ويكيبيديا

    "التجويف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • boşluğu
        
    • boşluğuna
        
    • Lumen
        
    • boşluğunda
        
    • boşluğunu
        
    • boşluğa
        
    • boşlukta
        
    • delik
        
    • Sinüs
        
    • oyuğa
        
    • boşluğundaki
        
    İçerisinde bu büyük yeraltı boşluğu gibi etkileyici manzaralar barındırıyor ve şaşırtıcı biyolojik ve mineralojik dünyalarca da oldukça zengin. TED وتحتوي على مناظر طبيعية خلابة مثل هذا التجويف الأرضي الضخم، وهي غنية بعوالم بيولوجية ومعدنية مدهشة.
    Ama gözü çıkarması gerektiğini... ve boşluğu kapatmak için yapay bir göz... koyacağını söylüyor. Open Subtitles ولكن عليه أن يخرج عينه ويضع عين صناعية لإخفاء التجويف
    Bu da demektir ki, alt beyin zarı boşluğuna doğru gidiyoruz. Open Subtitles و الذى يعنى اننا يمكن ان نتوجهه الى التجويف العنكبوتي الفرعي
    Lumen, 1923'teki açık arttırmadan geri çekildiğinde izi ortadan kayboldu. Open Subtitles بعد أن سُحِب التجويف من المزاد عام 1923، فُقِد أثره
    Ama cesedin burun boşluğunda bulunan küçük tanımlanamayan objeyi hesaba katmıyor. Open Subtitles على اي حال, لا تفسر الجسم الصغير الغير معروف والذي وجد موضوعا في التجويف الانفي
    Kasete aldım. Karın boşluğunu bitirdik. Open Subtitles سجلت العملية على شريط انتهينا للتو من التجويف البطني
    Belki boşluğa toplayıcı ünite ekleyebilirsin. Open Subtitles ربما يمكنك تحويل وحدة التكامل بدرجة أعلى نحو التجويف
    Haklıymışsın, cerrah retroperitoneal boşlukta, böbreğin arkasında bir kanama buldu, ama nedenini bulamadı. Open Subtitles أنت محق وجد الجراح نزيفاً خلف الكلية بغشاء التجويف البطني لكن دون سبب
    Göğüs boşluğu kurumadan önce, Travma'ya götürün. Çok vakit yok! Open Subtitles ليس هناك مزيد من الوقت قبل أن يمتلأ التجويف الصدري بالدّم
    Ama göğüs boşluğu dışardan sıkıştırılırsa, ...ciğerler hava alamaz hale gelir. Open Subtitles لكن عندما يضغط بشدة على التجويف لا تستطيع الرئة على سحب أي هواء
    Çene ve ense kemiğindeki polipler ve tümörler boşluğu büyütmüş olmalı. Open Subtitles اللحمية والأورام في الفك العلوي والجيوب الوتدية قد تؤدي إلى إتساع التجويف
    Bu boşluğu temizleyene kadar neyin neyi patlattığını bilemem. Open Subtitles لكنّي لن أعرف ما مزق ماذا حتى أُنظّف التجويف
    -İki kurşun da, dördüncü ve beşinci kaburganın arasından göğüs boşluğuna saplanmış. Open Subtitles تجويفي جرح متميزين كلتا الرصاصتين دخلتا التجويف الصدري بين الضلعين الرابع و الخامس
    diyaframın altındaki organlar göğüs boşluğuna baskı yapıyor, nefes almakta zorluk çekiyor. Open Subtitles الأعضاء التي تحت الحجاب الحاجز تضغط على التجويف الصدري, وهو يواجة صعوبة في التنفس
    Bu madde, dağınık halde. Tüm göğüs boşluğuna yayıImış. Open Subtitles هذه المواد هي منتشرة، وانتشرت فوق التجويف الصدري بأكمله.
    100 yıl kadar önce kaybolmadan Lumen'e bir çok kişinin sahip olduğu belgelenmiş. Open Subtitles هناك وثائق تؤكد مرور التجويف عبر أيادي كثيرة قبل أن يختفي منذ أكثر من قرن
    Lumen'in o trendeki şeylerle birlikte yanlış bir isimle etiketlendiğine dair kati bir inanışım var. Open Subtitles أظن أن هناك احتمال كبير بأن التجويف وضع بتسمية مُضللة ولكنه كان على متن ذلك القطار
    Periton boşluğunda sıvı birikimi olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles هذا يعني وجود سوائل في التجويف البريتوني
    Onları ağız boşluğunda buldum, ama mide içeriğinde onlardan hiç yok. Open Subtitles وجدتها في التجويف الفموي لكن ليس في محتويات المعدة
    Bu sivri uç, göz boşluğunu yırtıp ön loba girmiş. Open Subtitles إخترقَ المسمار التجويف البصري وعَبر إلى شحمة الأذن الأمامية
    Yoğun doku yapısı büyük miktarda parçalanmaya ve parçaların hem orta göğüs kemiğine hem de plöral boşluğa doluşmasına yol açmış. Open Subtitles أدّى لحصول تفكك بالنسيج الصلب و قد اخترقا كلاً من الغشاء المنصف و التجويف الجنبي
    Kanı başına yönlendirerek gözün arkasındaki boşlukta biriktirir. Open Subtitles فهى تستطيع أن تسيطر على وصول الـدمّ إلى رأسها ليتجمع فى التجويف الذى خلف العينين
    Galiba daha olağan şeyler düşünmüştüm, ...sanki bir odun parçasındaki nazik bir kovuk gibi olduğunu, ...içine kurşun kalem sokabileceğin bir delik. Open Subtitles أحزر إننى تخيلته شيئاً رائعاً مثل تجويف أملس محفور فى قطعة خشب نوع التجويف حيث يمكن أن تضع وتداً خشبياً
    Sinüs kısmını incelemeye başka; Open Subtitles قم بسبر التجويف
    Mahkum, diz çöküp başını kütüğe koyar... boynunu, özel olarak tasarlanmış... bu küçük oyuğa yerleştirir, balta buraya iner... ve kafayı gövdeden tek hamlede, bazı şanssız durumlarda... iki hamlede ayırır. Open Subtitles الضحية يركع, ويضع رأسه على الصخرة ويُثبت رأسه على التجويف فى الصخرة المصمم ليناسبه, ثم تهوى البلطة
    Perikardiyal tamponad öncelikle basıncı azaltmak için kalp boşluğundaki bir kesikle tedavi edilmeli. Open Subtitles دكاك التامور يحب أن يُعالج مع التجويف الشغافي اولاً لتخفيض الضغط

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد