Sizin de bildiğiniz silah edinme hakkını özgürlük ve demokrasi anlayışına bağlayan propagandalarıyla kampanyamızı boğdular. | TED | لقد غطت على حملتنا بإشاعاتها، وهذا كما تعرفون، يربط حق امتلاك السلاح بأفكار الحرية والديمقراطية. |
Ve Amerikalılar olarak onun çabalarını tam olarak desteklemeliyiz onun Orta Doğu'ya getirmek istediği özgürlük ve demokrasi çabalarını. | Open Subtitles | و كأمريكي من واجبنا أن ندعم قراراته بالكامل لإيصال الحرية والديمقراطية في الشرق الوسط |
özgürlük ve demokrasi hakkında konuşuyorsun. | Open Subtitles | تتحدثين عن الحرية والديمقراطية |
Projemiz, ülkemizin her zaman otokrat bir imparatorluk olduğunu, özgürlük ve demokrasi düşüncelerinin hiçbir zaman egemen olmadığını, çünkü demokrasinin kaderimiz olmadığını düşünen çoğu Rus için bir şok oldu. | TED | كان مشروعنا بمثابة صدمة للعديد من الروس، الذين اعتادوا للاعتقاد أن بلادنا كانت دومًا امبراطورية استبدادية وأنه لم يكن أبدًا لأفكار الحرية والديمقراطية أن تنتشر وتسود، وذلك فقط لأن الديمقطراطية لم تكن مصيرنا. |
ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ İÇİN, ÇOK YAŞA BOLİVYA! | Open Subtitles | من أجل الحرية والديمقراطية فلتعش (بوليفيا) |
Bu kitaba olan tutkum ve bu filmi yapma nedenim, kitabın bir anda İran'da tarihsel ve siyasal anlamda kadın olma sorunsalını ortaya koyması ve özgürlük ve demokrasi için değişim fikri peşinde koşan dört kadının hikayesini anlatırken bir yandan da İran'ın, ayrı bir karakter olarak özgürlük ve demkorasi ile ve yabancı müdahalesi ile mücadelesi üzerinde yoğunlaşıyor. | TED | هاجسي مع هذا الكتاب ، كان السبب الذي جعلني اصور هذا الفيلم، لأنه كان يتحدث في وقت واحد مسألة كونها أنثى -- تقليديا وتاريخيا في إيران -- ومسألة أربع نساء يبحثن عن فكرة الحرية والتغيير والديمقراطية -- في حين أن إيران بلد، على حد سواء ، كما شخص آخر، تكافح أيضا لفكرة الحرية والديمقراطية واستقلاله من التدخلات الخارجية. |