Alexa'nın rol yapmaktan daha iyi yaptığı birşey yok, nokta. | Open Subtitles | اليكسا لا تفعل شيئ سوى التظاهر بانها فى فترة الطمث |
Artık rol yapmayı bırakabilirsin, zira herkese kim olduğunu söyleyeceğim! | Open Subtitles | حسنًا يمكنك التوقف عن التظاهر لأني سوف أخبر الجميع حقيقتك |
Her zaman sinsinin tekiydin zaten. Bana Numara yapma. | Open Subtitles | أنت دائما تتسللين بالمكان كفي عن التظاهر |
Burada kalırsın, sana kur yapıyor numarası yaparım sonra senden sıkılır ve yollarım. | Open Subtitles | أولا يمكنك البقاء أستطيع التظاهر بأني أتودد إليك ثم أمل منك فأرسلك بعيدا |
Herkes çenesini kapamalı. Sen de buradaki herkes arkadaşınmış gibi davranmayı kes. | Open Subtitles | على الجميع أن يخرس , وكف عن التظاهر بأن الجميع هنا صديقك |
Aramızda bir sorun yokmuş gibi davranmak onları yardımcı olmayacak. | Open Subtitles | لن يساعدهما التظاهر بأن كل شيء بخير لانه ليس كذلك |
Boşuna bir başkasıymışsın gibi davranmaya çalışma, kim olduğunu anlamadığımı mı sanıyorsun? | Open Subtitles | يمكنك التوقف عن التظاهر. كلما أريد. أعتقد أنك لا تعرف من أنت؟ |
Her şeyi biliyoruz artık. rol yapma. | Open Subtitles | إننا نعلم كل شيء الآن لا داعي للمزيد من التظاهر |
Bununla baş edemedim. Artık rol yapmak istemedim. | Open Subtitles | لم أستطيع أن أستمر، لا أريد التظاهر أكثر من ذلك |
Sadece ağlamıyorum ve sanki bir yerlerdeymişim gibi rol yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | فقط ليس أنني أبكي وأحاول التظاهر أنني في مكان آخر |
Bırak Numara yapmayı da mağara adamlığına geri dön. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو التخلّي عن التظاهر والتحرك قليلاً يا رجل الكهف |
Dinle, bunu arkamızda bırakabilirmişiz gibi Numara yapmaya çalışmayacağım. | Open Subtitles | اسمع, لن أحاول التظاهر بأنه يمكننا تجاهل هذا |
İşte! Hep konuşma numarası yapıyor. | Open Subtitles | يستمر في التظاهر بأن له القدرة على الكلام |
Sen ve kardeşlerin babanızın önünde mutlu aile numarası yapmayı bırakın. | Open Subtitles | كُفّي عن التظاهر بلعب دور العائلة السعيدة لتخدعي أبّيكِ |
Onunla ilgili bir tek bu varmış gibi davranmayı keseceğim. | Open Subtitles | لا ،سوف أقلع عن التظاهر هذا ما هو عليه فقط |
Yapacağın en akıllıca şey beni tanımıyormuş gibi davranmak olur. | Open Subtitles | اذكى امر يمكن ان تفعليه كان التظاهر انك لا تعرفينني |
Bak, olgun davranmaya çalışıyordum ama ödümü patlatıyorlar, odamda istemiyorum onları. | Open Subtitles | حاولت التظاهر بالشجاعه ولكنهما يثيران فزعي بشده ولا أريدهما داخل غرفتي |
Dur bakalım, ciddi ciddi sahte oynaşmalar ve öpüşmelerle babanı kandırmamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | مهلاً , أتريدينني حقاً أن أخدع أبيكِ بنوع من التظاهر والتقبيل التمثيليّ ؟ |
Dolanmakta ve taklit yapmakta iyi olduğu. | Open Subtitles | في الغزل وحول التظاهر ليكون سكوبي دو. جيدة في الغزل والتظاهر. |
Bu protesto, bu birleşmenin deniz aşırı ülkelere iş göndermek gerçeğini de kapsıyor. | Open Subtitles | وكان لهذا التظاهر الواقع بأن هذا الدمج سيقوم بإرسال المهام إلى ماوراء البحار |
Yalan söyledin, bu yüzden ahlak bekçisi gibi davranmaktan vazgeç. | Open Subtitles | لقد كذبتي، لذا فكفي عن التظاهر بأنكِ تتحلين بأخلاق عالية |
Diğer liseliler gibi davranabilirsin peki ya sonra ne olacak? | Open Subtitles | يمكنك التظاهر لبقية المدارس الثانوية ، ولكن ماذا بعد ذلك؟ |
Lanet kuklan başkan rolü yapsın diye New Jersey eyaletine verdim. | Open Subtitles | أنا أقوم بالتسليم لولاية نيوجيرسي لذا يمكن لدميتك التظاهر بأنه رئيس |
Şimdi artık aramızda değil diye illa onu seviyormuş gibi davranamam. | Open Subtitles | ولا أعلم لمّ يجب عليّ التظاهر بالعكس لمجرد انها قد ماتت. |
Biliyorsun, bir keresinde Lou Gehrig'in hastalığını bir kutunun içinde hapsolmuş gibi davranarak tedavi ettim. | Open Subtitles | تعرفين ذات مرة شفيت حالة لمرض التصلب العضلي الجانبي بواسطة التظاهر انني كنت محشوراً داخل صندوق |
Küvette boğulma, elektrik şoku yeme taklidi yapardım. | Open Subtitles | التظاهر بأنّي أغرق في حوض الإستحمام، وأصطنع صدمة كهربائيّة |