| Buraya erken gelmemiz iyi oldu, artık milleti izleyecek güzel bir yer bulabiliriz. | Open Subtitles | من الجيد أننا حضرنا باكرا، لأنه بإمكاننا إختيار أماكن جيدة |
| Belirlediğimiz iyi oldu. | Open Subtitles | لقد عرفنا الحد ، ومن الجيد أننا نعلم ما هو |
| Kim olduğumuzu öğrenmemiz iyi oldu ama hâlâ diğer herkese ne olduğunu öğrenemedik. | Open Subtitles | حسناً,من الجيد أننا أكتشفنا من نكون جميعاً, ولكن مازلنا لانعلم.. ماذا حدث للناس الآخرين. |
| Ama iyi ki ateş etmiyoruz çünkü şu gözetleme kulesinin ana destek direğine nişan almış durumda. | Open Subtitles | لكن من الجيد أننا لن نشعله لأنه مصوّب على العامود الداعم لبرج المراقبة هذا |
| Sanırım çocuk yapmadığımız iyi olmuş. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الجيد أننا لم يكن لدينا أطفال |
| Evli olmamız iyi. Başını arkaya, lütfen. | Open Subtitles | إذن من الجيد أننا متزوجين أعيدي رأسكِ للخلف، من فضلكِ |
| Şey, onları kullanmıyor olmamız güzel, o zaman. | Open Subtitles | حسنا، من الجيد أننا لسنا بحاجة إليهم الآن |
| Tam zamanında gelmiş olmamız iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا ظهرنا في الوقت المناسب، كما تعلم |
| Evet. Gelebiliyorken gelmiş olmamız iyi oldu. | Open Subtitles | أجل, الشيء الجيد أننا فعلنا ذلك عند مجيئنا |
| Burada olup o dronları temizlememiz iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا نحاول القبض على آليات بدون متحكمين |
| Başkasını öldürmeden onu durdurduğumuz iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا قتلناه قبل أن يقتل أحدا ً آخر ... |
| - Buraya gelmemiz iyi oldu. - Yoksa buluşamayacaktık. - Neden? | Open Subtitles | من الجيد أننا قد أتينا إلى هنا |
| Randevuyu erteledğimiz iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا أجلنا موعد الليلة |
| Dışarı çıkıp fiziksel bir şey yapmamız iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا خرجنا للقيام بمجهود بدني |
| Hastanede olduğumuz iyi oldu çünkü seni öldüreceğim. | Open Subtitles | من الجيد أننا في مشفى لأني سأقتلك |
| Bugün kanıtları toplamamız iyi oldu. | Open Subtitles | من الجيد أننا نأخذ الأدلة اليوم |
| İyi ki ayrıldık. Beğenmişim gibi yapmama gerek yok artık. | Open Subtitles | هاك , من الجيد أننا إنفصلنا الآن ليس من الضروري أن أتظاهر أنني أحبّه |
| Tanrım, iyi ki bizde o yok. | Open Subtitles | إلهي , إنه من الجيد أننا أننا ليس لدينا هذا |
| İyi ki kartviziti varmış. Olmasaydı sizi arayamazdık. | Open Subtitles | من الجيد أننا وجدنا بطاقة عمله ، وإلا ما كنا أتصلنا بك. |
| Seni bulduğumuzda kendine getirmemiz iyi olmuş. | Open Subtitles | من الجيد أننا أخرجناك من هناك في الوقت المناسب |
| - Tasha. Ama bu konuşmayı bir daha yapmayacak olmamız güzel bir şey. Neden biliyor musun? | Open Subtitles | لكن من الجيد أننا لن نضطر لإجراء هذا الحديث مرة أخرى, أتعلم لماذا؟ |