Burada görüdüğünüz robot hızlanmayı gerçekleştirmek için bir hareket oluşturuyor ve ve oryantasyonunu değiştirip, sonra önceki konumuna geliyor. | TED | فتشاهدون هنا روبوت يجمع بين الحركة التي تزيد الزخم ثُم يُغير وضعيته ثُم يعود لوضعه السابق. |
Bu biyonik uzuvla iletişim halindedir, yani hayalet bacağımı hareket ettirmeyi düşündüğümde, robot bu hareket arzusunu takip eder. | TED | التي بدورها تتخاطر مع طرفي الألي بالتالي،عندما أفكر في تحريكه يقوم الطرف الألي بتطبيق الحركة التي فكرت بها |
Ancak, bu videoda gördüğünüz beynin hareket sayısı tamamıyla doğru değil. | TED | مع ذلك، فإن كمية الحركة التي ترونها في الدماغ في هذا الفيديو ربما ليست صحيحة على الإطلاق. |
Bu demek oluyor ki yarattığınız fikir, ürün, hareket herkes için değil. Kitlesel birşey değil. Kitlelerden bahsetmiyoruz. | TED | وهذا يعني الفكرة التي صنعتها هي المنتج الحركة التي صنعتها ليست للجميع انه ليس تسويقا جماهيري |
Siz buraya gelmeden epey hareket ettiğinden şu an dinleniyordur. | Open Subtitles | ربما يستريح من كل الحركة التي قام بها قبل وصولك إلى هنا |
İkincisi, o omuzlarınla yaptığın hareket ne? | Open Subtitles | وثانيا، ما تلك الحركة التي تقومين بها بكتفي؟ |
- hareket kabiliyetini maksimum ölçüde korumak istiyor. | Open Subtitles | من سهولة الحركة التي يُمكننا تقديمها لها |
hareket yeteneğini korumak için en ufak şansı bile değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نحرص على أدنى الإحتمالات للحفاظ على سهولة الحركة التي تُريدها المريضة |
Bunu yaparak, bu sinyalleri, mekanik, elektronik ve hatta sanal cihazların anlayabileceği dijital komutlara dönüştürdük. Böylece denek hareket ettirmek istediği şeyi düşündüğünde cihaz beynin bu komutuna uymaktadır. | TED | ومن خلال ذلك، حوّلنا هذه الإشارات إلى أوامر رقمية يمكن لأي جهاز آلي أو إلكتروني أو حتى افتراضي أن يستوعبها حيث يُمكن للمُجرب عليه أن يتخيل الحركة التي يُريد القيام بها، ويطيع الجهاز أمر الدماغ هذا. |
Bu geliştirdiğimiz hareket ile iki parmağınızı buraya koyuyorsunuz, eğim için bir eksen belirliyor, ve ben de ona göre eğip bükebiliyorum. | TED | الآن ، هذه الحركة التي تم تطويرها ، وهي وضع إصبعين في الأسفل إنها تحدد محور إمالة وأستطيع الميل صعودا ونزولا على هذا النحو. |
-İşte bu hareket Arap şeyhlerini bile şaşkına çevirir. Bakın. | Open Subtitles | هذه الحركة التي ادهشت شيخ العرب انتبه |
Birkaç saniye alacak çünkü her şeyi ayarlıyoruz, başlığın önünde kesilen mavi bir ışık göreceksiniz çünkü Bruno yapılması gereken hareketi düşünecek, bilgisayar bunu analiz edecek, Bruno onaylayacak. Onaydan sonra cihaz Bruno’nun beyninden gelen komutlara göre hareket etmeye başlayacak. | TED | واستغرق ثوانٍ قليلة لأننا أعددنا كل شيء، وسترون ضوءًا أزرق أمام الخوذة لأن برونو سيتخيل الحركة التي يتعين عليه تنفيذها. ثم يقوم الحاسوب بتحليلها، وبعد ذلك يعتمدها برونو، وبعد اعتمادها، يبدأ الجهاز بالتحرك بأمرٍ من دماغ برونو. |
- Rihanna'nın klipte yaptığı hareket. | Open Subtitles | إنّها الحركة التي تؤدّيها (ريانا) بالمقطع المصوَّر. |
"Dinamik sistemlerin nitel davranışları veya genel olarak mekanik olan hareket denklemleri türevsel denklemlerin çözümlerini etkileyebilir." | Open Subtitles | "النوعيّة السلوكيّة للنظام الديناميكي" "أو معادلات الحركة التي هي بالأصل ميكانيكيّة" "من الممكن أن تخلّ بحلول المعادلات" |
Görmek üzere olduğun hareket, büyük büyük büyük büyük dedem Razvan Dunphy tarafından geliştirilmiştir fakat aslında insanoğlunun uçma arzusu kadar eskidir. | Open Subtitles | الحركة التي أنت على وشك أن تراها تم تطويرها أولا من قبل جد جد جدي الأكبر (رازفان دانفي) لكن، حقاً، فهي حركة قديمة كما سعيُّ الرجل على الطيران |