sekiz yaşındaki oğluyla güç bela yaşayan dul bir anneydi. | Open Subtitles | كانت أم عزباء وحيدة مع ابنها ذو الثماني سنوات حسناً؟ |
Sağda, sekiz yaşındaki çocuk - ve onun solundaki altı yaşında bir kız çocuğu, pek uzun değil. | TED | وعلى اليمين هذا الطفل ذا الثماني سنوات الذي -- وعلى اليسار فتاة عمرها ست سنوات وهي ليست طويلة جداً. |
Yetişkin öğrenmesiyle beklenenin aksi gibi görünüyor, ama hatırlayın, sekiz yaşındaki çoğu zaman şunu yapma, viski şişesine dokunma, denen bir çevrede yaşıyorlar. | TED | ويبدو مخالف لبديهة تعليم الكبار، لكن تذكروا، أعمار الثماني سنوات تعيش في مجتمع حيث يتم إخبارهم في معظم الأوقات، لا تفعل هذا، تعرفون، لا تلمس زجاجة النبيذ. |