Bir sonraki şey, sürü zekâsının gelişimini desteklemek ki işte burada maliyet etkinliği devreye giriyor. | TED | والأمر التالي هو تشجيع تكوين ذكاء السرب، حيث تأتي تتدخل فعالية التكلفة. |
Ya da en azından, sürü hâlinde çalışmanın maliyet uygunluğu avantajını sağlamıyor. | TED | أو على الأقل، لا يحقق لكم أفضلية الفعالية في التكلفة للعمل بذكاء السرب. |
Ölçeklendirme: Geleneksel akıl der ki; çok üreterek maliyeti düşür. | TED | القياس: تقول الحكمة التقليدية أن خفض التكلفة يكون بالإنتاج الكثير. |
Şimdi bu yöntem düşük maliyetli bir çözümken, çevresel açıdan veya insan sağlığı ve güvenliği açısından kesinlikle uygun bir çözüm değildir. | TED | في حين قد يكون هذا حلاً ذا تكلفة إقتصادية منخفضة فهو بالتأكيد ليس منخفض التكلفة بيئياً أو على مستوى صحة وسلامة الإنسان |
bedeli ne olursa olsun sevdiğimiz ve desteklediğimiz insanları kapsıyor. | Open Subtitles | ولكن ليحبوا بعضهم البعض ويدعم أحدهم الآخر مهما كانت التكلفة |
Ada'mızı savunacağız, ne pahasına olursa olsun, kıyılarda savaşacağız, indirme alanlarında savaşacağız, tarlalarda savaşacağız ve sokaklarda, tepelerde savaşacağız, asla teslim olmayacağız. | Open Subtitles | سوف ندافع عن جزيرتنا. أيا كان قد تكون التكلفة. ونحن نحارب على الشواطئ. |
Artık maliyet etkinliği avantajı kazanımınız rakiplerinize kıyasla 100 kat artmış durumda. | TED | في هذه المرحلة تجازون بأفضلية فعالية في التكلفة مقارنة بمنافسيكم بمقدار أسي هو 2. |
maliyet etkinliğini 100 kat arttırmayı başarmak için bu gerekli. | TED | فالأمر يتطلب النجاح في تحقيق أفضلية فعالية في التكلفة بمقدار أسي هو 2. |
Ve ödülünüz maliyet etkinliğini yüz kat artması olacaktır. | TED | وهذا سيكافئكم بأفضلية فعالية في التكلفة بمقدار أسي هو 2. |
Sıvı metal bataryalar az üretilerek maliyeti düşürmek üzere tasarlandı, ama daha büyük olacaklar. | TED | بطارية المعدن السائل مصممة لتقلل التكلفة بالإنتاج القليل, لكنها ستكون أكبر. |
Bu durumun toplumsal maliyeti çok büyük. Sadece ABD'deki maliyeti, belki de 35 ile 80 milyar dolar arasında, | TED | التكلفة المجتمعية لهذه الحالة ضخمة. فتبلغ في الولايات المتحدة الأمريكية وحدها, ربما من خمسة وثلاثين إلى ثمانين بليون دولار. |
Gayri safi yurtiçi hasıla, bir ekonomide bir yıl içinde satılan mal ve hizmetlerin toplam maliyeti anlamına gelir. | TED | حسنا، إجمالي الناتج المحلي، هو فقط التكلفة الكلية للبضائع والخدمات التي بيعت في اقتصاد من الاقتصادات في السنة. |
Biz de gerçek zamanlı bir teknoloji istedik, düşük maliyetli, sağlam ve su geçirmez, verinin işlenmesi kolay olmalıydı. | TED | لذلك أردنا شيئاً فورياً، ومنخفض التكلفة وقوي ومضاد للماء، وسهولة في الحصول على البيانات لمعالجتها. |
Anladım ki sürdürülebilir tarım ve yerleşim için ihtiyacım olan gerçekten uygun ve düşük maliyetli araçlar henüz yoktu. | TED | أدركت ان الادوات المناسبة حقا، و المنخفضة التكلفة التي احتاج لبدء مزرعة مستدامة و سكن لم تكن موجودة حتى الآن. |
Gerçek bedeli ödeyebilmemiz için Hesabımızı doğru yapmaya başlamak istiyoruz | TED | و نحن عادةً لا نقوم بذلك و لكننا نريد أن نبدأ في إيجاد نظام المحاسبة الحق حتى نتمكن من دفع التكلفة الحقيقية |
Halefimin, yozlaşmayı, limanı temizlemeyi içeren hedeflerini ne pahasına olursa olsun devam ettireceğim. | Open Subtitles | سوف اكمل مسيرة من سبقني في القضاء على الفساد وتنضيف الميناء مهما كانت التكلفة |
Bunu, benim deyişimle, insanlık için gıdayı üretmek, 17 kuruşa mal oluyor. | TED | التكلفة هي 17 سنت لإنتاج ما أسميه الغذاء لأجل البشرية. |
Füzyon, biraz pahalı olmakla suçlanır hep. | TED | غالبا ما يتم انتقاد الانصهار على أنه غالي التكلفة نوعا ما. |
Hatta ödemeyi de yuvarlayıp 120 yapalım. | Open Subtitles | ولمَلاعليناأن... سوف نجعل التكلفة حتى 120 دولار. |
maliyetin çarpıcı bir biçimde düştüğünü görüyoruz. | TED | ونحنُ نرى أن التكلفة بدأت في الهبوط بشكل كبير. |
Sarışının evine yeni bir müzik sistemi takdırdım hemde montaj ücreti yok, | Open Subtitles | لقد حصلت للشقراء نظام ستيريو بسعر التكلفة مع تركيب مجاني |
Şimdi, eğer biz bunu yapabilirsek, eğer kaynakları bir araday toplar ve ona odaklaşırsak, insanları kölelikten kurtarmanın bize masrafı ne olur? | TED | الآن، إذا فعلنا هذا، إذا وضعنا المصادر والتركيز لفعل هذا، ماهي التكلفة الفعلية لتخليص البشر من العبودية؟ |
- O kadar çok ucuz şey aldım ki sadece birini seçemedim. | Open Subtitles | لقد أشتريت الكثير من الأغراض الميسورة التكلفة لم أستطيع إختيار شيء واحد |
Çok küçük bir miktara mâl olur, bugüne kadar verilen emekleri hebâ etmek yazık olur. | Open Subtitles | التكلفة ستكون تافهة جداً سيكون من المؤسف أن نهدر كل العمل الذي تم القيام به |
Yüksek faiz oranları ise ekonomi hareketliliğini yavaşlatarak üreticilerin ve tüketicilerin maliyetini artırır. | TED | في الأثناء، فإن أسعارًا مرتفعة للفائدة تزيد التكلفة على المنتجين والمستهلكين، وتتسبب في تباطؤ النشاط الاقتصادي. |
Tamiri için gereken masrafları karşılayıp karşılamayacağınızdan emin olmak istedim. | Open Subtitles | الأن أردت فقط التأكد من انك موافق على التكلفة لتصليحهم |