Popüler bir komplo teorisine göre Sevgililer Günü satışlar artsın diye şeker, çiçek ve tebrik kartı sektörleri tarafından uydurulmuştur. | Open Subtitles | نظرية المؤامرة المعروفة هي أن يوم الفلنتاين قد ابتكر من قبل مصانع الحلوى والزهور وبطاقات التهنئة من أجل حض المبيعات |
Bir süre sonra tebrik kartlarından sıkıldı ve San Francisco'ya tanıştı. | Open Subtitles | بعد فترة، أنتابه المرض من عمل بطاقات التهنئة وأنتقل إلى سان فرانسيسكو |
Beni değil, Tanvi'yi tebrik edin. | Open Subtitles | تانفي هي التي تستحق التهنئة يا سيدي وليس أنا |
Sevgililer günü, kutlama kartı endüstrisinin yarattığı bir dümen. | Open Subtitles | عيد الحبّ مُجرّد حيلة تمّ إختلاقها بواسطة صناعة بطاقات التهنئة. |
tebrikler demek usûle uygun olur mu emin değilim, ama başka şansımız olmadığına göre tebrikler demeyi seçeceğim. | Open Subtitles | لست متأكدة اذا كانت التهنئة في النظام ولكن منذ اننا لا نملك خيارا آخر سأقوم بتهنأتك |
Bu ebedi iyimserliğiniz için, tebriği hak ediyorsunuz Leydi Latimer. | Open Subtitles | انت تستحقين التهنئة ياسيدة لاتيمر لتفاؤلك اللانهائي |
Sadece tebrik yetmez. 5 dakika içinde buraya gel. | Open Subtitles | لن تكفيني التهنئة تعال إلى هنا في غضون 5 دقائق |
Bir yere yaz bunu. Doğumgünü tebrik kartlarına iyi gider. | Open Subtitles | يجب أن تكتب هذه ، فستسير بشكل جيد في بطاقات التهنئة بأعياد الميلاد يوماً ما |
Ayrılma anlaşması, bana yazdığın mektuplar yolladığın tebrik kartları verdiğin kitaplar: | Open Subtitles | ها هي اتفاقية الإنفصال كل رسائلك إليّ بطاقات التهنئة انظر ما الكتاب الذي أهديتني إياه؟ |
Bence herkes tebrik edilmeli. | Open Subtitles | أشكرك يا سيدتي أظن أن الجميع يستحق التهنئة |
tebrik kartlarında olduğu gibi kendi kaydını yapabilirsin. | Open Subtitles | سيكون الأمر مثل إعداد بطاقات التهنئة التي تستطيع إعدادها بنفسك |
Hemşireler ve çalışanlarınız tebrik edilmeli. | Open Subtitles | الممرضات والموظفين الخاصين بك يستحقون التهنئة |
tebrik etme hemen, daha çekmedim tetiği. | Open Subtitles | ليس وقت التهنئة بعد لأني لم أبدأ في الخطوه بعد |
Evlilik konusunda tebrik etmiştiniz değil mi? | Open Subtitles | لا يستحق التهنئة. قصدت التهنئة على زفافي، أليس كذلك؟ |
Eminim gönderilen tebrik kartlarının ulaşması an meselesidir. | Open Subtitles | أنا متأكّد إنها فقط مسألة وقت قبل قدوم بطاقات التهنئة وتغمر هذا المكان |
Bu yüzden şunu kafanıza sokun tebrik pastası gibi zırvalar yaparsanız ölümcül güç kullanmam gerekir. | Open Subtitles | لذا،أريدأن أوضحهذا للجميع: إن كان هُناك أيّ من كيك التهنئة أو ما شابه، سأضطر لأستخدام القوة المميتة. |
Şiir ya da tebrik kartı falan yaz sen. | Open Subtitles | ينبغي عليك أن تكتب الشعر أو بطاقات التهنئة. |
Umumi tuvalette bir randevum vardı neyse herkes adına ben tebrik ederim sizi. | Open Subtitles | لدي موعد في المرحاض ولكن أجمع التهنئة أولاً قبل كل شيء |
Aman... Kevin'e kutlama öpücüğü veriyordum. | Open Subtitles | لقد كنت مجرد أقبل كيفن قبلة التهنئة |
Bu kutlama partisi biraz geç olmadı mı? | Open Subtitles | حفله التهنئة متأخره قليلا اليس كذلك ؟ |
Fakat benzer şekilde,birisinin şunları söylemeye ihtimam göstermesi önemlidir, "sizi tebrik ediyoruz siz büyürken, büyürken ve büyürken, fakat eğer kendi pozisyonunuzu rekabet edenlere zarar vermek için kötüye kullanırsanız bu nedenle bunlar müşterilere hizmet veremez ise tebrikler sonlanır" | TED | لكن يجب على أحد القول جيد، نهنأك بذلك باستمرارك في النمو و النمو و النمو لكن التهنئة تتوقف عندما نعلم أنكم تسيئون استخدام موقعكم لإيذاء منافسيكم، فهذا لن يخدم مصلحة المستهلك |
Kongrelerde bir araya gelmiyoruz, meslek sırlarımızı paylaşmıyoruz, birbirimize Noel tebriği atmıyoruz. | Open Subtitles | "لا نلتقي جميعاً في مؤتمراتٍ، أو نتشارك أسرار المهنة أو نتبادل بطاقات التهنئة بالعيد" |