ويكيبيديا

    "التابوت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • tabut
        
    • tabutu
        
    • tabutun
        
    • tabuta
        
    • tabutta
        
    • tabuttaki
        
    • lahitin
        
    • tabutunu
        
    • Sandığın
        
    • Coffin
        
    • Sandık
        
    • Sandığı
        
    • Lahiti
        
    • tabutunun
        
    • tabutlarından
        
    Bu tabut çivilenmiş, çünkü o Pazartesi doğruca fırına gidecek. Open Subtitles هذا التابوت مُسمر لأن الجثة لن تذهب مباشرةً إلى الفرن
    tabut'u çalmak için Doğu Tapınağı'na gidenlerden hiçbiri geri gelmedi. Open Subtitles من ذهب للمعبد الشرقي ليستولي على التابوت لم يعُدْ أبدا
    tabutu korumak, rahipler için öldürmekten daha önemli, öyle mi? Open Subtitles عملية حماية التابوت مهمة بحيث تجعل الناسك يقوم بالقتل، ها؟
    Onu içine koyacakları, ufacık, minicik tabutu bilmiyor muyum sanıyorsun? Open Subtitles ألا تظنني أعرف عن التابوت الصغير للغاية الذي سيضعونه فيه؟
    O tabutun içinde olmamı ne kadar çok istediğinden bahset. Open Subtitles قل لي بأنك تتمنى بأن أكون انا التي في التابوت
    Üzgünüm. Eskiye döndüm. Hala tabuta çarpan toprak sesini duyabiliyorum. Open Subtitles آسفة يا شباب ،مازلت أذكر صوت سقوط التراب على التابوت
    Git ve o aşağıda yüzen tabutta bir otur istersen. Open Subtitles يذهبون و يجلسون فى هذا التابوت القابع بالأسفل
    Bu bir sanat formudur çünkü son resmi tasarlarsın ve tabut resmin çerçevesidir. Open Subtitles إنه شكل فني لإنك تخلق الصورة النهائية و التابوت . إطار لهذه الصورة
    Cenaze arabası almaya gelene kadar, tabut oradaymış ve bu sabah buraya getirmiş. Open Subtitles كان التابوت لديهم حتى نقلته عربة نقل الموتى وأحضرت إلى هنا صباح اليوم
    Bu tabut çivilenerek kapatılmış, çünkü kimse tarafından görülmeyecek. Open Subtitles هذا التابوت مُسمر لأن الجثة لن يتم عرضها
    Konuşacak bir şey yok. Ben bu tabutu açmaya odaklanmış hâldeyim. Open Subtitles حسنٌ، ليس من شأنٍ للحديث، فإنّي مُركزٌ على فتح ذلك التابوت.
    Durma, öldür beni. O tabutu getirince zaten öldüreceksin biliyorum. Open Subtitles هيّا اقتلني، فإنّي أعلم أنّكَ ستفعل بعدما يُحضر لكَ التابوت.
    Bu seferki gerçek olan. tabutu için de para vermiştim. Open Subtitles هذه المرة جدتي الفعلية وأنا ساعدت في دفع ثمن التابوت
    İlginç, yüzleşmek zorunda bırakıldığım tabutun karanlığında toz pembe bir şey yoktu. Open Subtitles غريبة، لا أذكر أيّ غبار مزوح من التابوت الذي زججت فيه مؤخّرًا
    tabutu taşıyanlardandı. Baya zorlanıyordu. tabutun ucunu tutarken yani. Open Subtitles و كنت واحدة من الذين حملوا التابوت ، وكان من الصعب فعل ذلك
    O milyar dolarlık tabutun Ay'a çarpacağına endişelenirken bütün bu teknoloji ve araştırmalarla milyonlarca aç insanın beslenebileceğini hiç düşünemiyor musun? Open Subtitles بينما أنتِ قلقة بشأن ذلك التابوت الذى قيمتة مليار دولار ، الذى سيضرب القمر إدخرى فكرة عن الملايين
    Ali'nin mezarını açan her kimse, tabuta koyduğumuz hatıraları da bulmuştur. Open Subtitles الذي فتح قبر الي .. سوف يجد ما وضعناه في التابوت
    Amcamın elini tabuta sıkıştırdım. Open Subtitles لقد حطمت يد عمى عندما وضعته فى التابوت مرة أخرى
    Arabalar gemide olsun, yoksa Kip tabutta olur. Open Subtitles السيارات تكون على المركب أو اخيك سيكون في التابوت
    Hayal gibiydi. tabuttaki cesedine baktığımı hatırlıyorum.. Open Subtitles كان ذلك يبدو وهماً أذكر كيف كنتُ أنظر إلى جسدها المسجّى في التابوت
    Ayrıca lahitin kapağının açık olduğunu söyledi ama şu an kapalı. Open Subtitles ايضاً الشرطي قال أن غطاء التابوت كان مفتوحا, ولكنه مغلق الآن.
    Birlikte oturduğu adamın çıkmasını bekliyorum, sonra tabutunu bulup... bunu kalbine saplayacağım. Open Subtitles انا انتظر خروج الرجل من المنزل المجاور لاذهب و أفتح التابوت وأغرز هذا في قلبه
    Sandığın içindeki her neyse, uyanıyor. Bunu daha önce de yaşamıştım. Open Subtitles أياً كان ما بداخل هذا التابوت فهو يستيقظ، وقد رأيت هذا يحدث من قبل
    Kaptan daha fazla hız istiyor Bay Coffin. Open Subtitles إلى الأعلى، السيد. التابوت. القبطان سيكون السرعة!
    Bu maun Sandık, cenaze ve geri kalan her şey için tamam mı? Open Subtitles ذلك كان من أجل التابوت الماهوجني* ، للجنازة *نوع من الخشب* ولكلّ شيء ، أليس كذلك ؟
    Kahinlerle birlikte, Tanrı'nın emirlerini içeren Sandığı taşıyacaksınız daha sonra, yedinci günde, kentin çevresini yedi kez dolanacaksınız. Open Subtitles احمل التابوت معك انه يحمل وصايا الله وفي اليوم السابع، ستدوروا حول المدينة 7 مرات
    Lahiti Mısır odasından konferans salonuna taşıdık. Open Subtitles لذا، إنتقلنا من التابوت الحجري من الغرفة المصرية، إلى قاعة المحاضرات
    Cenazede tabutunun içine bakmış mıydın? Open Subtitles هل نظرت إلى داخل التابوت في قاعة الموتى؟
    İki yıl önce tabutlarından çıktıklarından beri bunun olmasını bekliyordum. Open Subtitles كنت أنتظر حدوث هذا منذ أن خرجوا من التابوت قبل سنتين

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد