İyi bir şey için her zaman beklemeye değer, derler. | Open Subtitles | الأشياء الجيدة هي من تستحق الانتظار من أجلها كما يقولون |
Fakat bu tür durumlarda iyi bir hafıza bağışlanmaz bir şeydir. | Open Subtitles | كحالات مثل هذه، الذاكرة الجيدة هي امر لايغتفر. |
Şimdi, iyi bir mizah yazısı için en iyi eğitim yeri insanların dediği gibi iyi olduğunda öldürdüğün, kötü olduğunda bombaladığın yer olan stand-up komedi turlarıdır. | TED | وأفضل مدرسة لكتابة الكوميديا الجيدة هي مسارح الكوميديا الارتجالية، حيث يوصف ادائك بانه “قاتل” عندما يضحك الجمهور ، و انك سلمت الجمهور “قنبلة” اذا كان الاداء سيئاً |
Ama iyi haber şu ki; fakir olmamız bizim suçumuz değilmiş. | Open Subtitles | , ولكن الأخبار الجيدة هي في الحقيقة ليس خطأنا أننا فقراء |
Ama iyi haber su ki, kötü hisler, iyi eylemlere dönüstürülebilir. | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة هي أن المشاعر السيئة يُمكن تحويلها لتصرفات جيدة |
İyi haber şu ki karnımızdaki bakterileri canlandırma kabiliyetine sahibiz. | TED | الأخبار الجيدة هي أننا باستطاعتنا أن نشغل البكتريا في بطوننا. |
İyi haber şu. Sanırım yeni ünitenin ödenmesi konusunda sana yardımcı olabileceğim. | Open Subtitles | لا الأخبار الجيدة هي أنني أعتقد أنه بإمكاني مساعدتك لتأدية الوحدة الجديدة |
İyi bir kardeş ilişkisinin sırrı açık ve dürüst olabilmektir. | Open Subtitles | "مفتاح العلاقة الجيدة هي المقدرة على الوضوح والصراحة" |
İyi bir okuma yaratıcı bir iştir. | Open Subtitles | جميعنا نعرف ...أعمالك و شخصياتك حتى الغير معروف منهم القرائة الجيدة هي الأبداع بعينه |
İyi bir plan, bizimle daha çok vakit geçirmeni sağlayacak olan plandır. | Open Subtitles | الخطة الجيدة هي أن تجدي وقتاً أكبر معنا |
İyi bir fotoğrafın anahtarı gizli bir şeyler düşünmektir. | Open Subtitles | ... السر للصورة الجيدة هي أن تفكر بسر |
- İyi bir tavsiyeydi sonuçta. | Open Subtitles | -النصيحة الجيدة هي نصيحة جيدة، صحيح؟ |
(Gülüşmeler) Gördüğüm şeylerden biri bu yeni canlı türü-- bu yeni bir tür, yeni bir paradigma basına veya medyaya yansımıyor çünkü iyi bir haber asla haber sayılmaz, ve dünyayı değiştiren insanlar TV şovlarında bol reyting alanlar değiller. | TED | (ضحك) و لكن واحد من الاشياء قد رايتها هو هذه الكائنات-- و هي كائنات، كما أنها نمط تفكير جديد و هي لا تروى في الصحافة او الاعلام لاني لا اعتقد ان الاخبار الجيدة هي اخبار كما لا اعتقد ان الناس الذين يغيرون كوكب الأرض هم من يتلقون الشهرة عبر برامج التلفاز. |
Ama iyi haber şu ki fajların bir yere gittiği yok. | TED | لكن الأخبار الجيدة هي أن العاثيات ما زالت هنا. |
Bu tür bir rahatsızlık çok korkutucu olabilir, Ama iyi haber şu ki durumunun geçici olma olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | ذلك النوع من الاضطراب مخيف جدا لكن الأخبار الجيدة هي حالتك حالة عابرة |