"التقيتُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• tanıştım
• tanıştığım
• tanışmıştım
• rastladım
• tanıştığımda
• buluştum
• karşılaştım
• tanışana

Ama geçenlerde, yumurtalık kanserinden kurtulan bir anne Mimi ve kızı Paige ile tanıştım.
لكنني التقيتُ مؤخراً بأم والتي نجت من سرطان المبيض، ميمي وابنتها بيج.

Yok etme amacıyla içine sızdığım Konoha Köyü'nde hayatımda ilk kez dostum diyebildiğim biriyle tanıştım.
عندما تسللت إلى كونوها بقصد تدميرها هناك، وللمرة الأولى، التقيتُ بشخصٍ يمكنني أن أعتبره صديقاً

Seninle tanışmadan bir hafta önce onunla tanıştım ve aşık oldum.
لقد التقيتُ به خلال أسبوعٍ تقريباً قبل أن ألتقي بك و قد وقعتُ في حبه.

Bu yolda tanıştığım harika insanlardan inanılmaz şeyler öğrendim.
وقد تعلمت الكثير من خلال الأشخاص الرائعين الذين التقيتُ بهم أثناء رحلتي.

Küçükken tanışmıştım. Tuhaf biri değil.
التقيتُ به عندما كنت صغيرة إنه ليس بغريب

Çok uzak ihtimaller bunlar belki ama dün gece bir fahişeye rastladım.
قد يكون هذا بمثابة طلقة وسط الظلام ولكنّني التقيتُ بعاهرةٍ البارحة تتعامل مع المحترفات..

Ben gerçeklikle tanıştığımda Tinder var olsaydı hemen sola kaydırırdım ve her şey bitmiş olurdu.
لو كان هناك تطبيق تيندر عندما التقيتُ بالواقع، لتجاهلته وسحبت جهة اليسار ولكان كل شيء قد انتهى.

Kızın biriyle tanıştım, konuştuk, sadece o kadar.
التقيتُ بفتاة, تبادلنا أطراف الحديث. هذا كل ما في الأمر،

Harika bir kızla tanıştım. Bir sürü ortak noktamız var.
لقد التقيتُ بفتاة ، وهي رائعة ويوجد بيننا الكثير من القواسم المشتركة

Bir kızla tanıştım, onunla öpüştüm ve kendimi çok kötü hissediyorum.
لقد التقيتُ بفتاة ٍ وقبلتها ، وأشعرُ بالذنب حيال ذلك

Doğaçlama komedi sınıfımda gerçekten iyi bir adamla tanıştım mesela.
التقيتُ بشاب لطيف حقاً في مجال الكوميديا.

Bir bebekle tanıştım ve şapkaya ihtiyacı vardı.
آسفة، التقيتُ للتو بطفل و هو بحاجة لقبّعة

Ancak bu yaşam tarzını benimsedikten sonra da sağlık sorunları yaşamaya ya da kilo sorunuyla boğuşmaya devam edenlerle de tanıştım.
وأنا من بينهم. لكن في نفس الوقت، التقيتُ آخرين لا يزالوا يعانون من مشاكل صحيّة،

Tüm tavuklarla tanıştım yani tanıştırılmamıza gerek kalmadı.
لقد التقيتُ بجميع الدجاجات لكي لا يكون عليكم تقديمنا لبعضنا

Beni bu hale getirenin kim olduğundan artık emin değilim. İşin komik yanı, bunu umursamayan biriyle tanıştım.
"لم أعد واثقاً من جعلني ما أنا عليه، الغريب أنّني التقيتُ بمن لا يحفل بمن أكون"

Çünkü çok özel biriyle tanıştım.
لأنّني التقيتُ شخصاً مميّزاً جداً

Onunla tanıştığım zaman, Henri'den de beter tuhaf bir adama aşıktı.
عندما التقيتُ بها كانت تحب رجل غريب أسوأ من هنري

Çok az hatırladığım bir rüyada tanıştığım bir adama aitti.
كانت تخصّ رجلاً التقيتُ به في حلمٍ أذكره جزئياً

En son ne zaman bir erkeğin ailesiyle tanışmıştım da beni sevmişlerdi, hatırlayamıyorum.
لا أذكر آخر مرّة التقيتُ فيها عائلة رجل ما وأعجبوا بي حقّاً

Markette Dan e rastladım.
التقيتُ دان بالمتجـر

William'la tanıştığımda çok gençtim.
عندما التقيتُ بـ " ويليام " كنت فتاة يافعة

BoobaFett190'la buluştum. 190'ın onun kilosunu işaret ettiği ortaya çıktı.
لقد التقيتُ (بوبافيت420)، لقد تبيّن أنّ الـ"420" كان وزنها.

Arkadaşımla bu sabah karşılaştım bana tesisatçıdan bahsetti.
التقيتُ صديقي هذا الصباح أخبرني عن السباك

Babamla tanışana kadar nedenini anlamamıştım.
لكنني لم أتمكن من فهمها حتى التقيتُ بوالدي