Yani, burcun bir birey olarak hakkınızda söylediği şeyin yerine ne koyarsanız koyun, oluştuğu kültür hakkında çok şey ifade ediyor olacaktır. | TED | لذلك سواء أكنت تؤمن بما تقوله الأبراج أم لا عنك أنت كفرد، فمن المؤكد أنها تكشف الكثير عن الثقافة التي انبثقت منها. |
Mekân tanımlama ve önemsemeye değer yerler oluşturmadaki yeteneğiniz tamamen, sivil tasarım kültürü diye adlandırdığımız kültür yığınlarından meydana gelir. | TED | وقدرتك على تحديد المساحة وتهيئة الأماكن التي تستحق الرعاية كل شيء يأتي من هيئة الثقافة التي نسميها ثقافة التصميم المدنية. |
Şu an içinde yaşadığımız kültür, doğaçlamanın müziği ile dolu dilimlenen, küp küp doğranılan, kat kat kesilen ve kim bilir dağıtılan ve satılan. | TED | ان الثقافة التي نعيشها الآن تعج بالموسيقى المرتجلة التي تم تشريحها و تقطيعها الى طبقات و توزيعها و بيعها والله اعلم |
Yaşlanınca sahneden çekilmenin zamanının geldiğini söyleyen kültür. | TED | الثقافة التي تخبرنا بأن التقدم في السن يعني الاختفاء خلف الكواليس. |
Çocuklarınızın sürekli ürettikleri kültürden bahsediyorum. | TED | أعني تلك الثقافة التي يصنعها أولادك اليوم طيلة الوقت |
Bu gelişimsel ilerlemenin, dünyanın neresinde yaşıyor ya da hangi kültürden olursanız olun, evrensel olması gerçeği ahlaki davranışın doğuştan geldiğini kuvvetli bir şekilde gösteriyor. | TED | وحقيقة أن هذا التقدم التطوري عالمي بغض النظر عن المكان الذي تعيش فيه أو الثقافة التي تنتمي إليها يؤكد بقوة على أن أساسات السلوك الأخلاقي هي في الواقع وراثية |
Ama incelemeyi çok istediğim tek bir kültür vardı: | Open Subtitles | ولكن كان هناك دائما الثقافة التي يريد حقا أن أدرس |
Silikon Vadisi'nde ise teknik aktiviteyi, siyasi amaçlar için kullanmak gibi bir kültür yoktu. | Open Subtitles | و سِلكُن ڤالي ليست فيها تلك الثقافة التي توجّه العمل التقني لخدمة أهداف سياسية |
Tasarımın, bir kültür parçası gibi paylaşıp üzerine koyabileceğimiz bir şeye dönüşmesi fikri çok hoşuma gidiyor, sanki Creative Commons bir şarkı veya bir şiir. | TED | لذا، وكما تعلمون، فأنا أحب فكرة أن تصبح المعدات مثل جزء من الثقافة التي تقوم بنشرها و تبني عليها، وكأنها أغنية أو شعر بترخيص المشاع الإبداعي. |
Bununla amatörce kültür demek istemiyorum, insanların para için değil, yaptıkların şeyin aşkı için üretim yaptıkları kültürü kastediyorum. | TED | وأنا أعني بثقافة الهواة أعني الثقافة التي يمكن للناس فيها إنتاج ما يريدون لانهم يحبون ذلك ولا ينتجون ما يريدون لأجل المال |
Ama yoldan çıkmaya böylesine hazır olduğumuz başka bir zaman da yoktu ve bu günümüzde yeni arzularımız olduğundan değil, nedeni, öyle bir çağda yaşıyoruz ki arzularımızın peşinden koşmaya hakkımız olduğunu düşünüyoruz, çünkü mutlu olmayı hak ettiğimiz kültür bu. | TED | لكن أيضا لم نكن أبدا أكثر ميلا إلى الطيش ليس لأنه لدينا رغبات جديدة اليوم ولكن لأننا نعيش في عصر حيث نشعر بأنه يحق لنا اتباع رغباتنا لأن هذه هي الثقافة التي تجعلني أستحق أن أكون سعيدا |