Ver onu bana! Bu 500$'lık deve tüyü bir ceket. | Open Subtitles | أعطنى أياه هذا سعره 500 دولار ومصنوع من وبر الجمل |
Ne talihsizlik ama, cüce bile... tıpkı deve gibi ısırılıyor. | Open Subtitles | عن سوء الحظ.. عندما القزم يعتلي الجمل ويعض من الكلب |
Bu pantolon resmen deve toynağı görünümü garantilemek için kesilmiş. | Open Subtitles | حسناً ، هذه البناطيل مقصوصة إلى . إصبع قدم الجمل |
Dema, devenin dayanıklılığını ve lamanın kendine has bazı özelliklerini bir araya getirmek için yapılmış bir deve ve lama karışımıdır. | TED | والجاما هي هجين الجمل واللاما، تم انشاؤها للحصول على شجاعة الجمل مع بعض الصفات الشخصية للاما. |
Kısa, parçalı cümleler çünkü insanlar hızlı yalan söylemeyi sever. | Open Subtitles | أجزاء الجمل القصيرة لأن الناس تريد العبور من الكذب بسرعة |
Bu çok kullanışlı bir şey çünkü dilin kullanımı sonsuzdur ve duyduğunuz bu cümleleri sürekli olarak tekrarlayıp duramazsınız. | TED | وهو شئ مريح وعملي، لأن اللغة لامتناهية، ويمكنك أن تفعل الكثير، عوضاَ عن الإكتفا فقط بترديد الجمل التي سمعتها. |
Tabi ki Web'te çok fazla kolay cümle var. Çok, çok basit cümleler veriyoruz | TED | يوجد هناك بالطبع الكثير من الجمل البسيطة جدا في مواقع الانترنت نعطيك جمل بسيطة جداً جداً |
Uzun bir çöl yolculuğundan sonra bir deve 200 litre su içebilir. | Open Subtitles | فبعد رحلة صحراوية طويلة يقوم الجمل بشرب حوالي 200 لتر من الماء |
Alçaktaki hörgüç yüksektekiyle birleşti ve deve öldü ve tek hörgüçlü bir dünyamız oldu, sadece bir hörgüçle. | TED | اندمجت الحدبات الدنيا مع الحدبة العليا، ويموت الجمل ونحصل على عالم الجمل العربي بحدبة واحدة فقط. |
Yani bu devenin boyu yaklaşık 2,74 metreydi, ayrıca deve yaklaşık bir ton ağırlığındaydı. | TED | سيكون طول هذا الجمل حوالي 9 أقدام، ووزنه نصف طن تقريبا. |
Benim içinse, deve hakkında düşündüklerimin tamamen tersi oldu. | TED | وبالنسبة لي، قلب ذلك كليا الطريقة التي افكر فيها حول الجمل. |
Sana hiç İngiliz deve kervanından bahsettim mi? | Open Subtitles | هل أقول من أي وقت مضى لك واحد حول سلاح الجمل الإنجليزية؟ هل ل؟ |
En iyi olduğun kesin, ama deve pisliği küremekte. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذى أنت الأفضل فيه هو جرف روث الجمل |
Çok zeki bir devenin yapacağı seçim kimseyi gücendirmez. | Open Subtitles | رجل ذكى أختيار يصنعه الجمل لا يمكن أن يرفضه أحد |
Keskin bir bıçak gibi cümleleri fırlattın, ama bedelini ödemelisin. | Open Subtitles | أن تلقي الجمل كما تلقي السكاكين ولابد أن تدفع الثمن |
Birçok cümle ve birçok yıldız var ve hepsini sese çevirdiğimizde, ortaya bu çıkıyor. | TED | إذن هناك العديد من الجمل بالتّالي العديد من النّجوم، وفي النهاية، هذا ما نحصل عليه. |
Ya hayal ettiğimiz özellikler deveyi Sahra gibi yerlere tamamen uyumlu hâle getirerek aslında kışı atlatmasına yardımcı olmak için evrim geçirtiyorsa? | TED | ما إذا كانت الميزات التي نتصورها تجعل الجمل يتكيف في أماكن مثل الصحراء، تطورت في الواقع لمساعدته على مواجهة الشتاء؟ |
Evet, beni deveye bindirmiştin. Şu kıçımı tekmeleyen. Evet, o zamanlar. | Open Subtitles | نعم، عندما جعلتني أركب الجمل الذي آذى مؤخرتي |
Biz Red Camel'a gidemezsek... ..Red Camel bize gelir. | Open Subtitles | إن لم نستطع الدخول للجمل الأحمر الجمل الأحمر سيأتي إلينا |
- Peygamberimizin devesi nerede durursa evini orada kuracaktır! | Open Subtitles | حيث سيرشد الله الجمل أن يقف سوف نبنى بيت الرسول |
Eğer kadın doğum yapıyorsa, hastaneye deveyle gidiyordu. | TED | فان كان هناك امرأة في المخاض تسافر على الجمل للوصول للمشفى |
Çölde bir gemi! Develer yerine, lanet bir zırhlı gemisi! | Open Subtitles | سفينة الصحراء الجمل إنه ليس سفينة حربية فعلية |
Birbirimizin cümlelerini tamamlıyoruz. Birbirimizin ne düşündüğünü biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نكمل الجمل لبعضنا البعض قبل إنتهائها, نعلم ما الذى نفكر فيه. |
Ve eğer bunu yaparsanız, beni dini edebiyat içinde, en çok etkileyen cümlelerden birinin gücünü hissetmeye başlayacaksınız: | TED | وحين تقوم بذلك، ستبدأ في الشعور بقوة بما يشكل بالنسبة لي إحدى أكثر الجمل إلهامًا في كل الأدب الديني. |
Bu seride, cümlelerin sonlarını kolaylıkla tespit edebilen bir bilgisayar desteği ile konuşuyor. Ben de bir yön algoritması yazdım. | TED | في هذه السلسلة، يتحدّث بمساعدة حاسوب، ممّا يجعل التّعرف على نهايات الجمل أمرا سهلا. قمت بكتابة خوارزميّة |
Fakat onların uzun, aynı uzunluktaki ve noktalarla ayrılmış cümlelerde görüldüğünü hayal edin. | TED | لكن تصور أنهم موجودين في قائمة طويلة من الجمل الأخرى، جميعهم بنفس الطول، وجميعهم منفصلين بإستخدام النقط. |