ويكيبيديا

    "التسوّق" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • alışveriş
        
    • alışverişi
        
    • Alışverişe
        
    • alış
        
    • alışverişte
        
    • alışverişten
        
    • alışverişleri
        
    Kim alışveriş yapma hakkı için ödeme yapma fırsatını reddeder ki? Open Subtitles من يستطيع أن يرفض فرصة الدفع للحصول على حق التسوّق ؟
    Londra Metrolarında insanlara nasıl bomba yapılacağını öğretiyordu ve Londra'nın alışveriş yerlerinde büyük bombalamalar planlamıştı. TED كما علّم الآخرين كيفية صنع عبوة متفجّرة لاستخدامها في مترو أنفاق لندن، وخطط لحملة تفجير ضخمة في مناطق التسوّق في لندن.
    - Elinde alışveriş çantası, yüzünde ameliyat maskesiyle, Central Park'ta yürüyüp, mırıldanan tiplere alışıksın. Open Subtitles النوع الذي يحمل شنطة التسوّق ويسير بها عبر سنترال بارك واضعاً قناع جراحة ليخفي تذمره
    Kendi kendime dedim ki Rosemary dışarı çıktığına göre ben de dışarı çıkıp biraz Noel alışverişi yapabilirim. Open Subtitles قُلتُ لنفسي طالما خرجت روزماري من المفضّل أن أَخْرجُ وأعْمَلُ قليلاً من التسوّق لعيد الميلادِ
    Daha bir kaç gün önce görüşmüştük. Alışverişe gitmeyi planlamıştık. Open Subtitles لقد رأيتها منذ بضعة أيام تحدثنا بشأن الذهاب لمركز التسوّق
    Kaykaylı serseriler alışveriş merkezinde olay çıkardı. Open Subtitles بَعْض لوحات التزلّج للشرارِ بَدأَت إضطرابات في مركزِ التسوّق.
    Kaykaylı serseriler alışveriş merkezinde olay çıkardı. Open Subtitles بَعْض لوحات التزلّج للشرارِ بَدأَت إضطرابات في مركزِ التسوّق.
    Onları geçiktiren ne olabilir? Bugün alışveriş merkezini kaçırmayacağım. Open Subtitles ما الذي أخّرهم طويلاً ، لا أريد أن أتأخّر عن التسوّق اليوم
    Ama sen ve ben kendi çocuğumuzu seçeceğiz. Tıpkı alışveriş yapmak gibi olacak. Open Subtitles ، أنت وأنا سنختار ولدنا سيَكُونُ مثل التسوّق
    Üç blok ötede. alışveriş arabamı alabilirsin. Open Subtitles إنه أبعد بثلاثة مربعات سكنية، يمكنك إستعمال عربة التسوّق خاصتي
    Merhaba, okuldan sonra alışveriş merkezine gelmek ister misiniz? Open Subtitles مرحباً. أريدْ الذِهاب إلى مركزِ التسوّق بعد المدرسةِ؟
    alışveriş merkezine ben de gelebilir miyim, çocuklar? Open Subtitles هَلّ بالإمكان أَنْ أَجيءُ إلى مركزِ التسوّق مَعكم رجالِ؟
    alışveriş merkezine gitmiş. Open Subtitles اتكلمت لتقَول انها ذَهبتْ إلى مركزِ التسوّق.
    En iyi alışveriş arkadaşlarımdan biri olmak üzereydi. Open Subtitles لقد أصبح أحد شُركائي المُفضّلين في التسوّق
    Bana sabah izin verdi. alışveriş yapıyordum. Open Subtitles لقد أراحني لفترة الصباح، كنت أمارس بعض التسوّق.
    Gelirsen şehrin gezer, alışveriş yaparsın. Open Subtitles إذا تأتي معي، سَتَرين مدن جديدة بالإضافة لذلك سنقوم ببَعْض التسوّق
    Başka zaman gelip, yüklü bir alışveriş yaparım. Open Subtitles أنا سَأَرْجعُ وقت آخر لَرُبَّمَا ويَعمَلُ بَعْض التسوّق الجدّيِ جداً.
    Unutmamalısın Gabe, alışveriş takıntısı... ..bir bağımlılıktır. Open Subtitles غايب، أنت يَجِبُ أَنْ تَتذكّرَ ذلك التسوّق الإلزاميِ إدمانُ.
    Bence en kötüsün pantolon alışverişi. Open Subtitles أسوأ شيء في نظري هو التسوّق من أجل البنطال
    Çamaşır, bakkal alışverişi, buraya gelmek ve seninle konuşmak. Open Subtitles الغسيل، التسوّق للبقالة، القدوم إلى هنا والتحدث معك.
    Hadi Alışverişe gidip, Büyük Uzun mağazasından çıkanlarla dalga geçelim. Open Subtitles دعنا نَهْبطُ إلى مركزِ التسوّق ونَجْعلْ مرحاً كُلّ الناس الذين يَخْرجونَ مِنْ الكبارِ مخزن طويل.
    Bu alış veriş merkezi işindekilerin hepsi yandı, haşlandı ve şişe geçirildi. Open Subtitles إذن جميع المشاركين بمشروع مركز التسوّق إما أن تم قليهم أوسلقهم أوشويهم.
    Beni ararsanız, alışverişte olacağım.. Open Subtitles إن سأل عني أحد، سأكون .. في مركز التسوّق
    FrankIy bilmiyorum. alışverişten daha yeni geldim. Open Subtitles لا أعرف بصراحة ،لقد جئت لتوّى من التسوّق
    Öyle gereksiz vitrin alışverişleri falan olmaz. Open Subtitles أقصد، عدم إضاعة الوقت بالأعمال التافة أو التسوّق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد