Üçüncü sınıfta, bilgisayar grafikleri profesörüm bize o harika kısa filmleri gösterdi. | TED | في سنتي الاولى، عرض علينا أستاذ الرسومات الحاسوبية تلك الأفلام القصيرة الرائعة. |
Bu yüzden bu fırtınaların hareketlerini güneşte ilk oluştuklarında analiz etmek ve aynı zamanda tahmin etmek için bilgisayar simülasyonları kullanıyorum. | TED | ولذا ما أقوم به هو استخدام المحاكات الحاسوبية لكي أتمكن من تحليل والتنبؤ بسلوك تلك العواصف بمجرد نشأتهم على سطح الشمس. |
Hepimiz bilgisayar simülasyonlarını duyduk ve şimdi insanlı simülasyon izliyoruz. | Open Subtitles | لقد سمعنا جميع المحاكاة الحاسوبية والآن أننا نشاهد محاكات فعلية. |
Stuxnet bilgisayar solucanının arkasındaki fikir aslında oldukça basit. | TED | ان الفكرة من وراء دودة ستوكسنت الحاسوبية هي بسيطةٌ جداً |
Adını duymuştum. Siber savaş ustası diyorlardı onun için. | Open Subtitles | لقد سمعت به ، يقال أنه متميز في الحروب الحاسوبية |
Takip ettiğim iki tanesi gözetim kameraları ve kimlik kartları, bilgisayar güvenlik modellerimizin çoğu bunlardan geliyor. | TED | الاثنتين التي أتابعهما هي كاميرات المراقبة، بطاقات التعريف، كثير من النماذج الحاسوبية تأتي من هنا. |
İşte bütün o bilgisayar ürünlerini o zaman tasarladım. | TED | و هذا عندما صممت كل هذه المنتجات الحاسوبية. |
Ayrıca kuantum işlemcisi adı verilen yeni bilgisayar teknolojisi de endişeleri arttırmaktadır. Mikroskobik özelliklerinin avantajını kullanarak işlemsel güçte hayal bile edilemeyecek artışlar sağlamaktadır. | TED | يُضاف إلى ذلك الشأن نوع جديد من تكنولوجيا المعلومات، يدعى الحوسبة الكمية، والذي يستعمل الخصائص المجهرية للطبيعة ليحقق زيادات غير طبيعية في الطاقة الحاسوبية. |
Buna rağmen, bilgisayar gücündeki hızlı artış bugün sahip olduğumuz bir çok anahtar değişim metodunu tehlikeye atmaktadır. | TED | على أي حال، النمو السريع للقوة الحاسوبية يضع كثيرًا من الطرق التي نستعملها اليوم لتبادل المفتاح في خطر. |
İstatistikten ve bilgisayar simulasyonlarından bahsetmiyorum. | TED | ولا أقصد الإحصاء والمحاكاة الحاسوبية فحسب. |
Tasarımın tüm ciddiyetiyle başladığı 90lı yıllarda bilgisayar teknolojisi bu güçte değildi. | TED | بالتالي فإن القدرة الحاسوبية لم تكن موجودة في بداية التسعينيات عندما بدأت أعمال التصميم بشكل جدي. |
bilgisayar simülasyonları binlerce farklı iniş senaryosu yürütüyor, tüm değişkenler için değerleri karıştırıp eşleştiriyor. | TED | تضع المحاكيات الحاسوبية آلاف السيناريوهات المختلفة للهبوط بالتجميع والمماثلة بين قيم كل المتغيرات. |
Bahsettiğim bilgisayar yapımı modeller, bu görüşleri test etmemize olanak sağlıyor, içlerinden birine göz atalım. | TED | تسمح لنا نماذج الأكوان الحاسوبية التي ذكرتها مسبقًا باختبار هذه الأفكار. إذن، فلنلقِ نظرة على أحد هذه الأكوان. |
Ancak bilgisayar sadece bir eldiven olmamalı, el sahiden de bilgisayarın gücünü yöneten unsur olmalı. | TED | ولكن ينبغي ألا يكون الكمبيوتر مجرد قفاز يد ، وينبغي أن تكون اليد هى محرك القوة الحاسوبية |
Bu sıralar bankaların yaptığı bilgisayar hataları çok çirkin. Sen de fark ettin mi? | Open Subtitles | ولا تطاق الأخطاء الحاسوبية التي يقوم بها البنك ألاحظتِ ذلك؟ |
Bu yerel bilgisayar ağı alt istasyonu... ve geniş alan ağı ana bilgisayarı sunucusu. | Open Subtitles | هنا أرض المحطة الفرعية والخادم لمنطقة الشبكة المحلية الحاسوبية |
- İkimiz de çok iyi biliyoruz ki bilgisayar simülasyonları ve canlılar üstünde deneme tamamen farklı. | Open Subtitles | إن المحاكاة الحاسوبية و التجارب الفعلية مختلفة جدا |
Bu da yalnızca bilgisayar simülasyonları ve teorik modeller kullanarak olmaz, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكن تحقيق ذلك بإستخدام المحاكاة الحاسوبية والنماذج النظرية وحدها، وأنت على علم بذلك |
Siber suçları çözmekte uzmansın. | Open Subtitles | تخصصكِ هو حل الجرائم الحاسوبية |
Beyaz Yakalar, Siber suçlar... | Open Subtitles | الموظفين الإدراريين، الجرائم الحاسوبية... |
IT sistemleri olması gerekenden daha gelişmiş. | Open Subtitles | وأنظمتهم الحاسوبية أكثر تقدماً بكثير مما يحتاجون |
İyi. Sayar! | Open Subtitles | غرامة. "الحاسوبية. |