güvenebileceğim bir kişi varsa, o da odur... | Open Subtitles | أذا كان هناك من يمكننى الثقة به ، فهو هو |
Eğer güvenebileceğim biri varsa, o'dur. Bernie nerede? | Open Subtitles | أذا كان هناك من يمكننى الثقة به ، فهو هو |
Bakıyorum. Hem de yakından. güvenilir biri mi, öğrenmem lazım. | Open Subtitles | أنا أنظر عن قرب أريد أن أعرف إن كان يمكن الثقة به |
Şimdiye kadar, güvendiğim için pişmanlık duyduğum tek kişi sensin, Richards. | Open Subtitles | حتى الآن , الوحيد الذي أسفت على الثقة به هو أنت يا ريتشاردز |
- Ona güvenebilir miyiz, Sayın Neutral? | Open Subtitles | -هل يجدر بنا الثقة به يا سيادة المحايد؟ |
Ona güven ve sabır gösterdiler, bir o kadar da sevgi. | Open Subtitles | أظهرا الثقة به و طول حِلمهما عليه كما أظهرا حبهما له |
I, Integrity - doğruluk, sözünün eri olmak, dediğini yapmak, ve insanların güvenebileceği bir insan olmak. | TED | وال"ي" ترمز الى النزاهة وهي أن تقول ما تفعله وأن تكون شخص بإمكان الناس الثقة به |
Tüm yaz onunlaydım ve ona güvenmememiz için bir sebebimiz yoktu. | Open Subtitles | لقد تواعدنا طيلة الصيف ولم يعطني ولا حتى أنتم أيّ سبب لعدم الثقة به |
Onu çocukluktan beri tanıyorum, ve ona güvenebileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرفه جيدا منذ الطفولة و كنت أعرف أنني أستطيع الثقة به |
Ona güvenmemen gerektiği konusunda haklıydın. | Open Subtitles | انت محق بعدم الثقة به |
Bir ortağa ihtiyacım var. güvenebileceğim birine. Beni her yerde bulabilir ve ne olduğunu anlamadan işimi bitirir. | Open Subtitles | أحتاج شريك في هذه المهمة ، شخص يمكنني الثقة به فهو يمكنه الإمساك بي في أي مكان ، ولن أعرف قط ما صدمني |
Bir noktada tek güvenebileceğim kişi o. | Open Subtitles | في هذه المرحلة هو الوحيد الذي استطيع الثقة به |
Hayatımda -tıpkı annem ve babam gibi- güvenebileceğim yetişkinler bulmakta güçlük çekiyorum. | Open Subtitles | لدي مشاكل في إيجاد مِن البالغين مَن يمكنني الثقة به بمقدار ثقتي بأبي و أمي |
güvenebileceğim tek insan sendin. | Open Subtitles | لقد كنت الشخص الوحيد الذي بإمكاني الثقة به |
Sen kaçıyorsun, ben de Drake'te güvenebileceğim tek kişiyi kaybediyorum. | Open Subtitles | لو هربتي ، سوف أخسر الشخص الوحيد في الدريك الذي يمكني الثقة به |
Anlayışlı bir müttefik güvenilir bir akıl hocası asla yargılamayan bir arkadaş. | Open Subtitles | حليف سوف يتفهم ناصح يمكننا الثقة به صديق لن يحكم ابدا |
- güvenilir biri değil. - Delilah uyuşturucu satıcısıyla mı çıkmış? | Open Subtitles | ولا يمكن الثقة به ديلايلا واعدت تاجر مخدرات؟ |
Tam olarak güvendiğim başka pilot yok. | Open Subtitles | لا يوجد طيار أخر أستطيع الثقة به بهذا الأمر |
Ona olanı biteni anlat. Ve güven. | Open Subtitles | أنه رجل جيد ويمكنك الثقة به أخبريه بكل ما حدث |
güvenebileceği biri. | Open Subtitles | شخص ما يمكنها الثقة به |
Hâlâ ona güvenmememiz konusunda ısrar ediyor. | Open Subtitles | هو لا يزال مقتنع لا نستطيع الثقة به |
ona güvenebileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | لطالما علمتُ أنه يمكنني الثقة به |
Ona güvenmemen gerektiği konusunda haklıydın. | Open Subtitles | انت محق بعدم الثقة به |
Çok ikna edici konuşacaktır ama güvenilmez biri olduğundan hiç kuşkunuz olmasın. | Open Subtitles | سيبدو مُقنِعًا جدًا لكنه لا يُخطئ هذا الرجل لا يمكنكم الثقة به |
Birincisi, güvenilecek bir adam olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | واحد ... ظننت أنك رجل يمكن الثقة به |
Ben.. artık kime güveneceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لم أعد أعرف من يمكنني الثقة به |
Normal dünyada arkadaş bulmak çok zor. güvenebileceğin biri. | Open Subtitles | من الصعب إيجاد صديق في العالم الطبيعي شخص يمكنك الثقة به |
Kime güvenebileceğimizi bilene kadar, bulduğumuz şeyden hiçkimseye bahsetmemelisin, anladın mı? | Open Subtitles | وحتى نعلم من يمكننا الثقة به لا تخبر أي أحد بما عرفناه مفهوم؟ |