ويكيبيديا

    "التسوق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • alışverişe
        
    • alışveriş
        
    • alış
        
    • alışverişi
        
    • alışverişten
        
    • alış-veriş
        
    • pazarlama
        
    • alışverişimi
        
    • pazar
        
    • Shopper
        
    • alışverişini
        
    • almaya
        
    • Alışverişin
        
    • market
        
    Bir tüketici cep telefonunda ortalam bir saat alışverişe harcıyor. TED في المتوسط، قد يأخذ المستهلك ساعة على هاتفه أثناء التسوق.
    Ya da Beverly Hills'te brunch yedikten sonra yüzük almak için alışverişe çıkabiliriz. Open Subtitles أو يمكن أن نذهب إلى بيفرلي هيلز ويكون الغداء، عصابة التسوق والذهاب معا.
    Alia, alışveriş merkezinin ortasındaki büyük bir afişe dikkatle bakıyordu. TED كانت علياء تمعن النظر في ملصق ضخم يتوسط مركز التسوق.
    Kahve hazır. alış verişi de yaptım. Open Subtitles القهوه جاهزة ولقد سمحت لنفسي بالقيام ببعض التسوق
    O yüzden alışverişi bırakıp bir şeyler öğrensen iyi olur. Open Subtitles وسيكون روعـة لو توقفـتِ عن التسوق.. وساعدتينا بالإجابة على سؤالكِ
    alışverişten nefret ediyorum. Bir deste kâğıt verseniz, gerekenleri diğer çocuklardan kazanırım. Open Subtitles أكره التسوق ، أعطيني أوراق ألعاب وسأفوز بما أحتاجه من الصبية الآخرين
    çok açık bir duyguyla bu yüzden gelecekte bilgisayarlarımızdan yada dışardan alış-veriş yapmak yerine ihtiyacımız olan herşeyi evimizde kendi kişisel üreticilerimizde üreteceğiz Open Subtitles بإدراك واضح جدا لذا بالمستقبل، بدلا من التسوق عبر الإنترنت أو في الشارع يمكننا أن ننتج كل شيء نريده أو نحتاجه في المنزل
    Ama kadınlar yine de her gün alışverişe çıkmak durumundaydılar ama çıkmadılar, çünkü elektrik bize buzdolabını getirdi. TED ولكن كان لا يزال على النساء التسوق كل يوم, ولكن لم يكن عليهم فعل ذلك, لأن الكهرباء جلبت لنا الثلاجة الكهربائية.
    Onu hallederiz canım. Akşamüstü alışverişe çıkarız isterseniz. Open Subtitles يمكننا تدبر هذا الامر بعد الظهر يمكننا التسوق ان كنت ترغبين في القدوم
    Görevim alışverişe, yardım değil. Open Subtitles أنا هنا لأبقيك على قيد الحياة وليس مساعدتك في التسوق.
    alışverişe çıkmıştım. Open Subtitles لقد ذهبت إلى بال هاربر وقمت ببعض التسوق.
    Peki, biliyor musun, bu yüzden Piper'la alışverişe çıkmayı seviyorum. Open Subtitles حسناً، أتعرفين لهذا السبب أحب التسوق مع، بايبر
    Hafta sonuna doğru Miranda yemek için alışverişe çıktı. Open Subtitles في وقت لاحق من هذا الأسبوع، ذهب ميراندا التسوق لتناول العشاء.
    Maalesef, Google'a tekrar girip, alışveriş için tekrar arama yapmak zorunda kalabilirsiniz, ama en azından dolandırılmadınız, buna sevinebilirsiniz. TED للأسف، سيجب عليك العودة إلى غوغل والبدء برحلة التسوق من جديد، ولكنك لم تقع في الفخ، فهذا لشيْ جيد.
    Hayır. Takıldım, biraz eğlendim. Bol bol da alışveriş ettim. Open Subtitles لا ، فقط اتسكع ،إستمتع قليلاً وأيضاً التسوق كان رئيسياً
    Kaplıcaya git ya da alış verişe. Rahatlamanın bir yolunu bul. Open Subtitles يجب أن تذهبي للسباحة أو التسوق ابحثي عن طريقة للاسترخاء
    Ne zaman alış veriş yapmaya kalksam, dünyadaki tek arkadaşıymışım gibi beni takip ediyor. Open Subtitles كلما حاولت التسوق تتبعني كأنني صديقها الوحيد في العالم هذا مثير للشفقة
    Çin'de şunu öğrendik ki uygunluk konusu alışverişi kalıcı bir davranış yapacak asıl gerçek etken. TED وفي الصين، تعلمنا أن الراحة هي حجر الأساس في جعل التسوق عبر الإنترنت. سلوك وعادة تلازمنا.
    Duble espresso lütfen. Bu son dakika Noel alışverişi beni öldürüyor. Open Subtitles إيسبريسو مضاعف من فضلك دقائق التسوق الأخيرة للعيد تقتلني
    Bende o kadar alışverişten sonra yorulduğum için biraz kestirmek üzereydim. Open Subtitles كنت سآخذ غفوة لأني كنت منهكة للغاية من رحلة التسوق تلك
    Evet, ama eğer onu harcarsan o zaman buna alış-veriş denir. Open Subtitles نعم، لكن إن احتفظتي بهم فسيكون الأمر يوم من التسوق.
    Başka konuşmacılar çıktı ama hiç birinde senin pazarlama deneyimin yok. Open Subtitles لقد احضرنا بعض السماعات الكبيره ولكن ولا واحده منها توازى خبرتك فى التسوق
    Sadece bakkal alışverişimi yapacağım ve sana da güle güle. Open Subtitles سأفعل فقط التسوق الخاص بي تسوق و بعد ذالك وداعا.
    Bu boşluğun etrafında boşluğun şeklinden dolayı her katta değişen küçük dükkanlı pazar düşüncesini yerleştirdik. TED وحول هذا المكان الخالي وضعنا فكرة التسوق من المتاجر الصغيرة التي تتغير في كل طابق بسبب شكل المكان
    Merhaba. "The Shopper"a abone olmak ister misiniz? Open Subtitles مرحباً، أتريد الاشتراك في جريدة "التسوق
    Hayatının son alışverişini başkaları yapıyor. Open Subtitles عملية التسوق الأخيرة في حياتك يقوم بها الآخرون نيابة عنك
    Alisverisi bitirdim. cocuklari almaya gidiyorum. Open Subtitles لقد إنتهيت توا من التسوق لذا سأذهب لأقل الأولاد بعد هذا
    - Babası öldüğü için yas içinde olan ve Beverly Hills'te Alışverişin kendini toplayacağını düşünen bir prenses var. Open Subtitles حزينة من كيروكي ، فقدت والدها مؤخراً وتعتقد بأن التسوق بما يوازي شهراً في بيفيرلي هيلز سيجعلها تشعر بتحسن
    Şükran gününden önce yapılan market alışverişlerinden daha kötü bir şey yoktur. Open Subtitles ليسَ هناك شيء أسوأ من التسوق للأغراض في اليوم قبل .عيد الشكر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد