İnsanlar taş tanrılardan daha ileri giderek yaşayan bir Tanrı'ya tapmayı arzuladılar. | Open Subtitles | اراد الناس اكثر من الهة الحجاره لقد ارادوا الهاً حياً |
Ben de varım. Ama biri benim yerime taş sektirmek zorunda. | Open Subtitles | انا معكم, لكن يجب ان يرمي الحجاره شخص غيري |
Parçalanacak milyonlarca tuğla kapanacak ve sızdıracak binlerce oluk ve boru ve ormanın ortasında çatırdayan bir taş görüyorsun. | Open Subtitles | أنت ترى الملاين من الحجاره القابله للسقوط، ألاف من البالوعات والأنابيب القابله للأنسداد أو التهريب. وأحجاراً ستسبب انشقاقاً بالغابه. |
Ve bu da bir Japon bahçesi. taşları görüyor musunuz? | Open Subtitles | وهذه حديقه يابانيه ألا ترى كل هذه الحجاره |
Git şu taşları al ve geri yerine yığ. | Open Subtitles | والآن قم بأخذ هذه الحجاره وضعها معا هناك حيث تنتمى. |
Gördüğün şey, büyük ihtimal Marblehead fenerinin hava taşıtlarını uyaran ışıklarıydı. | Open Subtitles | من المحتمل انكم رأيتم اضوية فناء مقلع الحجاره |
Küçük taş basamaklar doğrudan ormanın içine suç mahalline çıkıyor. | Open Subtitles | درجه من الحجاره تؤدي الي الغابه ياخذنا للغابه الي مكان الجريمه |
taş ağzın, nereye gittiğine bakacağım. | Open Subtitles | سأذهب لأرى الى أين تؤدى هذه الحجاره ؟ |
Bir haftasonu uzaklaşır, birkaç taş atar biraz gözyaşı bombası yutar ve kız arkadaşına nasıl da tehlikeli olduğunu anlatırsın. | Open Subtitles | انت تخرج لرحلة نهاية الاسبوع ترمي بعض الحجاره... تبتلع بعض الغاز المسيل للدموع... |
İkinci el dükkanında eski oyuncaklarımızı satarken... bize fıstık vermeye kalktılar, o sadece taş gibi durdu - sonra bize çok para verdiler. | Open Subtitles | ...عندما بعنا لعبي الصغيره فى المتجر حاولوا ان يعطونا بدلا منها فستق .. ولكنه ذهب بعدها مثل الحجاره و اخذ الكثير من المال |
Bak güzelim, bir daha masamı dağınık bulursam kendini sokakta taş taşırken bulursun. | Open Subtitles | أيتُها الجميله، إذا رأيتُ مكتَبي غيرَ مُرتَّبِ مرةً أُخرى سأرمي بك في الخارج لتدفعي الحجاره... هل هذا واضح؟ |
Erkeklerin ve kadınların kamçıya vurulacak sığırlar olduğuna inanıyorsan, taş putlar ve altın hayvan heykeller önünde eğiliyorsan... benim oğlum değilsin. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بأن الرجال و النساء يتم إقتيادهم كالمواشى تحت ضربات السياط إذا كنت تنحنى أمام وثن من الحجاره ... و صور ذهبيه لحيوانات فأنت لست إبنى |
Erkeklerin ve kadınların, kamçıya vurulacak sığırlar olduğuna inanıyorsan taş putlar ve altın hayvan heykeller önünde eğiliyorsan benim oğlum değilsin. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بأن الرجال و النساء يتم إقتيادهم كالمواشى تحت ضربات السياط إذا كنت تنحنى أمام وثن من الحجاره ... و صور ذهبيه لحيوانات فأنت لست إبنى |
Kontrol arayüzü odasına yaklaşmam veya annemi ziyaret etmek için taşları kullanmam yasak. | Open Subtitles | ...لا أستطيع أن أذهب بالقرب من غرفة التحكم أو إستخدام الحجاره لزياره أمى |
Bir yıldızın içinde taşları hiç kullanmadık bu da başlamak için iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | حسناً لم نستخدم الحجاره من قبل داخل نجم ولا أعتقد أن الأن هو الوقت لبدايه هذا |
Bu yüzden sahile gider ve dalgaların, içine küçük bir cep oyduğu bu taşları toplardık. | Open Subtitles | إعتدنا أن ننزل للشاطئ ونجمع هذه الحجاره التي شكلتها الأمواج |
Kükremenin birazını sıcak taşları bıraktıkları zamana sakla. Ahh! Demek evli olmak böyle bir şey. | Open Subtitles | لحين خروج الحجاره الساخنه إذا هذا ما يبدو حين تكون متزوجاً |
Anlattığı hikayeyi doğrulamak için taşları kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد إستخدام الحجاره للتأكد من قصته |
A-ah, yine çakıl taşları. | Open Subtitles | المزيد من الحجاره. |
Gördüğün şey, büyük ihtimal Marblehead fenerinin hava taşıtlarını uyaran ışıklarıydı. | Open Subtitles | من المحتمل انكم رأيتم اضوية فناء مقلع الحجاره |