Mossad onu casusluk ve adam öldürmesi için eğitti, suç mahallerini incelemesi için değil. | Open Subtitles | الموساد دربها على التجسس و القتل و ليس للتحقيق في الجرائم |
casusluk ve terör suçlarından tutuklusun. | Open Subtitles | أنتِ رهن الإعتقال بتهمة التجسس و الإرهـاب. |
Blogundan da görebildiğiniz üzere Justin kendini devlet gizliliği, casusluk ve tezgâh komploları arasında kaybetmiş. | Open Subtitles | كما نستطيع ان نرى من مدونته جاستن شغل نفسه في نظرية المؤامره حول السريه الحكوميه , التجسس , و الاخفاء |
Bu yüzden şüphesiz kurumsal casusluk ve politik radikaller için hedef olacağız. | Open Subtitles | لذلك من الطبيعي ان نكون هدف لشركات التجسس و الجذور السياسية |
İstihbarat örgütü Shin Bet, İsrail'i terör casusluk ve devlet sırlarının ifşa olmasına karşı korumakla yükümlüdür. | Open Subtitles | "الشاباك هي وكالة استخبارات مهمتها الدفاع عن "اسرائيل ضد الإرهاب و التجسس و إفشاء اسرار الدولة |
casusluk ve cinayet. | Open Subtitles | التجسس و الاغتيال |
Rosario Ames casusluk ve vergi kaçakçılığı suçu için gizli anlaşma yapmaktan beş yıl hapis ile cezalandırılmıştı. | Open Subtitles | تم الحكم على (روساريو إيمز) بخمس سنوات بالسجن بتهمة التجسس و التهرب من الضرائب |