Bu seferlik ucuz kurtuldun ama bundan sonra başka uyarı olmayacak. | Open Subtitles | سأتركك الآن بسلام , لكن لن يكون هناك المزيد من التحذيرات |
Bu sizin için şaşırtıcı olmasa gerek. Yeterince uyarı aldığınıza eminim. | Open Subtitles | مجيئنا ليس مفاجئة بالنسبة إليك أعتقد أنه وصلتك بعض التحذيرات |
Bu Uyarılar, anormal haller ... tehlikeli bir olaydan önce gelir... ondan sonra biz fiziksel olarak birşey yapamayız. | Open Subtitles | ... تلك التحذيرات و الزيارات ... قد تؤدى بإستمرارها إلى خطر كامن للمريض بعدما يرحل الشىء الغير المادى الموجود |
'Mavi Yıldız'ın 2012'deki galaktik dizilim ile doğrudan bir bağlantısı yoktur, fakat gökyüzündeki pozisyonu ve yaklaşan son hakkındaki uyarıları, muhtemel bir ilişki olduğu yönündedir. | Open Subtitles | بالرغم من التحذيرات عن الكارثة يعتقد الكثير من سكان أمريكا الأصليين بأن هناك رسالة أمل مُشفرة في أحد معالم الهوبي في محمية الهوبي بولاية أريزونا |
Bütün uyarılara rağmen, yatakta sigara içiyormuş, uyuya kalmış. | Open Subtitles | بالرغم من التحذيرات كانت تدخن فى السرير و غلبها النعاس |
"Bir çok uyarı vardı." * Donald Rumsfeld * * Savunma Bakanı * | Open Subtitles | كان هناك كثير من التحذيرات وزير الدفاع دونالد رامسفيلد |
ve onlar beni azarladılar, inan bana görünüşte biz sadece uyarı vermeliyiz ya da ipucu, ama kendi geleceğimize karışmamalıyız. | Open Subtitles | صدقني على ما يبدو من المفروض أن نعطي التحذيرات والأفكار لكن دون التأثير على المستقبل بأنفسنا |
Antikacı ona bir çeşit uyarı bırakmış. | Open Subtitles | بائع الأشياء القديمة تركَ لها بعض التحذيرات |
Antikacı ona bir çeşit uyarı bırakmış. | Open Subtitles | بائع الأشياء الاثرية تركَ لها بعض التحذيرات |
Kafamın içinde, çalmaya başlayan uyarı sinyalleri var. "Durdur onu." | Open Subtitles | هناك العديد من التحذيرات تدور برأسى الآن أوقفها |
Sence de Uyarılar için biraz geç kalmadık mı? | Open Subtitles | حسناً ، لقد فات أوان التحذيرات ألا تعتقدين ذلك؟ |
Eğer bu konuda Uyarılar aldıysanız, evlerinizi boşaltmanız söylendiyse uyarılara kulak verin ve sığınak aramaya başlayın. | Open Subtitles | إذا كان لديك نشرة تحذيرات. إذا طلب منك الإخلاء. استمع إلى هذه التحذيرات جيدا وتأكد من البحث عن ملجأ. |
Şu an elimizde 50 seneye yayılan Uyarılar var. | TED | قد وصلنا الآن إلى 50 سنة من التحذيرات. |
Ama imparator uyarıları aldırmadı, ve ayakkabıları çok uzun süre giydi. | Open Subtitles | ولكن الإمبراطور تجاهل التحذيرات وإرتدى الحذاء لفترة طويلة |
uyarıları yüksek sesle ve net almak isterim. | Open Subtitles | أفضل أن تكون التحذيرات الموجهة لي ان تكون واضحة |
Tehdidi yazan kişinin uyarıları yerine getirilmesi için ne yapması gerektiğini öğrenmek için gönderildik. | Open Subtitles | لقد تم إرسالنا لمعرفة المزيد حول ما تفعلونه لمواجة هذه التحذيرات |
Hep uyarılara uymuşumdur. Bir daha da sormadım. | Open Subtitles | كنت دائما أتوقف عند التحذيرات لا أتساءل بعد ذلك أبدا |
Bu işlemin tehlikeleri hakkında defalarca uyarılmasına rağmen vazgeçmedi. | Open Subtitles | فعلت ذلك رغم التحذيرات المتكررة حول مخاطر هذا الإجراء |
Söylediklerimi o kalın kafana soksan iyi edersin, çünkü seni bir daha uyarmayacağım. | Open Subtitles | الآن، من الأفضل أن تفكر بهذا لأنه ليس هناك مزيد من التحذيرات |
-Bu insanlar uyarıyı hak etmiyor. | Open Subtitles | هؤلاء الناس لا تستحق التحذيرات |
Şühpesiz, ihmal edilmiş uyarılarla birlikte bir takım hatalar oldu. | Open Subtitles | بلا شك كان هناك الكثير من الاخطاء والكثير من التحذيرات التي تم تجاهلها |