Fakat kendimi kısa sürede, ticari Hasattan sorumlu güçlü insanların yanında buldum. | TED | ولكن سرعان ما وجدتُ نفسي أعمل جنبًا إلى جنب مع أشخاص ذوي نفوذ وقوة. مسؤولين عن الحصاد التجاري. |
Hasattan sonra kemik hücrelerim ile buradayım. | TED | إنني هنا مع خلايا النخاغ الخاصة بي بعد الحصاد. |
Bu memelilerin bu kadar mesafeyi, bu kadar hızlı katedip, ...böyle bir Hasatı toplamasını mümkün kılan şey, onların uçuş gücüdür. | Open Subtitles | إنها قوة الطيران فقط ما يتيح لهذه الثديـّات السفر بعيداً جداً وسريعاً جداً، حيث يُمكنهم جني هذا الحصاد في وقتٍ قصير. |
Yaz geldiği gibi geçti, güz Hasatı başlayıverdi. | Open Subtitles | مرّ الصيف سريعًا، وحان موعد الحصاد في الخريف |
Bugün Çölustanız'a bahar Hasadı için belirttiğim yer burası. | Open Subtitles | هذا ما أخبرتك أن تفعله أن تركز في الحصاد اليوم |
Sonbaharda aile son hasada başlar. | Open Subtitles | ... . . فىالخريف تبدأ الأسرة فى الحصاد النهائى للقـش |
Hayvan Toplama zamanı geliyor. Doğru dürüst evde bile olamayacağım belki de! | Open Subtitles | فمع قدوم موسم جمع الحصاد لن أكون دائما في المنزل |
Dikkat ederseniz, bu şehirlerin tüm maddi ve manevi yaşamı onların hayatta kalmasını sağlayan tahıl ve Hasat tarafından şekillendirilmektedir. | TED | لذلك, إن أحببتم, فإن جميع مظاهر الحياة الروحانية و المادية لهذه المدن سيطر عليها الحبوب و الحصاد اللذان حافظا عليهم. |
Şunu bilmelisiniz, bu çiftçiler, Hasattan hemen sonra yıllık gelirlerinin ortalama %60'ını tek seferde alıyorlar. | TED | يجب أن تعرف أن هؤلاء المزارعين يجمعون حوالي 60 بالمئة من دخلهم السنوي في وقت واحد، مباشرة بعد الحصاد. |
Araştırmacılar onlardan Hasattan önce ve sonra bir IQ testi yapmalarını istedi. | TED | طلب منهم الباحثون أن يقوموا باختبار ذكاء قبل وبعد الحصاد. |
Çiftçiler Hasattan önce yapılan testte, daha kötü sonuçlar verdiler. | TED | كانت نتائج المزارعين أسوأ بكثير قبل الحصاد |
Bundan sonra daha kolay olacak. Hasattan sonra fazla iş olmaz. | Open Subtitles | سيكون العمل أسهل من الآن، لن يكون هناك الكثير لنعمله بعد الحصاد |
Eğer Hasatı gerçekleştirecekseniz onunla bensiz yüzleşmek durumunda kalırsınız. | Open Subtitles | لأنّ هذا ما ستجدن أنفسكن فيه إن أمضيتن في أتمام الحصاد |
Araf'a gönderilme kısmına kadar gidemediğimden Hasatı tamamlayamadılar. | Open Subtitles | لم أكمل لجزء البرزخ مما يعني أنّ الحصاد لم يكتمل |
Hasatı tamamlamama yardım et, ben de senin için laneti bozayım. | Open Subtitles | ساعديني لإتمام الحصاد وسأعكس اللّعنة من أجلك |
Tarım alanlarının ekimi, Hasadı ve mahsulün uzak mesafelere taşınması için çok büyük miktarda mazota ihtiyaç var. | Open Subtitles | كميات كبيرة من وقود الديزل تستعمل في الزِراعة والحصاد وبعد ذلك نقل تلك الكميات الهائلة من الحصاد |
Daha önce Hasadı bilmiyordun. Şimdi niye bir önemi olsun? | Open Subtitles | إنّكِ لا تعرفين أي شيء عن الحصاد السابق. |
Samanları korumak zorundayız yoksa Hasadı kaybederiz. | Open Subtitles | علينا أن نحمي العربات وإلّا سنخسر الحصاد |
Bunlar bittiğinde, diğer hasada kadar hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | لن يتبقى شيء حتى موسم الحصاد القادم |
Programın ürünleri Toplama kısmında oldu. | Open Subtitles | حدث ذلك أثناء الحصاد وهو جزء من البرنامج |
Kötü bir Hasat geçirdiler. Birçok insan iyi Hasat yapamadı. | Open Subtitles | كان هنالك بعض الحصاد السيئ بضع من الناس لم يعملو |
"Ve ekip biçtiğim tek ekin bu idi | Open Subtitles | وكان هذا كل الحصاد التى حصدتة |
Arkadaşın Azrail'in ölümü kendi suçuydu. | Open Subtitles | قبلَ ان يجلبَ رفيقكَ الحصاد الموتَ على نفسهِ |
hasatın tamamlamasına çok az kaldı. Eğer süre dolmadan tamamlayamazlarsa her şey biter. | Open Subtitles | ميعاد الجنيْ قريب الحلول، وإن لم ينهين الحصاد قبله، ستضيع الفرصة |