Ama herbiri sevgiyi hisseder... ...hayatta karşılaşacakları gerekli olan güveni kazanırlar. | Open Subtitles | لكن كلاها يشعر بأنه محبوب تكتسب الثقة التي تحتاجها لمواجهة الحياة |
Çünkü Alice'in haklı olduğuna dair ihtiyaç duyduğu güveni kendinde bulabilmesi, George'un ona teorisinin yanlışlığına dair bulgular sunamamasıyla mümkün olabilirdi. | TED | فقط لأنه كان غير قادر على إثبات كونها مخطئة، كان جورج قادرا على إعطاء أليس الثقة التي تحتاجها لكي تعلم أنها على حق. |
Hyun Sook'ta beni etkileyen kendine olan güveni, emin duruşu oldu. Kendiyle son derece barışıktı. | TED | و ما فاجأني على الفور عند مقابلة أون سوك هو مدى الثقة التي بدت أن تتحلى بها، كم بدت سعيدة بذاتها. |
yeniden güven kazanmak için eskisi gibi, tamam mı? | Open Subtitles | لإستعادة بعض الثقة التي تعوّدنا أن نملكها ، حسناً ؟ |
Şirketim bana karşı olağanüstü bir güven gösterdi. | Open Subtitles | الثقة التي وضعتها شركتي بي، فينا، كبيرة جدا. |
İşte bu bize gerçek inovasyon için ihtiyaç duyduğumuz, gelişmek için ihtiyaç duyduğumuz ve vatandaşlar için geliştirilmiş toplum için ihtiyaç duyduğumuz güveni inşa etmemizde yardımcı olabilir. | TED | ما يمكننا من بناء الثقة التي نحتاجها لإبداع حقيقي للإزدهار و لمجتمعات داعمة لمواطنيها |
Sahip olmadıkları güveni telafi etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | انهم يحاولون تعويض الثقة التي يفتقدون إليها |
Kaybedilen güveni geri kazanmak için elimizden geleni yaparız. | Open Subtitles | نحن نفعل كل ما بوسعنا لاعادة الثقة التي فقدناها |
Kızları savaş pilotu olduğuma ikna etmek için ihtiyacım olan güveni veriyor bana. | Open Subtitles | إنه يمنحني الثقة التي أحتاجها لإقناع الفتيات أنني طيارٌ حربي |
Birini gözaltına almanın vereceği güveni düşünsene. | Open Subtitles | تخيلي الثقة التي سوف تغرس فيهم عندما أعتقل ذلك الشخص. |
Onları etkileyecek ve incitecek güveni kazanıyor. | Open Subtitles | هذا يعطيه الثقة التي يحتاجها ليسحرهم ويضرهم |
Burada çalışmanın potansiyel tehlikelerinin farkındayım ve bölgede kurduğumuz güveni yıkmak isteyen çok insan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أدرك المخاطر المحتملة للعمل هُنا وأعرف أن هناك الكثير من الأشخاص يُريدون هدم الثقة التي بنيناها في المنطقة |
Çok daha yaşlı kadınların öz güveni var bizde. | Open Subtitles | لدينا نفس الثقة التي لدى نساء أكبر منا بكثير |
...bu sonsuz güveni hak edebilmek için çaba harcamam gerektiğini... hiç unutmamaya çalıştım. | Open Subtitles | أن الثقة التي وضعتموها فيّ بسخاء... كان عليّ أن أستحقها |
Kaybettiğimiz o güveni yeniden oluşturmak istiyoruz. | Open Subtitles | و نريد أن نعيد بناء الثقة التي فقدناها. |
Kaybettiğimiz güveni geri kazanmalıyız. | Open Subtitles | {\pos(200,240)} علينا إستعادة الثقة التي فقدناها |
Sana karşı Kaptan Vane'in tarafını tutsam ve onu daha avantajlı bir konuma getirsem böyle bir hareket aramızdaki güveni ne noktaya sürüklerdi? | Open Subtitles | هل ساعدت القبطان (فاين) ضدكجهودك.. ساعدته كي يتحرك إلى موقف أفضل ليلة أمس، ما المفترض أن تفعل حركة كهذه حيال الثقة التي يفترض أن نتشاركها؟ |
Her boksçunun isteyeceği kendine güven ve hız onda. | Open Subtitles | . بكل السرعة ، التصميم و الثقة التي يكون أي مقاتل بحاجة إليها. |
Senden sonraki bütün şaşırttığım felekleri yalnızca senin bana ilk felek şaşırttığımı söylemenin verdiği güven sayesinde bu kadar şaşırtabildim. | Open Subtitles | كل العوالم الي أبهرتها كانت مبهرة بسبب الثقة التي أعطيتني إياها |
Senden sonraki bütün şaşırttığım felekleri yalnızca senin bana ilk felek şaşırttığımı söylemenin verdiği güven sayesinde bu kadar şaşırtabildim. | Open Subtitles | كل العوالم الي أبهرتها كانت مبهرة بسبب الثقة التي أعطيتني إياها |