Peki, ben toptan satış fiyatlarını anlattıktan sonra sen Teslimat garantisinden bahsedersin. | Open Subtitles | حسناً، سوف أنهي التثمين بالجملة ومن ثم تذهبين أنتِ إلى ضمان التسليم |
Bu aslında dağıtım merkezinden Teslimat olayının görüntüleri; Bu araç yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta. | TED | هذه هي عملية مراقبة التسليم من مركز التوزيع لدينا هذه العربة على بعد 50 كيلومتراً |
Resmî sebeplerden ötürü... teslim etme hakkını satın aldığınızı yazacağız. | Open Subtitles | من أجل الدقة القانونية سأذكر أنك حصلت على حق التسليم |
Buna inanamıyorum ibne... ya da ibneler gizli teslimatı biliyorlardı. | Open Subtitles | أنا لا أصدق ذلك لقد عرف موعد التسليم السرى |
Para transferi her zamanki gibi. Yarısı şimdi, yarısı teslimatta. | Open Subtitles | تحويل الأموال بالطريقة المعتادة النصف الآن و الباقى عند التسليم |
Hiç kimse Takas bitene kadar fidyeci tabloyu alana kadar harekete geçmesin. | Open Subtitles | لا يتحرك أحد حتى يتم التسليم ويحصل الخاطف على المظروف في يديه |
Yol boyunca her yerde ordu var senyor 3 ay boyunca hiç Teslimat yapamadık. | Open Subtitles | إن قطاع الطرق مزعجون سيدي لثلاثة أشهر نحن لم نستطع التسليم |
Teknik verileri almamız ve Teslimat tarihini de öğrenmemiz lazım tabii ki. | Open Subtitles | ولكن نحتاج كل البيانات الفنية ووقت التسليم |
John, tüm Teslimat günlerini buraya not etmiş. | Open Subtitles | جون، مواعيد التسليم الخاصه به جميعها هنا |
-Arabaya zırhlı araçta girecek. -Sonra Teslimat arabasına konacak. | Open Subtitles | ثمّ تنتقل بسيارة مصفحة إلى حيث تُحول لسيارة التسليم |
Şimdi ise bana biraz saygı göstermenize ihtiyacım var bana sadece Teslimat için birkaç gün daha verin bana tarih ve saygı saçmalığını anlatma | Open Subtitles | و أريد منكَ أن تُظهر لي بعض الإحترام و تمنحني بضعة أيام من أجل التسليم لا أكثرث بشأن الماضي أو الإحترام |
Sandıkta ölü bir denizci. Teslimat listesinde gönderildiği yer yazmıyor. | Open Subtitles | بحار ميت في الصندوق وصل التسليم ليس له مصدر |
Şimdi kontrol ettim. Birkaç saat önce teslim edildiğini söylediler. | Open Subtitles | لقد تتبعته وقيل لي أنه تم التسليم مُنذ بضعة ساعات |
Düğün ayın 25'inde. 26'sında teslim edilirse kimse orada olmaz. | Open Subtitles | لو تم التسليم بتاريخ 26 لن يكون هناك أحد لإستلامها. |
Ülke liderlerine teslim yaklaşımı denen bir metodolojiyle ilgili eğitim verdik. | TED | دربنا قادة البلد المعني على طريقة تسمى نهج التسليم. |
Efendine söyle, teslimatı planlandığı gibi gerçekleştireceğiz. | Open Subtitles | أخبر سيدك التسليم سيكون في الموعد المحدد. |
Pahalı, zor bulunan bir mal için sipariş aldı ve teslimatta parayı almayı umuyor. | Open Subtitles | لقد أخذ طلباً بمنتج غالى ونادر جداً وهو ينوى أن يكون جيد عن التسليم العرض والطلب |
Takas sırasında dikkat dağıtacak insan lazım. | Open Subtitles | تريد الناس من حولك لصرف الانتباه أثناء التسليم |
Siyasi suçluların iade edilmediği ülke. Ne kadar iç açıcı. | Open Subtitles | بلد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية يا له من مونتاج |
Bu sefer teslimatçı kız gibi birini bulmalısın. Ve onu mısır tarlası gibi sürmelisin. | Open Subtitles | شخص كفتاة التسليم تلك كبيرة الصدر وأحرثها كحقل للذرة |
teslimattan 12 saat sonra çalışıp çalışmadığını anlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نعرف خلال 12 ساعة من التسليم ما إذا كان الحل يعمل أم لا |
Hayatımızın geri kalanını suçluların iadesi anlaşması yapılmamış bir ülkede geçireceğiz. | Open Subtitles | بقية حياتنا ستكون اجازة فى بلاد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية |
Polis de değiş tokuş esnasında bizi yakalayacağını düşündü. | Open Subtitles | الشرطة اعتقدت أنها ستقبض علينا أثناء التسليم |
Ya da Amerikalılar güçlerini kullanıp suçlu iadesini araya sokarak beni yollar. | Open Subtitles | أم أنّ الأمريكيين سيستخدمون سلطتهم لإعادة قرار التسليم ويرسلوني إلى الولايات المتحدة |
Ayrıca o sıradan bir kurye değildi. Benim World Wide Express kuryemdi. | Open Subtitles | ولم يكن أي عامل تسليم وإنما عامل التسليم خاصتي |
takasın nerede yapılacağını bize söylemezsen... | Open Subtitles | إن لم تخبرنا أين مكان التسليم لقد تكلمت بكل الطرق معكم أيها الناس |
O siparişler, teslimi denetleyecek olan kardeşim ve adamları tarafından değerlendirilecek. | Open Subtitles | هذه الطلبيات سيتم مراجعتها من طرف أخي ورجاله، الذين سيشرفون على التسليم |