ويكيبيديا

    "الحصار" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kuşatma
        
    • abluka
        
    • ablukayı
        
    • kuşatmayı
        
    • Kuşatmadan
        
    • kuşatmaya
        
    • kuşatmanın
        
    • ablukaya
        
    • ablukası
        
    • kuşatması
        
    • kuşatmada
        
    • kuşattılar
        
    • ablukadan
        
    Konumu, yerleşim yerlerine olan yakınlığı, ve hatta kader bile Alamo'yu kuşatma ve savaş için bir kesişme noktası yapmıştır. Open Subtitles كان الموقع بجوار المستوطنات و ربما كان الأجل المحتوم هو الذى جعل الآلامو بمثابة نقطة تقاطع لأعمال الحصار و القتال
    Herhangi bir kuşatma durumunda kadın ve çocukları çıkarmak için yapılmış. Open Subtitles لقد شيدتحيث فى حاله الحصار يمكن للنساء والاطفال الخروج ان احتاجوا
    - Şimdilik. kuşatma başladığından beri telefonunu dinliyoruz. Şifreli aramalar yapıyor. Open Subtitles نحن نراقبُ هاتفه مُذ بدأ الحصار و قد أجرى مكالماتٍ مُشفّرة
    Hollands Diep tarafında, abluka yakınında bir cenaze arabası görülmüş. Open Subtitles رأوا العربة قريبا من منطقه الحصار في اتجاه الهولاندز ديب
    Bu teneke yığını asla ablukayı aşamaz. Open Subtitles أن جردل المسامير هذا لن يخرجنا أبدا من هذا الحصار
    Savunma artık bir seçenek değil. kuşatmayı kaldırıp hücum etmeliyiz. Open Subtitles لم يعد الدفاع خياراً مطروحاً لنا علينا فك الحصار والهجوم
    Şu anda kuşatma altındaki tek dükkân olduğumuzu söylemekte bir sakınca yok sanırım. Open Subtitles إنه من الأسلم قول أننا المتجر الوحيد على الجزيرة الموجود تحت الحصار الآن
    Ve kuşatma bitmeden ihtiyaç olmasın diye dua etmeniz gereken şeyler. Open Subtitles وأشياء عديدة عليك أن تصلي لعدم اللجوء إليها قبل زوال الحصار
    Her an geri dönebilir ve zihnim yine kuşatma altında olacak. Open Subtitles في أيّ ثانية الآن، سيعود وعقلي سيكون تحت الحصار مرة أخرى
    Şu an savaştayız. Kutsal bir savaştayız ve kuşatma altındayız. Open Subtitles نحن في حالة حرب و حرب مقدسة ونحن تحت الحصار
    60 saatlik kuşatma sırasında bir noktada teröristler odadan odaya giderek ek kurbanlar bulmaya çalışıyorlardı. TED في مرحلة ما خلال الحصار الذي استمر 60 ساعة، كان الإرهابيون ينتقلون من غرفة إلى أخرى بحثاً عن ضحايا جدد.
    Bu küçük yaratık kuşatma altında hayatta kalmayı beceriyor ve hatta büyüyor, gelişiyor. TED ولكنّ هذا الكائن الصغير يستمر في الحياة تحت هذا الحصار لا بل يتكاثر وينتشر
    Bu yıl 1 Şubat'ta Kiev'e vardığımda Bağımsızlık Meydanı hükümete sadık polisler tarafından kuşatma altına alınmıştı. TED عندما وصلت إلى كييف، في الأول من فبراير هذا العام، كان ميدان الاستقلال تحت الحصار محاطاً بالشرطة الموالية للحكومة.
    ? Sonra, 5 Mayıs 1945'te Hollanda'nın müttefik kuvvetler tarafından özgürlüğe kavuşturulmasıyla abluka umulmadık bir şekilde kalktı. TED ثم وفي 5 مايو 1945، و بصورة مفاجئة انتهى الحصار عندما تمّ تحرير هولندا من قبل الحلفاء.
    Fakirdik ve Batı ise zengindi... ve tabii ki bu saçma abluka, başarısızlığa mahkumdu. Open Subtitles وبالطبع كان هذ الحصار المجنون آيل للسقوط
    Bir sonraki gezegensel rotasyondan önce o ablukayı geçemezseniz istilayı ertelemek zorunda kalacağız. Open Subtitles اذا لم يمكنك اختراق هذا الحصار قبل دوران الكوكب القادم سيتوجب علينا تأجيل الغزو
    General Gordon tüm Hartum'lu avrupalıları kuşatmayı yarma talimatlarıyla o gemiye bindirmişti. Open Subtitles وضع الجنرال جوردون جميع الاوروبيين على متنها مع تعليمات لتشغيل الحصار
    Birkaç hafta süren Kuşatmadan sonra Britanya Kraliçesi ve askerleri yüce gönüllük gösterip canlarını bağışlayan ve yeni fetihlere yelken açan Sezar'a teslim oldu. Open Subtitles بعد عدة أسابيع من الحصار ملكة بريطانيا وجنودها استسلموا للقيصر والذي أظهر شهامة منقطعة النظير وقرر الحفاظ على حياتهم
    Scott'ın son seferi, 1910'daki Terra Nova Keşfi, büyük bir kuşatmaya benzer bir yaklaşımla başladı. TED بعثة سكوت الاخيرة، بعثة تيرا نوفا في عام 1910 بدأت كبعثة ضخمة تعتمد اسلوب الحصار
    Basın önemsediği sürece, sen bu kuşatmanın yüzüsün. Open Subtitles بقدر ما تشعر الصحافة، كنت مواجهة هذا الحصار.
    Bir sonraki dönüş yeri sivillerin ablukaya aldığını düşündüğümüz yer efendim. Open Subtitles حول الإنحناء القادم حيث خمّنا موقع الحصار الأمريكي سوف يكون، سيدي
    Sovyet ablukası, Batı Berlinlileri şehirde özgürce dolaşmaktan alıkoymuyordu. Open Subtitles لم يردع الحصار السوفيتي أهل برلين من التجول بحرية داخل أرجاء المدينة
    Wraith kuşatması altındayken kaçıp, Dünya'ya dönen Eskiler'in isimlerine ait bir kayıt. Open Subtitles إنها أسماء القدماء الذين رحلوا عندما كانت تحت الحصار ورجعوا إلى الأرض
    Sadece senin baban bir kuşatmada ameliyattan sağ çıkabilirdi. Open Subtitles والدك الوحيد الذي يمكنه أن يعيش في جراحة أثناء الحصار
    Leondegrance'ın şatosunu kuşattılar. Open Subtitles ليوندجرانس, قلعته تحت الحصار
    İsrail'in Hamas'a karşı denizden başlattığı ablukadan mı bahsediyorsun? Open Subtitles هل تتحدثين عن الحصار المبرر لإسرائيل ضد حماس؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد