Buna hazir olduguna emin misin? Burada olmak zorunda degilsin. | Open Subtitles | هل أنتَ متأكد أنّك مستعدٌ لذلك ليس عليك التواجد هنا |
Ben sadece herkesin yaptığını yapmak istiyorum. Sonra da başkaları ölürken Burada olmak canımı sıkıyor. | Open Subtitles | أكره التواجد هنا بينما الآخرون يموتون بالخارج |
Burada olmak çok güzel Profesör. | Open Subtitles | أتعرف , انه من الرائع التواجد هنا أيها البروفسور |
Mızmızlanma. burada olmayı tercih edersin sen. | Open Subtitles | كفي عن التذمر، أنت تفضّلين التواجد هنا وأنت تعرفين ذلك |
Burada olmaya hakkı yok. Onu hiç tanımıyorsun. | Open Subtitles | انه ليس له الحق في التواجد هنا أنت لا تعرفه جيدا |
Tüm tıbbi araştırmalar risklidir. Bunu anlamıyorsan, beki de burada olmamalısın. | Open Subtitles | البحث الطبي يَتطلّبُ خطرَ دائماً إذا لم تفهم ذلك لايتوجب عليك التواجد هنا |
Bu gece Burada olmak büyük bir zevk. Kendinizi de alkışlayın. | Open Subtitles | من الجيد التواجد هنا اللية صفقوا لأنفسكم |
Tüm bunlar olurken Burada olmak zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن يكون صعباً التواجد هنا مع كل ما يجري |
Burada olmak istesen geç saatlere kadar sınıfta kalır mıydın? | Open Subtitles | أترين ؟ حتى أنك لا تريدين التواجد هنا ايضا لانه لو فعلتي , هل ستكونين في قاعة التدرس في كل ليلة ؟ |
İnan bana, bugün zamanında Burada olmak istedim çünkü böyle şeyler söylemesine fırsat vermek istemiyordum. | Open Subtitles | صدّقني، أردتُ التواجد هنا اليوم في الوقت المحدد، أردت التواجد هنا قبل أن تحظى بالفرصة لقول أشياء كثيرة مثل هذه |
Sonuç olarak, Burada olmak istemiyorsunuz ben de Burada olmak istemiyorum. | Open Subtitles | جميعنا يقول بأنكم لا تريدون التواجد هنا أنا لا أريد تواجدكم هنا |
Burada olmak gerçekten çok güzel. | Open Subtitles | يجب ان اخبرك , انة من الرائع التواجد هنا انت تبدو بخير ايها البطل |
Burada olmak, size doğru gelse de gelmese de, başa çıkmasını bildiğim tek yol. | Open Subtitles | التواجد هنا , سواء كان جيداً أو سيئاً بنظرك , هي الطريقة الوحيدة التي أعرفها للتغلّب على الأمر |
burada olmayı hak etmediğimizi söylediklerini duyduk. | Open Subtitles | سمعناهم يقولون أننا لا نستحق التواجد هنا. |
Evde oturup gezmediğim için kendime kızmaktansa burada olmayı tercih ederim. | Open Subtitles | أود حقاً التواجد هنا بدلاً من المنزل والغضب على نفسي لأنني لم اذهب للتمتع بالمناظر السياحية. |
Bu sözü tutamıyorsam, Burada olmaya hakkım yok. | Open Subtitles | إذا لم أفِ بذاك الوعد فلا يحق لي التواجد هنا |
Peki, bakın, neye inanırsanız inanın ama kimse beni Burada olmaya zorlamıyor. | Open Subtitles | -حسناً , صدقوا ما تريدوا -لكن لا احد يجبرنى على التواجد هنا |
Üzgünüm, Dr Jackson, şu anda burada olmamalısın. | Open Subtitles | أنا آسف دكتور جاكسون , لايمكنك التواجد هنا الآن |
Tatlım, burada olmamalısın, tamam mı? | Open Subtitles | عزيزتي لا يجدر بكِ التواجد هنا , حسناً ؟ |
Şunu fark ettim ki eğer burada olman gerekiyorsa Burada olmaktan mutlu olmalısın, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد بما أنه يجب علي العمل يجب علي التواجد هنا ايضا |
Pazar günü Güneybatının 6:00'da burada olmasını istiyorum lütfen. | Open Subtitles | الأحد.أريد كل المختصين بالجنوب الغربى التواجد هنا فى الساعة 6: 00 من فضلكم |
Duyar duymaz... Burada olmam gerekiyordu. | Open Subtitles | حالما سمعت الاخبار انا كان علي التواجد هنا |
-Hiç biriniz burada olmamalısınız. | Open Subtitles | لا أحد يمكنه التواجد هنا هذهالمرأةعليناأننعدهاللجراحة, |
Ortadan toz olsan iyi olur tatlım. burada olmaman gerek. | Open Subtitles | من الأفضل أن تغادري يا عزيزتي لا يُفترض بكِ التواجد هنا |
Gitmemiz gereken yer orası, orası hoş ve ılık - Burada olmaktan iyidir. | Open Subtitles | هذا مايجب أن نذهب اليه لأنه لطيف ودافئ هناك بدلا من التواجد هنا |
Sizin davanıza atanmadık bile burada olmamamız gerekir. | Open Subtitles | لم نكلف بقضيتك حتى، ولسنا مجبرين على التواجد هنا |
Tamam, yine de burada bulunamazsın, bu yüzden toz ol. | Open Subtitles | حسنًا، لكنّ لا يمكنك التواجد هنا على أية حال لذا إرحل |
Oraya gitmemeliydin. | Open Subtitles | لا ينبغي بك التواجد هنا |