Bu herhalde bizim toplumumuzun karşılaştığı en büyük sorun. | TED | و هذه على الأرجح المشكلة الأكبر التي تواجه مجتمعنا. |
Kuşların karşılaştığı en büyük sorunların başında yaşam alanı kaybı, ve azalan gıda ulaşılabilirliği geliyor. | TED | وعلى رأس المخاطر التي تواجه الطيور لدينا فقدان الموطن وتقلّص كميات الغذاء المتاحة. |
Aslında, rejimlerin karşılaştığı tehlikeyi tanımlamak için yeterli bilgiye sahip değiller. | TED | أنهم يفتقدون للبيانات التي يحتاجون من أجل التعرف على التهديدات الناشئة التي تواجه الدولة. |
Aslında insanoğlunun karşı karşıya kaldığı muhtemel sonucun başarısızlık olduğu probleme bile cevaplar ve çözümler sağlamaya çalışmakta bir başarı vardır. | TED | في الحقيقة، هناك إنجازات في السعي، ومحاولة تقديم أجوبة وحلول للمشاكل التي تواجه الإنسانية حتى عندما تكون النتيجة المحتملة هي الفشل. |
Arap devletleri çok büyük bir değişimden geçiyor ve kadınların karşı karşıya kaldığı mücadeleler çok yıpratıcı. | TED | الدول العربية تمر بتغييرات هائلة والتحديات التي تواجه النساء كبيرة جدًا |
Tomrukçuluk, yağmur ormanlarının karşı karşıya olduğu en büyük tehlikedir. | Open Subtitles | الاحتطاب هو واحدٌ من أخطر التهديدات التي تواجه الغابات المطرية |
Böylece şehrimizin karşılaştığı gerçek konuları konuşabiliriz. | Open Subtitles | و حينها يمكننا العوده إلى المشاكل الحقيقيه التي تواجه مدينتنا |
Şimdi, gelişmekte olan ülkelerdeki çocukların karşılaştığı sorunlar benzersiz ve karmaşık yeni bir problem şeması doğuruyor. | Open Subtitles | الآن، المشاكل التي تواجه الأطفال في المجتمعات المتطورة تشكل مجموعة فريدة ومعقدة من المشاكل. |
Evet, topluluğumuzun karşılaştığı sorunlarla derinden ilgilenmediğimiz bir haftamız bile yok. | Open Subtitles | نعم لا يوجد اسبوع يمر دون ان نتخذ موقفا حاسما في القضايا التي تواجه مجتمعنا |
Son derece zeki öğrencilere öğretme ve danışmanlık yapma fırsatı için çalışıyorum. Çünkü aşırı yetenekli, azimli ve tutkulu genç insanların dünyanın karşılaştığı sorunların çocuğunu çözebileceğine gönülden inanıyorum. Deniz seviyesinin artışını tahmin etmek için gerekli gözlemlerin sağlanması çözebilecekleri ve çözecekleri çoğu problemden sadece biri. | TED | أنا أعمل على إمكانية تعليم طلاب لامعين جداً والإشراف عليهم، لأني أؤمن من أعماقي بأن فرق الشباب الموهوبين والنشطين والشغوفين يمكنها حل معظم التحديات التي تواجه العالم، وتوفير صور الرصد المطلوبة لتقييم مستوى ارتفاع البحر وهذا مجرد مشكل واحد من المشاكل التي يمكنهم حلها أو سيحلونها. |
Otistik çocukların karşılaştığı sorunların çoğunun ortak bir kökeni var. Bu köken, onların soyut kavramları ve sembolleri anlamakta zorlanmaları. | TED | الآن، العديد من المشاكلات التي تواجه الأطفال المصابين بالتوحد لها سبب واحد، وذلك السبب هو أنهم يجدون صعوبة في فهم التعبيرات الرمزية، والتعبيرات التجريدية |
Amerika'nın bugün, yarın ve uzak gelecekte karşılaştığı tehditlerle yüzleşmesi için | Open Subtitles | ليتصدي للمخاطر التي تواجه "أمريكا" اليوم وغداً وفي المستقبل البعيد |
Benim umudum ve hayalim dünyadaki insanlara günümüzde kanser hastalarının karşılaştığı yüksek maliyet, -- fiziksel, finansal ve duygusal- ve benim için bilindik olan zorluklardan kaçınacak şekilde yardım etmek. | TED | يتملكني الأمل والحلم في مساعدة الناس حول العالم لتجنب التكاليف العالية -- الجسدية والمالية والعاطفية -- التي تواجه مرضى السرطان اليوم، والمعاناة التي أعلمها جيدًا. |
Takımımla birlikte bütün Amerika'da, yaşlanma, savaş yoksulluk, cezaevleri gibi nedenlerle ülkemizin karşılaştığı en ciddi halk sağlığı sorunları yaşanan yerlere yolculuklar planladık. | TED | ومع فريقي، خططنا لرحلة عبر أمريكا أخذتنا إلى مناطق تتعامل مع بعض أكبر المشاكل الصحية العامة التي تواجه بلدنا -- الشيخوخة والحرب والفقر والسجون. |
İklim değişikliği, sadece kuraklık da değil ama deniz seviyesinin de yükselmesi, büyük ihtimalle şehirlerin karşı karşıya kaldığı en ciddi tehditlerden biri. | TED | الآن، تغير المناخ ليس فقط الجفاف، ولكن أيضًا ارتفاع مستوى البحر هو ربما أعظم الأخطار الموجودة التي تواجه المدن. |
Amerikan Pediatri Akademisi'nin eski başkanı, Dr. Robert Block'un dediği gibi: "Olumsuz çocukluk deneyimleri bugün ulusumuzun karşı karşıya kaldığı en büyük değinilmemiş toplum sağlığı tehdidir." | TED | على حد قول الدكتور روبرت بلوك الرئيس السابق للأكاديمية الأمريكية لطب الأطفال "تجارب العنف ضد الطفولة هي إحدى أخطر التهديدات غير المعالجة على الصحة العامة التي تواجه أمتنا اليوم" |
Bunlar, Başkan Yardımcısı Walden'ın konuşmasına hazırlanırken karşı karşıya kaldığı sorunlar. | Open Subtitles | هذه هى القضايا التي تواجه نائب الرئيس (والدن) بينما يستعد لإدلاء تصريحاته هذا الصباح. |
Gelişmekte olan dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlar, gelişmiş dünya'daki bizlere kendimizi dünyaya yeniden tanıtma imkanı sunuyor. | TED | المشاكل التي تواجه العالم النامي تمنحنا نحن في العالم المتقدم فرصة لإعادة وصف انفسنا للعالم. |
Bu harika toplumun karşı karşıya olduğu kötü sorunlarla ilgili bir kampanya. | Open Subtitles | "حملة تتعلّق بالمشاكل الملّحة التي تواجه تلك الأمة العظيمة" |
Şehrin şu an karşı karşıya olduğu şeyler varken böyle hippi, değişik-- | Open Subtitles | تعلمون، مع كل شيء هذه المدينة التي تواجه في الوقت الراهن، الهبي، مقدد برنامج like-- |