Sahne arkasında pek çok olay dönüyor. Kimse bunları hesaba katmıyor. | Open Subtitles | هنالك الكثير من الأشياء الأخري التي لا يضعها الناس في الحسبان |
O sırada yapılacak en iyi şey o gibi gelmişti ama Confessor'un, masumluğunu kanıtlamak için uğraşacağını hesaba katmamışım. | Open Subtitles | بدي لي ان هذه هي افضل خطه في هذا الوقت. ومالم اخذه في الحسبان كان محاربة المؤمنه لاثبات برائتك. |
Psikometrideki stereotip tehdit etkisini de hesaba katıyor mu bari? | Open Subtitles | أيأخذ هذا في الحسبان تأثير التهديد المتعارف عليه لنفسية الشخص؟ |
Ve ayrıca bunu yaparkenki ruh halinizi göz önünde bulundurmalısınız. | TED | وأيضاً يتوجب عليك أن تضع في الحسبان حالتك العقلية التي تكون فيها وانت تفعل ذلك |
Ayrıca müvekkilinin savaş başarı kayıtlarının da göz önüne alınmasını istemiştir. | Open Subtitles | و طلب أن يؤخذ سجل موكله الحربى فى الحسبان |
Eğer rehineleri bırakıp teslim olursa değerlendirmemizde bunu da hesaba katarız. | Open Subtitles | إذا كان سيفرج عن الرهائن ويُسلم نفسه سنأخذ ذلك في الحسبان |
Bu farklılıkları ve bizleri nasıl etkilediğini hesaba katmak zorundayız, ortak yanlarımızdan sorumlu olduğumuz kadar. | TED | ونحن بحاجة إلى أن نضع في الحسبان هذه الاختلافات وكيفية تأثيرها علينا، بقدر ما نضع في الحسبان القواسم المشتركة بيننا. |
Ve hatta bu topraktaki ayak izini hesaba katmıyor. | TED | وهذا حتى لا يضع في الحسبان للبصمة على الأرض. |
Keskin nişancının ilk önce bunu hesaba katması gerekir. | Open Subtitles | ذلك أول شيء كَ القنّاص يَجِبُ أَنْ يَأْخذَ في الحسبان. |
Suçu kabul ettiğinizi duydum bunu da hesaba katarak kurulun görüşlerini dikkatle dinledim. | Open Subtitles | سمعت اعترافك بالذنب، ولقد أخذت ذلك في الحسبان. كما أني استمعت بعناية إلى شهادة محاميك. |
hesaba katmadığın bir şey vardı: Soygun ve iki ceset. | Open Subtitles | الشيء الذي لم تضعه في الحسبان كان سرقة اثنين من الجثث |
Artık, infazın ertelenmesi ile ilgili dosyayı hazırlarken, yaz saati uygulamasını hesaba katmamız gerektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | الآن نَعْرفُ إذا أنت تَحْفظُ وقف تنفيذ حكم الإعدامِ، أنت يَجِبُ أَنْ تَأْخذَ في الحسبان وقت مدّخراتِ ضوءِ شمس. |
hesaba katman gereken pekçok şey var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمور لتأخذها في الحسبان. |
Ancak... hesaba katmadıkları dört kelimelik şey var. | Open Subtitles | لكن هناك واحد , اثنان , ثلاثة ,أربعة أربع أشياء لم تدخل في الحسبان |
Ama bütün ihtimalleri hesaba katmak zorundayız. | Open Subtitles | ولكننا يجب أن نضع كل الإحتمالات فى الحسبان |
Ama bütün ihtimalleri hesaba katmak zorundayız. | Open Subtitles | ولكننا يجب أن نضع كل الإحتمالات فى الحسبان |
Polis olarak tüm ihtimalleri hesaba katman lazım. | Open Subtitles | كشرطي يجب عليك أن تأخذ في الحسبان جميع الأحتماليات |
Ve hesaba katmadığınız şey, masanın bu yanıyla, şu yanı arasında duruyor... | Open Subtitles | والشيء الذي لم تأخذانه في الحسبان هو ما يتواجد مابين هذا المكان وهذا المكان.. |
Dolmakalem farkı göz önüne alınırsa, diğeriyle aynı gözüküyor. | Open Subtitles | مع الوضع فى الحسبان الإختلاف فى الحبر فالنسختين تبدوان متطابقتين |