Elimde hiçbir veri yokken, nasıl pazarlık yapabilirim? | Open Subtitles | كيف أستطيع التفاوض مع ضياع كل البيانات.. |
Bu çılgınlık. Teröristlerle pazarlık yapılmaz. | Open Subtitles | هذا مجنون أنت لا تستطيع التفاوض مع الإرهابيين |
Washington'a teröristlerle pazarlık yapılmayacağını kanıtlar. | Open Subtitles | مؤكد أن واشنطن ستعرض بأنك لا تستطيع التفاوض مع الإرهابيين |
Genellikle teröristlerle müzakere etmeyi hoş görmem ama babamın özgürlüğünü şekillendirmek hayatımın görevi haline geldi. | Open Subtitles | أنا عادةً لا أقبل التفاوض .مع الارهابيين ..لكن القضاء على حريه والدى أصبحت مهمتى فى الحياه |
Buradan gider gitmez politikamızın teröristlerle anlaşmaya karşı olduğunu hatırlatacağım size. | Open Subtitles | عندما نخرج من هنا ساقوم بتذكيرك عن عن سياستنا بخصوص التفاوض مع الارهابيين |
prensip olarak bu insanlarla pazarlık edemeyiz. | Open Subtitles | من حيث المبدأ لا أستطيع التفاوض مع هؤلاء الناس |
Teröristle pazarlık olmaz demiştim kendime ama buradayız işte. | Open Subtitles | تعلمين أنني وعدت نفسي بعدم التفاوض مع إرهابية ولكن ها نحن |
Beyaz Saray'a teröristlerle pazarlık yapmama prensibimle seçildim. | Open Subtitles | أدرت هذا المنصب على مبدأ عدم التفاوض مع الإرهابين |
Hukuk fakültesinde bisiklet çetesiyle pazarlık yapıyor. | Open Subtitles | التفاوض مع عصابات راكبي الدراجات النارية في كلية الحقوق |
Bildiğin gibi Amerikan Hükümeti teröristlerle pazarlık yapmayı reddediyor. | Open Subtitles | كما تعلم ، الحكومة الأمريكية ترفض التفاوض مع إرهابيين |
Ryuk, ülkelerle pazarlık edebilmem için bana bir bilgisayar korsanı bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | ريوك ، جد لي ارهابي الكتروني لاستطيع التفاوض مع الحكومات |
Bildiğin gibi Amerikan Hükümeti teröristlerle pazarlık yapmayı reddediyor. | Open Subtitles | كما تعلم ، الحكومة الأمريكية ترفض التفاوض مع إرهابيين |
Aurelius için, senatoyla pazarlık etmek, oğlu açısından önemli bir dersti. | Open Subtitles | بالنسبة لـ أوريليوس , كان التفاوض مع المجلس يمثل درسا مهما لولده |
Ayrıca insanlarla pazarlık edebileceğini de öğrendim. | TED | وقد تعلمت كيفية التفاوض مع الآخرين |
Virüsün varlığını gizli tutmak isteyen bir ülke ile pazarlık yaparken bundan daha iyi bir avantaj sağlayacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء سيعرض مميزات أعظم عند التفاوض... مع الدولة التي تريد أن تبقي... على وجود هذا الفيروس بسرية |
Tüm hayatını fidyecilerin profilini çıkararak ve onlarla pazarlık yaparak harcamış. | Open Subtitles | لقد قضت حياتها فى التفاوض مع المختطفين |
Hayır, Kraliçe ile pazarlık yapamazsın. | Open Subtitles | كلا، لا تستطيعين التفاوض مع الملكة. |
Senin işin bilinmeyen hastanelere bilinmeyen malzemeleri sağlamak için müzakere etmeyi hak etmeyenler için müzakere etmek. | Open Subtitles | عملك التفاوض مع من لا يستحقون التفاوض. وأن تأمني إمدادات مجهولة من مشفى مجهول. |
Kurt ve asileriyle müzakere edebileceğinize cidden inanıyor musunuz efendim? | Open Subtitles | هل حقًا تظنين أنكِ يمكنكِ التفاوض مع أولئك المتمردين وذئبهم يا سيدتي |
Hureisenjin'le daha fazla müzakere yok! | Open Subtitles | لا مزيد من التفاوض مع هيريزينش |
Son 6 aydır resmi olmayan yollarla bir çinli memurla anlaşmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | كنا نحاول التفاوض مع مسؤول صيني منذ 6 أشهر |