ويكيبيديا

    "التدخل في" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • müdahale
        
    • karışmak
        
    • karışmamaya
        
    • işine burnunu
        
    Kanunen onaylanmış bir idama müdahale ederek benim emirlerime karşı geldin Open Subtitles تخالف أوامر رسولي و تجرأت على التدخل في إعدام مؤيد رسمياً
    Öyle bile olsa güçlerimizi insanların hayatına müdahale etmek için kullanmayız. Open Subtitles حتى لو فعلت، لن نستخدم قدراتنا في التدخل في حياة البشر
    "Bu, onun kurduğu düzene müdahale olmasa bu tür evliliklerin bir sakıncası olmazdı." Open Subtitles لذا فمن باب التدخل في ترتيباته لن يكون هناك أي مبرر لزيجات كهذه.
    Tıbbi işlerinize karışmak istemem ancak biz ayrılmak üzere hazırız. Open Subtitles انا لا اريد التدخل في التقدم الطبي ولكننا مستعدون للمغادرة
    Diğer insanların şirketine karışmak yerine kendi şirketini kurmanı istiyorum. Open Subtitles اريدك ان تتوقف عن التدخل في شركات الأخرين وتبني شركتك
    En iyisi karışmamaya karar verdim. Open Subtitles لقد كنت دائما أرى بأنه من الأفضل عدم التدخل في أمور لا تخصني
    Bütün bölümlerdeki herkesin işine burnunu sokma yetkisi vardı, kimse birşey diyemezdi. Open Subtitles لديهم السلطه في التدخل في قسم أي أحد, لا يمكن لأحدهم أن يتفوه بكلمه
    Bu adamın telefonunu almamız yanlış bir şey, çünkü o bir birey, onun kişisel hakları ve bir itibarı var, ve biz bunlara öylece müdahale edemeyiz. TED و من الخطأ أن نأخذ منه هاتفه ، لأنه إنسان و لديه حقوق و كرامة ، وليس لنا الحق في التدخل في خصوصياته.
    Kısaca, orada bugün yaşanan olaylar ve müdahale hakkında ne düşünüyorsun? TED بصورة مقتبضة .. ماهو تعليقك على الاحداث التي تجري هناك وعلى طبيعة التدخل في ليبيا ؟
    uydudan ağaçları seyretmelerine gerek kalmadan, artık eş zamanlı olarak olaya müdahale edebilecekler. TED إنها ليست حول رؤية شجرة من الأقمار الصناعية في منطقة واضحة المعالم، ولكنه عن التدخل في الوقت المناسب.
    Bu alarm çanlarını çalmadı. Ulus devlet başkasının iç olayların güvenilirliğine müdahale etmeye çalışıyordu. TED لم يدق هذا أجراس الإنذار أن دولة قومية تحاول التدخل في مصداقية الشؤون الداخلية لدولة أخرى.
    Burada yapılan işlemlere müdahale etmek benim görevim değil. Open Subtitles إنه ليس من اختصاصي التدخل في العمليات التي تحدث هنا
    Fry, geçmişe müdahale edip durma. Geri döndüğümüzde yeni anılar istemiyorum. Open Subtitles توقف عن التدخل في التاريخ يا فراي لا أريد أن احفظ أسماء ملوك جدد عندما أعود
    Tekrardan yaşamıma müdahale etmeye çalışırsan, ailemi korkutursan ya da herhangi bir şekilde bana zarar verirsen, seni yaptıklarına pişman ederim, yemin ederim. Open Subtitles لو حاولت التدخل في حياتي ثانية لتفزع عائلتي أو لتأذيني بأي طريقة
    Orada yapılan uygulamalara karışmak üstüme vazife değil. Open Subtitles إنه ليس من اختصاصي التدخل في العمليات التي تحدث هنا
    Debra, şunu da bilmeni isterim ki oğlumun hayatına karışmak benim tarzım değildir. Open Subtitles وديبرا، أنا فقط أريد منك أن تعرف، انها في الحقيقة ليست مثلي التدخل في حياة ابني.
    Size karışmak için başkasının aşk hayatı yok mu? Open Subtitles ليس لديك شخص آخر تحب التدخل في حياته العاطفية غيري؟
    Belediye başkanı departmanın işlerine karışmak istemiyor. Open Subtitles المحافظ لا يُريد التدخل في الأعمال الروتينيّة للشرطة
    İşinize karışmak istemem ama burada ne halt oluyor? Open Subtitles لا أود التدخل في عملكم، ما ما الذي يجري هنا بحق الجحيم؟
    Normalde işine karışmamaya çalışırım. Open Subtitles هناك خطأ ما و أنا لا أحاول التدخل في شئون عمله
    Rahibe hanım eğer siz benim işime burnunuzu sokmamayı başarırsanız ben de sizin işinize karışmamaya çalışırım. Open Subtitles ... أختاه لو إستطعتي عدم التدخل في أعمالي فسوف أحاول أن لا أتدخل في أعمالك
    Merak etme Amy, hayatına karışmamaya çalışacağım. Open Subtitles حسناً يا (إيمي), سأحاول عدم التدخل في حياتك
    Hükümetin en iyi yaptığı şey, küçük işyerlerinin işine burnunu sokmaktır. Open Subtitles أكثر ما تجيده الحكومة التدخل في شئون الاعمال الصغيرة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد