Çocukların tartışmaları çözümleme yollarından başında "önce demek" gelir. | Open Subtitles | واحدة من أهم الطرق التي يحل بها الأطفال الجدالات هي بطلبها. |
Çocukların tartışmaları çözümleme yollarından başında "önce demek" gelir. | Open Subtitles | واحدة من أهم الطرق التي يحل بها الأطفال الجدالات هي بطلبها. |
Günlük yaşamımda yardımcı olması için ikinci derece denklemler çözmüyorum, ama tartışmaları anlamak ve diğer insanlara anlayış göstermek için matematiksel düşünceyi kullanıyorum. | TED | لا أقوم بحل المعادلات التربيعية لتساعدني في حياتي اليومية، لكنِّي أستخدم التفكير الرياضي ليساعدني على فهم الجدالات وعلى التعاطف مع الأشخاص الآخرين |
Birisiyle birlikte olmaktan korkuyorsun çünkü son ilişkin tartışmalar sırasında gizli öfken nedeniyle sona erdi. | Open Subtitles | انت تخافين المواعدة بسبب ان علاقة سابقة انتهت بسبب حدّك للتحمل جعلك متوحشة في الجدالات |
Tanık yok. Beklendiği gibi karşı koyma ve tartışmalar olmuş gibi. | Open Subtitles | لا يوجد شاهدو عيان الكفاحات و الجدالات |
Bugün iyi gitmedi. Hiç iyi gitmedi. Çok tartışma çıktı. | Open Subtitles | لم يكن يوماً جيداً على الإطلاق كان فيه الكثير من الجدالات |
Önceleri meyhanelerdeki tartışmaları önlemek için basılıyormuş. | Open Subtitles | -على الأرجح قد نشره لتسوية الجدالات في الحانات |
Aynı kavgalar, aynı tartışmalar. | Open Subtitles | نفس الشجارات, نفس الجدالات |
Sonu cezalandırmayla biten bir sürü tartışma yaşadık. | Open Subtitles | الجدالات التي تلت ذلك العقابات الناتجة عن ذلك |
Evet, sanki ona şimdiden yeterince tartışma kaybettiğim yetmezmiş gibi. | Open Subtitles | أجل. كما لو أنني لا أخسر مسبقاً مايكفي من الجدالات معها |