Ama oyunlar yazmadığım çılgın, dinç ve yaratıcı hayatımla çok meşgulüm. | Open Subtitles | لكنّني مشغول جدًا بقيادة حياتي الجنونيّة الحيويّة المبدعة عن كتابة المسرحيات |
çılgın dublör hareketleri yaparken kıçını korumadığın kişi benim. | Open Subtitles | فأنا مَن لا تقوم بتغطيته عندما تهم بشطحاتك الجنونيّة |
çılgın şeyler her zaman sessiz yerlerde olur. Gazete oku biraz. | Open Subtitles | دائماً الأماكن الهادئة تحدث فيها الأمور الجنونيّة |
Gerçekten jürinin böylesine delice bir hikayeye inanacağını mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أتعتقدين حقاً أنّ هيئة المُحلفين ستصدّق هذه القصّة الجنونيّة. |
Bu delice geliyor biliyorum ama bizim yaptığımız şeyler delicedir. | Open Subtitles | انظري، أعلم أن هذا جنوني لكنّ الأمور الجنونيّة هي ما نفعله |
Hayatımda o kadar çok çılgınca şey gördüm. | Open Subtitles | أتعلم, لقد رأيت الكثير من الأمور الجنونيّة في حياتي.. |
çılgın seks her zaman iyidir. | Open Subtitles | ممارسة الغرام الجنونيّة دومًا ما تكون جيّدة |
Ve çılgın hayatımda ilk kez her şey tamamen darmadağın görünmüyordu. | Open Subtitles | لأوّل مرّة في حياتي الجنونيّة لم يبدُ كلّ شيء تامّ المثاليّة ولا تامّ الفوضى. |
Bu son zamanlarda yüklediğin o çılgın Instagram fotoğraflarını açıklar öyleyse. | Open Subtitles | هذا يفسّر تلك الصور الجنونيّة التي ترفعينا على انستجرام مؤخّرًا. |
Ve çılgın hayatımda ilk kez her şey tamamen darmadağın görünmüyordu. | Open Subtitles | لأوّل مرّة في حياتي الجنونيّة لم يبدُ كلّ شيء تامّ المثاليّة ولا تامّ الفوضى. |
O çılgın sevgi olayına mı? | Open Subtitles | الأمور الجنونيّة المُسمّاة بالحبّ؟ |
O çılgın sevgi olayına. | Open Subtitles | الأمور الجنونيّة التي تُسمّى بالحبّ. |
Senin çılgın oyunculuk kurslarına benzedi iyice. | Open Subtitles | يبدو الأمر كإحدى صفوف تمثيلك الجنونيّة. |
Lanetlendik mi yoksa kutsandık mı bilmiyorum ama doktorluk hayatım boyunca bunun kadar çılgın bir ameliyata girmemiştim. | Open Subtitles | أنا ... أنا لا أعرف, لا بد أننا مصابين بلعنة أو بنعمة لم أقم بمثل هذه الجراحات الجنونيّة |
Babamın çılgın bir keşfi. Zor zamanlar geçiren ve bir şeyler satmak zorunda olan milyarder bir Alman. | Open Subtitles | (ليكتنشتاين) هي واحدة من اختراعات والدي الجنونيّة بليونير ألمانيّ, وقع في ضائقة, ويحتاج لبيع شيء بسرعة |
çılgın yırtıcı kuş bakışı. | Open Subtitles | الثقة ونظرة الحبّ الجنونيّة |
çılgın teoriler üreten tek kişi sensin Castle. | Open Subtitles | -أنت صاحب النظريات الجنونيّة يا (كاسل ). |
Maria'nın senin Liman Koyu Kasabı olduğuna dair çılgın fikrine hiç ehemmiyet göstermemeliydim. | Open Subtitles | بل ما كان عليّ أن أفكّر حتّى في نظريّة (ماريا) الجنونيّة عن كونكَ (سفّاح مرفأ الخليج) |
Doktor istediğin delice ameliyatları bana sordu ve ben hayır dedim. | Open Subtitles | الطبيب أتصل بي و أخبرني عن جميع العمليّات الجنونيّة التي أردتها ! و أنا قلت لا |
Sadece söylendiler vardı delice söylentiler... | Open Subtitles | انتشرت كلّ تلك الإشاعات الجنونيّة |
Birinin en güçlü teşkilatlardan birine sızıp daha düne kadar hiç var olmayan bir ajanı oraya eklediğine dair çok çılgınca bir teorim var. | Open Subtitles | لذا، لديّ هذه النظريّة الجنونيّة أنّ شخصًا ما اخترق أحد أقوى الوكالات في العالم وأكثرها سريّة وأنشأ هويّة موظّف لم يكُن موجودًا حتّى الأمس. |