Ben ona karşı geleceğim zaman, bir şey söylemediğinden emin olmak için sanırım geriye yapacak tek bir şey kaldı. | Open Subtitles | الآن أعتـقد أن الشيئ الوحيد المتبقى فعـله هـو التأكد من أنك لم تخبره أي شيئ آخـر قبل أن أتعـامل معـَه |
Iyi, ben bizim tarih gece hakkında unutmayın emin olmak istedim. | Open Subtitles | حسنا، أردت التأكد من أنك لا ننسى لدينا تاريخ هذه الليلة. |
Aslında sadece ölmeyeceğinden emin olmak için uğramıştım. | Open Subtitles | في الواقع أردت فقط التأكد من أنك لن تموت مثلاً |
Hayır, senin dairenden eve yürüyeceğim. Eve güven içinde gittiğine emin olmak isterim. | Open Subtitles | سأذهب بنفسي ، أريد التأكد من أنك وصلتي لمنزلك بالسلامة |
Senin sükut içinde ve sinirlenmeyen biri olduğundan emin olmalıydım. | Open Subtitles | ـ كان يجب علي التأكد من أنك رجلٌ محترم وطيب وحليمٌ جداً |
Güvende oldugundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | تعلمن إلى أين يجب أن تذهبين بالظبط وكيف تقومين بهذا، صحيح؟ أريد التأكد من أنك ستكونين بآمان |
İşi gevşetmediğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | أوه ، كنت أريد التأكد من أنك لم تكن تتجنب العمل ,ومحاول للخروج بوقت ابكر |
Bilirsiniz, Başkan buraya gelip bu üssün lideri olmanız konusunda desteğini vermeden önce sizin burada tam anlamıyla yerleştiğinizden emin olmak istedi. | Open Subtitles | حسنا , أنت تعرف أن الرئيس يريد التأكد من أنك سوف تحل بالداخل قبل أن يأتي ليصافح يدك ويؤيد تماماً بك كقائد لهذه القاعدة |
Kral, her şeyin, istediğiniz gibi olmasından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | جلالته يريد التأكد من أنك تحصل على كل ما ترغب به |
Sadece sizi kontrol edip, iyi olduğunuzdan emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | نحن هنا في الأساس للرعاية الاجتماعية التأكد من أنك لست مجروحاً |
Dinle, oyun makinasının orada senden kaçtığım için üzgünüm, ...ama seni düşünmekten kendini alıkoyamıyorum, ...ve cumartesi gecesi bowling salonuna geleceğinden emin olmak istedim. | Open Subtitles | اسمع ، أعتذر لأنني هربت من الصالة لكنني لم أتوقف عن التفكير فيك وأردت التأكد من أنك ستأتي إلى البولينغ يوم السبت |
Önceden alaydan çıkarılmıştı ama itirazınız olmadığına emin olmak istedim. | Open Subtitles | لقد استقبلنا ضباطاً من وحدته من قبل لكنني أردت التأكد من أنك لن تبدي أي اعتراض |
Sadece hiçbirşeyi değiştirmediğinizden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط اريد التأكد من أنك لم تغير شيئاًً |
Ama bu hafta sonu Hamptons'a geleceğinden emin olmak için aradım. | Open Subtitles | لكنني أريد التأكد من أنك ستأتين لـ "قرى الهامبتون" تلك العطلة |
Hayır, çünkü hedefimiz hâlâ o ve ben senin korunacağından emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لا .. لأنه لا يزال الهدف وأريد التأكد من أنك تحت الحمايه |
Senin için burada olduğumu biliyorsun değil mi? Sadece neler olabileceğini tahmin ettiğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | تعرف أنني هنا من أجلك، أليس كذلك؟ أود فقط التأكد من أنك تدرك ما يمكن أن يحدث. |
Ama bu köpekçiklerin hatırına nasıl kullanıldığını bildiğinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لكن لأجل الجِراء, أريد التأكد من أنك تجيد إستعماله فحسب. |
Sadece muhteşem haberi duyup duymadığından emin olmak istedim. | Open Subtitles | ليس كثيرا. أردت فقط التأكد من أنك سمعت الخبر الرائع. |
Açmadan önce emin olduğundan emin olmam lazım. | Open Subtitles | قبل أن تفتحه عليّ التأكد من أنك متأكد بهذا القرار |
iyi oldugundan emin olmak istemistim. | Open Subtitles | أردت فقط التأكد من أنك بخير |