmak istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد أنها بخير |
Eğer Dr. Neimann bu işin içindeyse bir daha elimizden kaçıp gitmeyeceğinden nasıl emin olacağım? | Open Subtitles | إن كانت الطبيبة (نيمان) متورطة في هذه الجريمة، كيف يمكنني التأكد أنها لن تنزلق من بين أصابعنا مجدداً؟ |
- İyi olduğundan emin olmak istedim sadece. | Open Subtitles | أردتُ فقط التأكد أنها بخير. |