Her masada aşıklar, her köşede Casuslar, | Open Subtitles | العشاق موجودون على كل طاولة و الجواسيس كذلك يتربصون في كل زاوية |
Soğuk Savaşlar boyunca Casuslar her iki taraftada kullanıldı. | Open Subtitles | خلال الحرب الباردة، تم إستخدام الجواسيس من كلا الجانبين |
Ama en iyi casus annesin! Kendin gibi olmana bayılıyorum. | Open Subtitles | و افضل والدة للاطفال الجواسيس احبك عندما تكونين على طبيعتك |
Kayıtlara geçsin, içinde olmaktansa casus filmi izlemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | وللعلم، أفضّل مُشاهدة أفلام الجواسيس المُثيرة على أن أكون بينهم. |
Çok gizli Ajanlar bizi öldürmeye geliyorlardı ve sen kaçtın. | Open Subtitles | الجواسيس الخارقون كانوا قادمين لقتلنا لذا كان يتوجب عليك الهروب |
Genç erkek çocuklara intihar saldırısı için gerekçeler ve casusların infaz edilişi öğretiliyor. | TED | يتم تعليم الأطفال الصغار المبررات للقيام بهجمات إنتحارية وإعدام الجواسيس. |
Bunu da etraflarına yakılmış Ajanları toplayarak mümkün kılmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | و التسبب بطرد بعض الجواسيس جعل من فعل ذلك ممكناً |
Tamam, hatırlamaya başladım... Dağlı bir ajan... Onu ne yapacaksın? | Open Subtitles | نعم, نعم لقد تذكرت إنه أحد الجواسيس, لماذا تريده ؟ |
ajanların harekat sırasında sürat yapmamalarının geçerli bir nedeni vardır. | Open Subtitles | هناك سبب يجعل الجواسيس يلتزمون بالسرعة المحددة دائماً أثناء عملياتهم |
Bu kritik noktada Londradaki Casuslar | Open Subtitles | ،في هذه المرحلة الحرجة كان الجواسيس في لندن |
Casuslar özellikle bu bölgeye, savaştan beri 3 kez girmeye çalıştı. | Open Subtitles | وهذا الموقع بالذات تم التلصص عليه من الجواسيس ثلاث مرات منذ الحرب |
Casuslar eskisi gibi değil. | Open Subtitles | لم يعد الجواسيس كالسابق، فهم يتجنبون أن يراهم أحد |
Hem siz kendiniz söylediniz, kadınlardan mükemmel casus oluyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى , أنتِ بنفسكِ قلتِ أن النساء أفضل الجواسيس |
casus yetiştiren terörist kamplarda ona her şeyi ezberlemesi öğretilmiş. | Open Subtitles | لقد شدد عليه في معسكر الجواسيس الإرهابيين بأن يتذكر كل شيء |
Bizimki gibi hareketler hep paralı casus ve muhbirler tarafından çökertilmiştir. | Open Subtitles | قد تم تفكيكها دائماً بواسطة المأجورين من الجواسيس والمخبرين. |
"Genç Ajanlar İçin Çok Gizli Okul" diye bir şey yok tabii ki. | Open Subtitles | ليست مدرسة, لا وجود لمدارس ابتدائية سرية لأولاد الجواسيس |
Ajanlar bu şekilde konuşmaz farkındasın, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أن الجواسيس لا يتكلمون بهذي الطريقة |
- casusların sorgulanması benim alanıma girer. | Open Subtitles | . إذا كان سيتم إستجواب الجواسيس فهذه إدارتى |
Konsolosluklar, Vize yenilemek için harika yerlerdir, ya da evdeki vergilerinizi ödemek için, ya da diplomatik gizlilikle çalışan Ajanları bulmak için. | Open Subtitles | القنصليات هو المكان الرهيب لتجديد تأشيرتك أو لدفع ضرائبك في الوطن، أو أنك تجد الجواسيس الأجانب يعملون تحت غطاء دبلوماسي |
Demek sadece ortağın değil. ajan seksi güzel mi bari? | Open Subtitles | أنه ليس مجرد شريك ، أليس جنس الجواسيس رائع ؟ |
Eğer bu adamlar iddia ettikleri kişilerse... o ajanların listesini... yazabileceklerini beklemek gayet makul bir şey olurdu. | Open Subtitles | واذا كانوا هم كما يدعوا سيكون منطقيا ان يستطيعوا كتابة قائمة باسماء هؤلاء الجواسيس |
Ve siz bana komşum hakkında bilgi verdiniz, Doğu Alman casusları ve muhbirleri konusunda. | TED | وقد أخبرتنا توك عن جاري، الجواسيس والعملاء من ألمانيا الشرقية. |
Son perdede vurulmuştum. Çoğu casusun başına gelen de bu galiba. | Open Subtitles | لقد تلقيت رصاصة في المشهد الأخير و أفترض بأن ذلك يحدث لمعظم الجواسيس |
Bu halde gerçekten casuslara benzedik. Hep olmak istemiştim. | Open Subtitles | .بفعلنا هذا، نبدو حقاً مثل الجواسيس لقد أردتُ دائماً أن أكون واحدة |
Rus bir ajanın İsveç'e iltica ettiğini biliyor olmaları gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يعرفوا أنّ أحد الجواسيس "الروس لجأ إلى "السويد |
- Profesör Z! Bu size sözünü ettiğimiz İngiliz casuslardan biri işte. | Open Subtitles | تعالى لترى أيها البروفيسور إنه أحد هؤلاء الجواسيس الإنجليز الذين أخبرتك عنهم |
Anne ve babasının Rus casusu olduğunu öğrenmek üzere. | Open Subtitles | والدتها قُتلت, و هيا على وشك معرفة أن كلا والديها من الجواسيس الروس. |
Sen Prag'a gittiğinden beri en iyi ajanlarla çalıştım. | Open Subtitles | ومنذ أن ذهبت إلى براغ عملت مع أفضل الجواسيس في العالم |
Çocukcağız ısrarla asker hareketleri ya da casuslarla ilgili bir şey bilmediğini söylüyordu. | Open Subtitles | أصر الفتى المسكين أنّ كان لا يعرف شيئاً عن تحركات الجنود أو الجواسيس. |