ويكيبيديا

    "الحزن على" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • için yas
        
    • için üzülmeyi
        
    • yasını
        
    • onu gördün
        
    • şekilde yas
        
    • yas tutma tarzlarımız
        
    Bende destansı bir su kabarcığı var ve eski sevgilim cinayetim için yas tutmayı bıraktı, yani hayır, her şey yolunda değil. Open Subtitles 21,859 بالواقع ، لدي بثور برجلي و حبيبي السابق نسي الحزن على موتي .. لذا
    Ya her şeyi bırakıp kızım için yas tutmaya başlayacaktım ya da kızımı geri almak için önümdeki engelleri ezip geçmek için elimden geleni yapacaktım. Open Subtitles أستطيع، ، أستطيع أن اقف عن هذا، و بدء الحزن على ابنتي، أو يمكن أن أفعل أي شيء وكل ما جنيت
    Şu koca hurda için üzülmeyi bırakıp oturur musun? Open Subtitles هل ستتوقف عن هذا الحزن على تلك النفاية وتجلس؟
    Şu koca hurda için üzülmeyi bırakıp oturur musun? Open Subtitles هل ستتوقف عن هذا الحزن على تلك النفاية وتجلس؟
    Mekân ve zaman boyunca hiç tanımadığımız insanların yasını da tutabiliyoruz. TED كما يمكننا الحزن على أشخاص لم نلقهم أبدًا، عبر الزمان والمكان.
    Ah benim masum oğlum. Öldüm tabii. Sen onu gördün. Open Subtitles ابني العزيز، فعلًا أنا ميّتة، وإنّك كابدت الحزن على موتي.
    Bu saçma davranışları bırakıp kardeşin için uygun şekilde yas tutmaya başlayacaksın. Open Subtitles انت ستوقف سلوكك المثير للسخرية والبدء في الحزن على أخيك بصدق
    Görünüşe bakılırsa yas tutma tarzlarımız farklı. Open Subtitles جليًّا أن كلينا يفرّغ الحزن على نحوٍ مختلف.
    Ah. Robert için yas tutmasını... Open Subtitles الحزن على روبرت
    Eskiden olduğumuz kişi için yas tutmak ancak olacağımız kişiye engel teşkil eder. Open Subtitles الحزن على هويتنا السابقة
    November'ın kızı için yas tutması gerekiyordu. Open Subtitles إحتاجت (نوفمبر) ، إلى الحزن على إبنتها ... .........
    Kızım için üzülmeyi hiçbir zaman bırakmadım. Open Subtitles لم أتوقف قط عن الحزن على إبنتنا
    Onun öldüğü gün ya da öldüğü o anda, İngiltere'de bir çeşit duraksama oldu, ve insanlar, bir kitle halinde, onun yasını tutma kararı aldılar. TED كان هناك نوع من الركود التام في بريطانيا ذلك اليوم أو في لحظة وفاتها و قرر الناس الحزن على وفاتها بطريقة جماهيرية
    Bekar hayatımın bitişinin yasını tutuyorum. Open Subtitles إلا إن كانوا يقصدون الحزن على فراقك حياة العزوبية
    Ah benim masum oğlum. Öldüm tabii. Sen onu gördün. Open Subtitles ابني العزيز، فعلًا أنا ميّتة، وإنّك كابدت الحزن على موتي.
    Ah benim masum oğlum. Öldüm tabii. Sen onu gördün. Open Subtitles ابني العزيز، فعلًا أنا ميّتة، وإنّك كابدت الحزن على موتي.
    Sen burada oturmuş botokslarını ve ailenin süksesini düşünürken o orada oğlunun ölümüne yaraşır şekilde yas tutuyor. Open Subtitles لدينا أبي وخرج من هناك حقا الحزن على وفاة ابنه بينما أنت هنا القلق بشأن صورة العائلة وتتصدر قبالة على البوتوكس.
    Görünüşe bakılırsa yas tutma tarzlarımız farklı. Open Subtitles جليًّا أن كلينا يفرّغ الحزن على نحوٍ مختلف.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد