Merdivenleri 20 dolara tamamladım, adrese teslimat dahil. | TED | حصلت على الدرج بمبلغ 20 دولار، شاملة التوصيل لمحلي. |
Bir teslimat sürücüsünün ilacı hastanın evine götürdüğünü görüyoruz. | TED | لذلك سنجد سائق التوصيل يوصل الدواء إلى منزل المريض. |
Öldürdüğün teslimatçı ve banka soygunları için geldik. | Open Subtitles | انت هنا لسرقات البنوك و عامل التوصيل الذى قتلته |
Bu gece Noel gecesi baylar, ve Noel Baba hediyeleri zamanında teslim etmeli. | Open Subtitles | هذه ليلة الكريسماس ايها السادة, ولايجب ان يتخلف بابا نويل عن التوصيل |
Biz de senin kurye servisin hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحدث عن خدمات التوصيل التي تقدمينها |
Benim Kargo işlerimi yönetiyor, faturaları ödüyor yakın akrabalara haber veriyor. Evet Hermes, neyin var? | Open Subtitles | يتولى طلبيات التوصيل وتسديد الفواتير وإخطار أقرب الأقرباء، وما إلى ذلك. |
Mongolya'da Ulusal Postane bu sistemi benimsedi ve ilk defa pek çok insanın evine teslimat yapıyorlar. | TED | في منغوليا، تتبع هيئة البريد الوطنية هذا النظام، وتجري حاليًا عمليات التوصيل لكثير من المنازل للمرة الأولى. |
teslimat tutarı sahte bir kredi kartıyla Windom Earl tarafından ödenmiş. | Open Subtitles | خدمة التوصيل مدفوعة عن طريق بطاقة ائتمانية زائفة بتوقيع "ويندوم إيرل". |
İşte posta. Koltuğa teslimat 3 dolar. | Open Subtitles | هاك البريد يا أبي، تكلفة التوصيل للأريكة 3 دولارات |
Teklifinizi girmeden önce Bay Abi, hatırlatayım tespit edilemeyen bir nükleer teslimat sistemi... | Open Subtitles | قبل أن تدخل المزايدة يا مستر آبى دعنى أذكرك بأن نظام التوصيل النووى الغير قابل للكشف |
Ekspres teslimat bekliyorum. Bu 45 dakika önce söylediğin şeydi. | Open Subtitles | أنا فى انتظار خدمة التوصيل السريع هذا ماقلته لى منذ 45 دقيقة |
Ekspres teslimat bekliyorum. Bu 45 dakika önce söylediğin şeydi. | Open Subtitles | أنا فى انتظار خدمة التوصيل السريع هذا ماقلته لى منذ 45 دقيقة |
teslimatçı arkadaşın en son görüldüğü adresi yolluyorum. | Open Subtitles | أرسل لك بعنوان حيث آخر ما شوهد عامل التوصيل |
Siz yokken Meksika yemeği sipariş etmiştik ve teslimatçı çocuk tökezledi ve sonra Bay Griswald dedi ki; | Open Subtitles | حسناً, عندما كنت غائباً, طلبنا أكل مكسيكي. ووقع رجل التوصيل, |
Senin deyiminle, bu mücevher bir notla beraber sana "özel teslim" olarak gönderilmiş. | Open Subtitles | علاوة على ذلك، هذه الحلية الرخيصةِ، كما تَدْعوها، أُرسلَت مَع مُلاحظات بطَلَب التوصيل الخصوصي إليك. |
kurye servisi için aramıştınız, işte geldim. | Open Subtitles | اسمي هو كيكي. لقد هاتفني احدهم بشان خدمة التوصيل لذا ها انا ذا |
Geldiğimde Kargo görevlileri bunları indiriyordu. | Open Subtitles | شباب التوصيل كانوا ينزلونها عندما وصلت هنا |
Teslimatı yapan adam paleti yüklerken, dondurmalar 10-15 dakika bekliyordur. | Open Subtitles | فتى التوصيل يبقي المثلجات تبقى هناك من عشرة إلى خمسة عشر دقيقة فيما يشحن الصناديق |
İltifat için değil, beni eve Bıraktığın ve beni dinlediğin için. | Open Subtitles | ليس على الإطراء ولكن على التوصيل إلى البيت والاستماع إلي |
Evet, eve nihayet 6'da geldim. Kargocu, buraya 6.30'da geldi ve bu paketi teslim etti. | Open Subtitles | أجل، لقد وصلت هنا في السادسة صباحًا وثم جاء رجل التوصيل في السادسة والنصف.. |
Baskı uygulanır uygulanmaz, parçacıklar arasındaki Bağlantı artıyor. | TED | بمجرد الضغط، يزداد التوصيل بين الجزيئات. |
İnsanlık tarihinde ilk defa, geniş bir dağıtım altyapısını kullanabiliyoruz. | TED | في الواقع، لأول مرة في التاريخ، نمتلك اكبر وسائل التوصيل. |
Pizza sipariş edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الحصول على البيتزا مع خدمة التوصيل. |
Seni bütün hafta teslimata koydum. | Open Subtitles | أجل , الأول لقد وضعتك في التوصيل طوال الاسبوع |
Getirdiğin için teşekkürler ve... o adamlar için özür dilerim. | Open Subtitles | أشكرك علي التوصيل و... أسفة بشأن هؤلاء الرفاق. |
Paket bisikletli kuryeyle gönderilmiş. | Open Subtitles | الطرد تم توصيله بواسطة رجل التوصيل بالدراجة |
Sal, daha hızlı servis yapmamı istiyorsan, bana roket filan tak. | Open Subtitles | لو تريدني أن أسرع في التوصيل... فيلزمني دراجة، أو ما شابه |