Canlının eş değiştirme durumu, yavrulama dönemleri arasında mı veya sadece eşlerini artık beğenmedikleri için mi? | TED | ماذا ندعو الحالة التي يقوم شخص بتدبل شريك حياته، إما بين مواسم التناسل أو فقط لمجرد عدم حبهم لشريكهم بعد الآن؟ |
Bizi asıl ilgilendiren, olay anında onun ruhsal durumu. Size dengesiz görünmüş müydü? | Open Subtitles | مصلحتنا يَكْمنُ فيها العقلية الحالة التي تُؤدّي إلى الحدثِ. |
İçinde bulunduğu zor durumu hatırlatmayın. | Open Subtitles | أَنْ لا يَكُونَ مُذَكَّر الحالة التي هي في الدّاخلِ. |
Bu benim bilmemi istemediğin vaka ile mi ilgili? | Open Subtitles | أهذا بشأن الحالة التي لم تردني أن أعلم بأمرها؟ |
...bu, bir maymunu kapsayan vaka olurdu. | Open Subtitles | فإنّها ستكون تلك الحالة التي تتعلّق بقرد. |
Ve bu ilaca cevap verelenlerde bunların belirli paternleri olduğunu buluyoruz. Gördüğümüz şu, kanlarında bu ilaca yanıt vermelerine neden olan bir durum mevcut. | TED | و إذا وجدنا نمط من الأشياء المستجيبة للدواء، نراها في ذلك الدم، لديها الحالة التي تمكنها من الاستجابة لهذا الدواء. |
Beş para etmez İtalya'nızı içine soktuğu durumu. | Open Subtitles | الحالة التي صنع منها إيطاليا ذات الوجهين |
- durumu büyümesini engelliyor. | Open Subtitles | الحالة التي تعاني منها تسبب لها فشل في النمو |
Ama şu anda içinde bulunduğumuz durumu düşününce böyle gevşekçe şeyler yapmamız- | Open Subtitles | أجل, أظن لكن بالنظر إلى الحالة التي نحن فيها, |
Doğduğunda var olan durumu ölümüne sebep olacaktı. | Open Subtitles | ما الذي يحاول أن يفعله لنفسه ؟ حسناً الحالة التي وُلد بها كانت تقتله |
durumu nasılmış, bir şey demiş mi sor. Odasını da ara. | Open Subtitles | الحالة التي كان فيها، وإذا كان قد قال أيّ شيءٍ. |
Aynı kutuda bulunmayacak iki farklı objenin olduğu bir durumu ayarlayabilirim. | Open Subtitles | استطيع أَن أُرتّب الحالة التي بها استطيع أَن أَضمن أنه لن يوجد اثنان من الجزيئات في نفس الصندوق. |
Bazen derim ki, bana bir idam mahkumunun ismini söylerseniz içinde bulunduğu durumu bilmesem, onunla hiç tanışmamış olsam bile size onun biyografisini yazabilirim. | TED | احيانا اقول، اذا اخبرتني بأسم المحكوم عليه بالاعدام لا تهم الحالة التي هو فيها، ولا يهم اذا قابلته من قبل ام لا ساكتب لكم سيرته الذاتية |
Herkes onların bulundukları durumu anlamakta. | TED | الجميع يفهم الحالة التي يعيشونها. |
Bir daha asla canlı kalkamayacağı sandalyeye bağlanır ki bu durumu hala onaylayamıyorum. | Open Subtitles | مربوطة إلى مقعد أنك سوف تترك أبدا على قيد الحياة هو الحالة التي لا تزال لا يمكن ل تبرير . |
- Geride pek vaka kalmadı. | Open Subtitles | -لايوجد شيء كبير في الحالة التي تُركَت لنا |
Heyecanın son derece gerçek olduğu bir vaka. | Open Subtitles | هذه هي الحالة التي يكون فيها التهويل دقيق تقريبا where the hype is approximately accurate. |
Ve şimdi, bu alışveriş merkezindeki işyerlerinin, beklenilen cirodan dört kat fazlasını yaptıkları bir durum söz konusu. | TED | والآن ، لدينا في الحالة التي الشركات في هذا مول تقوم أربع مرات دوران أنها المتوقعة. |
İçinde bulunduğum durum, öyle geğirerek kurtulabileceğim birşey değil. | Open Subtitles | الحالة التي أنا بها لا في النوع تقذف بقوة لتخرج بعيدا. |