Bu sefer aç yavru için bir yiyecek, döllenmemiş bir yumurta bırakır. | Open Subtitles | وفى هذه المره قدمت الغذاء للصغير الجائع عباره عن بيـضه غير مخصبه |
Boş gülüşün ve aç yüreğin ile kirli mazinin kaldırdığı safrayı tatsan! | Open Subtitles | بإبتسامتك الفارغة و قلبك الجائع فلتشعر بالصفرة تعلو من ماضيك المذنب |
aç arılarla dolu bir sürü kovan. | Open Subtitles | عشرات من خلايا النحل مملؤه بالنحل الجائع. |
Bütün bu olanlar sanki aç bir kurdun işi. | Open Subtitles | ماحدث هو أن هذه الكارثة كانت مثل الذئب الجائع الذي يهاجم فجأة ويرحل، |
Eski zaman Greenwich Village'in açlıktan ölen bohem yazar rozetine sahip olmadığımı söyleyeceksin... | Open Subtitles | انتتعنيبأنيلنألبس وسام ... وسام إستحقاق كاتب اللغة البوهيميةِ الجائع ... القديمة من قرية غرينتش |
Deprem aç bir kurt gibi... yoluna çıkan herkesi öldürüyor. | Open Subtitles | الزلزال مثل الذئب الجائع الذي يقتل كل من يعترضه ولا يفعل شيئاً |
Yem, yumurtadan yeni çıkmış, aç meyve sineklerine saldırıyor ve yalnız onları zehirliyor. | Open Subtitles | الطعم يجذب الذباب الجائع حديث الفقس ويقوم بتسميمهم هم فقط |
Ama eğer hissedersen, bak ne kadar kaçarsak kaç aç bir köpek gibi peşinden koşacak. | Open Subtitles | لكن إذا أحببت فسيظل وراءك كالكلب الجائع ولن تستطيع الفرار منه انتظروا .. |
Eve yürüyerek geldim. Gecenin bu saatinde sokak bir sürü aç geyik var. | Open Subtitles | واجهت الكثير من الظبي الجائع في هذا الوقت من الليل |
Üzgünüm. İşte bu aç ve başı dönen Hulk. Çabuk geliyor. | Open Subtitles | آسف، كان ذلك المارد الجائع والمصاب بالدوار، فهو يظهر سريعاً |
Herkes görsün, aç bir köpek ne kadar sadık oluyormuş. | Open Subtitles | و عندها سنرى كم هو الكلب الجائع وفيّ بالفعل |
aç kurtlardan daha beterler. | Open Subtitles | إنهم أسوأ من الذباب الجائع الذى يأكل القذارة |
aç bir ayı, pençesinin ulaştığı her şeyi yiyebilir, ancak etçil bir hayvan için birkaç yosun artığı yeterli değil. | Open Subtitles | سيأكل الدبّ الجائع أيّ طعام يمكن أن يحصل عليه كفّاه لكن بالنسبة لآكل لحم، فلن يفلت منه بعض بقايا أشنة جافة |
Güçlü çeneleri bu aç orkalar için hâlâ bir tehdit. | Open Subtitles | فكّيه القويّين يمثلان تهديداً للحوت الجائع |
Lor, kimse daha gizli bir amacı olmadan aç insanlarla uğraşmaya gönüllü olmaz. | Open Subtitles | لور, لا أحد يتطوع للتعامل مع الجمهور الجائع بدون أسباب خفيه لو كنت تحاولين أن تكسبيه من جديد |
Aşağıda kesinlikle, aç bir genç aslan için yemek sağlayabilecek bir şeyler vardı. | Open Subtitles | بالتأكيد كان هناك شيء لتوفير وجبة للأسد الجائع |
Yok, ben öyle sert bir tip değilim aşağıdaki aç arkadaşımın aksine. | Open Subtitles | انا لست من النوع العنيف ، لا لست مثل صديقي الجائع الذي هناك |
Biraz önce "Çok aç Tırtıl"ı yedinci kez okuduk. | Open Subtitles | لقد قرأنا للتو قصة كاتربيلر الجائع للمرة السابعة |
Bilirsin, yani, açlıktan ölen artist şeyi bana hiç de mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | كما تعلم، أعني الأمر المتعلق بالفنان الجائع -لم يبد لي الأمر منطقياً -نحن جوعى؟ |
Tek acıkan sen misin? | Open Subtitles | هل تعتقد انك وحدك الجائع ماذا عني انا.. |
Peki, acıkmış biri olarak, hadi yiyelim. | Open Subtitles | حَسناً ، أنا الوحيد الجائع جداً ، لذا دعنا نأكُل |
açlık çeken kalabalık Londra'yı yakarken, şöminenin başında çay ziyafeti çeker gibi. | Open Subtitles | الطعام مع الشاي بنارِ الدراسةِ المرحةِ... بينما الغوغاء الجائع الحروق لندن. |