ويكيبيديا

    "الثلاجة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • buzdolabının
        
    • Buzdolabı
        
    • Dolapta
        
    • buzdolabını
        
    • buzdolabından
        
    • Dondurucu
        
    • dolaptan
        
    • buz
        
    • buzluğa
        
    • buzlukta
        
    • dondurucuya
        
    • dolabı
        
    • Dolaba
        
    • Dondurucuda
        
    • buzdolabındaki
        
    Veterineri arayın. buzdolabının üzerinde numarası var. Birazdan orada olacağımı söyle! Open Subtitles اتصلوا بالطبيب البيطري، الرقم على الثلاجة اخبروه أنني في طريقي إليه
    Tıpkı elektrik kesilene kadar Buzdolabı sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. TED فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك.
    Şimdi,kim kusmadan en uzun süre dayanırsa... Dolapta kalan son parça pastayı alacak. Open Subtitles الآن من يشرب ويبقى لأطول وقت يأخذ آخر قطعة من الفطيرة في الثلاجة
    Demek istediğim sen burada çalışırken, bebek de buzdolabını babası zannediyor. Open Subtitles أعني، أنت هنا في العمل، والطفلة تعتقد أن الثلاجة هي والدها
    buzdolabından alınan bir dal tüm ailenin yemesi için getiriliyor. Open Subtitles فرع من الثلاجة يتم سحبه للمنتجع وذلك لتغذية العائلة بالكامل
    Dondurucu gönderilen kadın bir polisle konuştuğunu söylemişti. Open Subtitles هل تُريد القدوم؟ المرأة التي تسلّمت الثلاجة أخبرتنا أنّها تحدّثت مع شرطي.
    Mutfağa giren birisi var mıydı? buzdolabının etrafında dolaşan oldu mu? Open Subtitles هل كان هناك أي أحد في المطبخ، بالقرب من الثلاجة ؟
    O zaman eve geldiğinde muhtemelen buzdolabının önünde uyuyakalmış olurum. Hoşçakal. Open Subtitles حسناً ، قد تجديني نائم أمام الثلاجة عندما تعودين ، وداعاً
    Pekâlâ, şu buzdolabının arkasına gidelim yangını ne veya kim başlatmış bakalım. Open Subtitles حسنا ، لنبحث خلف الثلاجة ونرى من أو ما سبب هذا الحريق
    Tamam, Buzdolabı yağmalarım, herşeye nane olurum, biraz kıyafet denerim. Open Subtitles حسنا،أنا سوف أغزو على الثلاجة أتحرى المكان، أجرب بعض الملابس
    Ve Buzdolabı açılıp da içinden milyonlarca seküler genç ayaklanıp bir şeyleri değiştirmek için ortaya çıkınca herkes şaşırdı. TED و كان الكل مندهشا عندما تم فتح الثلاجة و خرج ملايين الشباب ، بالتحديد شباب علمانيون لعمل التغيير.
    Orijinal ekmek kutusundan daha büyük birşeyler yapmamız gerekiyordu, daha çok mini Buzdolabı gibi bir şey, ama yine de bir kamyonet kadar büyük yapmayacaktık. TED أنه علينا أن نبني شيئا أكبر من صندوق الخبز الحقيقي، بحجم الثلاجة الصغيرة، ولكن ليس بحجم شاحنة بيك آب.
    Yani Dolapta olanı yemek, her akşam yatağında uyumak filan? Open Subtitles تعرفين, اكل ما في الثلاجة انام في سريرك كل ليلة؟
    Dolapta biraz yemek artığı var, ama ne olduklarını bilmiyorum. Open Subtitles هناك بعض الأكل البايت في الثلاجة لكن لا أعرف ماهو
    Ama kadınlar yine de her gün alışverişe çıkmak durumundaydılar ama çıkmadılar, çünkü elektrik bize buzdolabını getirdi. TED ولكن كان لا يزال على النساء التسوق كل يوم, ولكن لم يكن عليهم فعل ذلك, لأن الكهرباء جلبت لنا الثلاجة الكهربائية.
    Sonra buzdolabını açıyoruz. Ve ne yiyeceğimize karar verdiğimizi sanıyoruz. TED ونفتح الثلاجة. ونشعر بأننا قررنا ما نأكله.
    Yemin ederim buradaki her şeye baktım... ..ve koku buzdolabından gelmiyor. Open Subtitles أقسم اني فتشت كل الاشياء هنا والرائحة الكريهة ليست من الثلاجة
    buzdolabının arkasında bir tüp sıvı nitrojen olmalı Dondurucu için ben oraya gideceğim. Open Subtitles خلف الثلاجة يجب أن يكون هناك صندوق للنيتروجين السائل من أجل المجمد
    Biraz kırmızımız var ve dolaptan biraz beyaz daha alabilirim. Open Subtitles نعم لدينا نبيذ أحمر، ويمكنني جلب نبيذ أبيض من الثلاجة
    Ya da ilacınızı buz dolabınıza değil de, cüzdanınıza koyabilirsiniz. TED أو يمكنكم وضع الأدوية في محفظة نقودكم بدل الثلاجة.
    Şimdi izin verirsen, kafamı buzluğa sokacağım. Open Subtitles الآن، إذا كنت سوف عفوا، أنا ببساطة يجب التمسك رأسي في الثلاجة.
    Denize defnetme konusunda kararsız olduğun için Hamsterını iki ay boyunca buzlukta beklettin. Open Subtitles تركت حيوان الهامستر في الثلاجة لشهرين وأنت تتمتم وتتلعثم ليتناسب دفنه في البحر
    Bu cesetleri kimin dondurucuya koyduğunu ve nereye gittiklerini söyleyeceklerini sanmıyorum. Open Subtitles لن تٌخبرنا من وضع هذه الأجساد في الثلاجة وإلى أين ذهبوا
    Doktor ziyaretlerinin yanısıra Maw Maw dengeli bir diet yapabilsin diye dolabı her çeşit meyve ve sebzeyle doldurduk. Open Subtitles لذا من اجل زيارة الطبيب فقط ملأنا الثلاجة بكل انواع الفاكهة والخضروات حتى تحصل ماو ماو على حمية متوانه
    Ben de gecenin bir yarısı süt içmek için kalktım ve Dolaba gittim. Open Subtitles لذلك نهضت في منتصف الليل لاحصل على كوب من الحليب وذهبت إلى الثلاجة
    Bir sonraki toplantıda anneni parçalayıp derin Dondurucuda sakladığını söyleyecek olsan sen de ünlü olursun. Open Subtitles إذا أخبرت رجل واحد في الاجتماع القادم أن يحتفظ بأمك مقطعه في الثلاجة ستكون عندك سمعة أيضا
    Sadece yumurta ve avokado, ve buzdolabındaki peynir ne peyniriyse o. Open Subtitles مجرد بيض و أفاكادو و ما تبقى من الجبن في الثلاجة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد