Bu iksir sayesinde işi hemen bitirebilirim ve canlı kalırım | Open Subtitles | بإستعمال تلك الجرعة سانتهي في وقت قصير جدا واظل حيّا |
Kim bilir, belki büyük bir doz hafızasını tekrar silebilir. | Open Subtitles | ومَن يدري، قد تمحو الجرعة الكبيرة ذاكرته كلها من جديد |
Yani onu iyileştirmek için ihtiyacımız olan amfoterisin B dozu onu sağır edebilir. | Open Subtitles | مما يعني أن الجرعة التي سنحتاجها من الأمفوتريسين بي لنعالجه سوف تجعله أصما |
Valentine onu uykuya yatıran iksiri yapanın bir büyücü olduğunu biliyor. | Open Subtitles | فلانتين يعرف ان مشعوذ قام بصنع الجرعة الذي وضعتها في النوم |
büyük ihtimalle dozajı ayarlarken... bir hata yapmışlar. | Open Subtitles | .. من غير المرجح أنهما إرتكبا خطأ في الجرعة |
Biz yani, iksir olmadan ona yenmek olamaz biz Gölgeler Kitap bizim için bulmak için bir cadı gerekir . | Open Subtitles | لا يمكننا أن نقضي عليه بدون الجرعة ، مما يعني نحتاج لساحرة لتبحث لنا . عن هذا في كتاب الظلال |
İksir onları derin bir uykuya soktu, tek yaptıkları rüya görmek. | Open Subtitles | الجرعة وضعتهم في نوم عميق لذا كل ما سيفعلونه سيكون أحلام |
Fakat güçlü iksir, çok sıkı kurallarla birlikte gelmişti. | TED | ولكن أتت الجرعة القوية مع قواعد صارمة جدًا. |
- Ben Bowers'a Oksikodon yazdı ve Ben Bowers aşırı doz Oksikodon'dan öldü. | Open Subtitles | لقد كتب وصفة الكيسكودوني لبن وبن توفى بسبب الجرعة الزائدة من هذا الكيسكودوني. |
Affedersin, "onu iyileştirmek için ihtiyacımız olan doz"dan sonra seni dinlemeyi bıraktım. | Open Subtitles | أسف لقد توقفت عن الاستماع بعد ان قلت الجرعة التي سنحتاجها لنعالجه |
Bu bizim aşırı doz tatbikatımız oldu çünkü o zaman tek yapabileceğimiz buydu. | TED | لقد أصبح هذا تدريبنا على الجرعة الزائدة لأنه في ذلك الوقت، كان كل ما يمكننا القيام به. |
Yatay eksen nanogram cinsinden dozu gösteriyor. | TED | على المحور الأفقي نشاهد الجرعة بوحده النانوغرام. |
Doğru dozu alması en zor hasta grubu, çocuklardır. | TED | أحد أصعب مجموعات المرضى الذين يمكن تحديد الجرعة لهم هم الأطفال. |
Şu ana kadar binden fazla görüntü oluşturuldu ve 600 binden fazla insan bu günlük perspektif dozu için katılım gösterdi. | TED | وجدت أكثر من 1000 صورة منها حتى الآن، وأكثر من 600,000 شخص انسجموا مع هذه الجرعة اليومية من هذه الآفاق. |
Valentine onu uykuya yatıran iksiri yapanın bir büyücü olduğunu biliyor. | Open Subtitles | فلانتين يعرف ان مشعوذ قام بصنع الجرعة الذي وضعتها في النوم |
Bu nedenle, kitabı bulup, iksiri yapmalıyız... ve güneş doğmadan Salem çocuklarının hayatlarını içmeliyiz. | Open Subtitles | لذلك يا أخوتى فإن الأمر يعنى أننا يجب أن نجد الكتاب لتحضير الجرعة ونسلب حياة الأطفال قبل شروق الشمس |
Her şey yolunda gitse, belli bir ilerleme kaydedip doğru dozajı tutturursak bile, sonuç kalıcı bir tedavi mi, yoksa bu öfke nöbetlerini bastıran bir panzehir mi olacak? | Open Subtitles | حتى لو سار كل شيء بشكل رائع لو نجحنا في إثارته لو حصلنا على الجرعة المضبوطة تماماً هل سيكون هذا علاجاً دائماً |
Tıbbi marihuanayı istediği zaman, istediği şekilde, kendisine uygun dozda ve sıklıkta kullanabilirdi. | TED | أستطاعت استعماله عندما أرادت، وبالطريقة التي رغبت وفي الجرعة وعدد المرات التي ناسبتها. |
Biri aşırı dozdan ölürse, etrafta vücut sıvıları olur. | Open Subtitles | أين سوائل الجسم الناتجة من الجرعة الزائدة بول .. |
Norton'u uykuya götürecek olan dozun benim üzerimde pek bir etkisi olmayacaktı. | Open Subtitles | الجرعة التى كانت ستذهب بنورتون الى النوم, سيكون لها اثر بسيط علىّ |
İki dakika için ya da bir sonraki vaka gelene kadar ya da bir sonraki uyuşturucu dozunu alıncaya kadar mutlu olmuşsundur. | Open Subtitles | ربما لدقيقتين، حتي تأتي الحالة القادمة حتي تبحث عن الجرعة التالية |
Böylece tüm insan irkinin iyiligi için iksirin kalanini bölüstük ve 3 hafta boyunca konusmama karari aldik. | Open Subtitles | لذا لمصلحة كل البشرية سوف نقسم ما تبقى من الجرعة ونتفق الا نتحدث الى بعض لمدة 3 اسابيع |
İğneyi vurununca hayatta kalıp kalmayacağınızı size söyleyebilecek çok basit bir testimiz olacak, ve bir daha kimse ölmeyi riske atmayacak. | Open Subtitles | لدينا إختبار بسيط للغاية يخبرك إذا كنت ستنجو من أخذ الجرعة أم لا و لن يخاطر أى أحد بحياته بعد الآن |
Size verdiğimiz doza göre, tam olarak 24 saat sonra ölümcül olacak. | Open Subtitles | الجرعة التي أعطيناكم إياها ستصبح قالته بعد 24 ساعة تماماً |
Sen ve Cooper aynı dozajda ilaç aldınız. | Open Subtitles | إذا انت و السيد كوبر أخذتما الجرعة نفسها |
Ama o doğru dozdu. Bundan eminim. | Open Subtitles | و لكنها كانت الجرعة الصحيحة أنا متأكد من ذلك |
Belki ona uyumada yardımcı olması için bir yatıştırıcı verebilirim... ya da dozajını arttırırım, yine de bu sıralar dikkat etmeliyim. | Open Subtitles | قد أعطيه مسكنًا لمساعدته على النوم قد أزيد الجرعة لكنني لا أنصح بذلك الآن لماذا؟ |