Ayrıca paylaşımlı araba servisleri dünyanın her tarafında türemeye başladı. Ve bence bütün bu çabalar harika. | TED | الان خدمات السيارات المشتركة تظهر حول العالم وتلك الجهود تبدو عظيمة |
İkizlerin annesi, belirtilerin beyin felcinin göstergesi olduğuna inanmayan ve müthiş çabalar ve internet araştırmaları ile | TED | أمهم كانت امرأة شجاعة لم تصدق أن الأعراض كانت متطابقة، ومن خلال بعض الجهود البطولية والكثير من البحث على الانترنت، |
Koreliler arasında ortak bir soruşturma yürütme çabaları sonuçsuz kaldı. | Open Subtitles | الجهود الرامية الى اجراء تحقيق مشترك بين الكوريتين قد فشلت |
En önemli konunun şu olduğuna inanıyorum: eğer gösterilen bu çabalara dikkatimizi vermezsek, onlar görünmez olurlar ve sanki hiç olmamış gibi olur. | TED | وأعتقد إن أهم شيء هو فهم أنه إذا كنا لا نولي اهتماما لهذه الجهود ، فهي غير مرئية ، وكما لو أنها لم تحدث قط. |
İkincisi, Batılıların Kosova'nın bağımsızlığını desteklemesinin uluslararası diplomasi çabalarına daha baştan ket vurması. | TED | والثاني الجهود الدبلوماسية التي كانت هزيلة منذ البداية والتي تم تحجيمها بسبب عدم دعم استقلال كوسوفو |
Bütün vatandaşlarımız, bu cinayetlerden sorumlu kişinin, detektiflerimizin gayretli çalışmaları sonucu yakalandığını bilmenin huzuruyla rahat olabilir. | Open Subtitles | بإمكان جميع مواطنينا أن يرتاحوا عارفين أن الجاني تم القبض عليه بفضل الجهود الدؤوبة للمحققين |
Altı ay boyunca üzerinde çok çaba sarf edecekler. | Open Subtitles | و سيتطلب ذلك منهم ستة أشهر من الجهود العالية |
Umudumuz Atar'ın var olan çabalarını arttırmak ve zaten hayallerin ötesine uzanan sosyal güvenlik ağındaki baskıyı azaltmak yönündedir. | TED | وأن يضاعف الجهود المبذولة حاليًا ويخفف من الضغط عن شبكة الأمان الاجتماعي والتي تمددت تمددًا فاق التصور. |
Yıllar boyunca MRI çalışmalarında çok büyük mıknatıslar yapmaya büyük çabalar harcandı, değil mi? | TED | العديد من الجهود في تنقيات الرنين المغناطيسي خلال سنوات اتجهت للصناعة بأحجام أكبر, احجام كبيرة جداً, صحيح؟ |
Bu çabalar İskenderiye'ye yüz binlerce kitabın gelmesine neden oldu. | TED | جلبت هذه الجهود مئات الآلاف من الكتب إلى الإسكندرية. |
ve her ne kadar bireysel yerel çabalar önemli olmaya devam edecek olsa da iklim değişikliğinin saldırısına karşı koyamazlar. | TED | وبينما ستظل الجهود المحلية الفردية مهمة لا يستطيعون الوقوف أمام هجمة تغير المناخ. |
Ama ulus inşa sürecindeki tüm bu çabalar konunun özüne inmiyor | TED | لكن كل هذه الجهود في بناء الأمة لا تصب في صميم الموضوع. |
Size ne yapacağınızı söylemeye çalışmıyoruz. Basitçe, çabaları düzenlemenin hayati olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | إننا لانحاول إخباركم بما تفعلوه ببساطة نفكر بأن تنسيق الجهود أمر هام |
Kaynakları bölmenin büyük çabaları organize etmenin ve iş gücünü verimli şekilde dağıtmanın bir yolu olmalı. | TED | كما يجب أن تكون هنالك طريقة لتقاسم الموارد وتنظيم الجهود الرئيسية وتوزيع العمل على نحو فعال |
Kutup buzları arasında sıkışan üç gri balinanın destanı ve kurtarıcıların kahramansı çabaları bugün çaresizliğe sürüklendi. | Open Subtitles | قصة الحيتان العالقة في جليد القطب الشمالي و الجهود الجبارة لانقاذها من قبل المنقذين ازدادت يأسا اليوم |
Oğlunuz tüm tıbbi çabalara rağmen, lösemi nedeniyle ölecekti. | Open Subtitles | أن إبنك سوف يموت من جرّاء اللوكيميا برغم كل الجهود الطبية المبذولة |
Bu çabalara moral desteğinizin değeri Başkan tarafından takdir edilecektir. | Open Subtitles | دعمكم المعنوي لهذه الجهود سيقدر من قبل الرئيس |
Hindistan'daki bir raylı sisteme yatırım yapmak ve köyümdeki sıtmayla mücadele çabalarına katkıda bulunmak isterdim. | TED | أتوق للاستثمار في نظام القطار السريع في الهند والمساهمة في الجهود لمكافحة الملاريا في قريتي |
Aslında sürpriz olan şey, bütün o inovasyon çabalarına rağmen üretkenlik düşüşte. | TED | في الواقع، ما يثير الدهشة هو أن الإنتاجية بانخفاض على الرغم من جميع تلك الجهود الابتكارية |
Başkan yardımcısı seçimini yapınca bu çalışmaları o idare edecek. | Open Subtitles | عندما أحسم إختيار نائبي هي أو هو سيشرف على هذه الجهود |
Bu etkinlik için ne kadar çaba sarf ettim bilemezsin. | Open Subtitles | ليس لديك فكرة عن قدر الجهود التي قمت بها لهذا الحدث. |
Körfez'deki kuvvetlerle birlikte barışçıl bir çözüme ulaşmak için tüm çabalarını tüketti. | Open Subtitles | استنفدت كل الجهود المعقولة للتوصل الى حل سلمي |
MW: Plastik torbaya ''hayır'' demek için pek çok yerde sarf edilen çabalardan esinlendik: Hawaii'den Rwanda'ya ve oradan da Oakland ve Dublin gibi bazı şehirlerden. | TED | ألهمتنا الجهود المبذولة في حظر الأكياس البلاستيكية جداً في أماكن أخرى متعددة، مثل جزيرة هاواي ورواندا والعديد من المدن مثل أوكلاند ودبلن. |
Bütün bunlar uluslararası toplum ve elbette en önemlisi Bosnalılar tarafından inanılmaz, ilkeli bir çaba ile gerçekleştirildi. | TED | ولقد حدث هذا بسبب الجهود الكبيرة التي تمت بين المجتمعات الدولية وطبعاً وفوق كل هذا قد تم ذلك بواسطة البوسنين |